fotoman
fotoman (üye)
Yurtdışı / Reklam Fotoğrafçısı

Sony A-100 Full Review (ilk Defa)

SONY A-100 için ilk kapsamlı değerlendirme (Fullreview) Cameralabs'da yapılmış. (yakında Dpreview, Imaging resource ve Steve's Digicam da da testler yaınlanmaya başlar sanırım)

Piyasadaki en iyi Giriş seviyesindeki DSLR olduğu belirtilmiş. Şu ana kadar en iyi olan 350D'nin sadece yüksek ISO'da daha iyi olduğu, onun dışında her alanda A-100'ün daha iyi olduğu yazıyor.

Test sonuçlarında 85 almış,
350D...80,
D50 ...78,
D200...91 almış

daha fazlası için adres aşağıda...


http://www.cameralabs.com/reviews/SonyA100/index.shtml

Tarih: 18 Temmuz 2006, 00:37 - İp: 85.***.**9.210
ocaklilar
ocaklilar (üye)
İstanbul / Amatör

mbsahan,

Yüksek İSO daki makinanın basarısı benim fotografcılık konusundaki birçok eksigimi kapatacak.

Bence yanlış düşünüyorsun.

800 de az noise üreten bir makina 100 iso degerinde digerlerinden daha iyi performans sergilemez mi?

"Kesinlikle evet", denilemez.

Ayrıca yüksek İso performansı yüksek enstantanede çok ihtiyacım olmayacak olan AS den daha önemli degil mi?

AS'ye ne kadar ihtiyacın olup olmayacağına kullanmadan karar verme bence. O sistemi kullanmış biri olarak sözüme güven.

Tabii bu konu dısında konusulması gereken cok sey var daha fakat noise konusunu ihmal etmek yerine İso/noise hanesine kocaman bir - yazıp, Super SteadyShot +, LCD kalitesine +, CCD için gelişmiş toza karşı koruma sistemi +, Konicaminolta MAXXUM/DYNAX/Alpha objektifleri ile birlikte çalışır +,Eye Start AF Sistemi + deyip devam edebiliriz.

Bak işte bu konuda çok haklısın.

Tabi ki A100 ve FZ30 u bu konuda yarıstırmak hata olur.

Burada da çok haklısın.

Benim bir önceki mesajımda yazdıklarımın A100 ile ilgisi olmadığının bilinmesini isterim, konu ile ilgili olduğundan A100 başlığının altına geldi sadece o kadar. Bir de bu başlık altına yazılan tüm mesajları okuyabildiğimi söyleyemem, zaman darlığı nedeniyle genellikle son sayfalara bakabiliyorum.

Mesajlarından anladığım kadarıyla, kompakt bir makineden dSLR'ye terfi etmek istiyorsun. Şuna emin olmanı isterim ki bu durumda hangi dSLR'yi alırsan al, noise konusunda memnun kalmaman için bir neden görmüyorum. Benim şahsi görüşüm.

Bundan sonrası, seçeceğin makinenin artı özelliklerin senin için ne derece önemli olduklarına kalıyor. Bu modelde şu vardır o modelde bu vardır, hangileri senin için daha önemliyse o modeli seçersin, bütçeyi de düşünerek tabi

A100'de benim beğenmediğim bir nokta da AF assist ışığının flaştan gönderilmesidir. Nefret ederim ama diğer artılarının yanında katlanacağım artık.

Sana da seçiminde kolaylıklar diliyorum.

 

Tarih: 27 Temmuz 2006, 09:26 - İp: 85.***.**5.234
ocaklilar
ocaklilar (üye)
İstanbul / Amatör

osmanlı,

mffoto arkadaşımın "2 stop itildi" den, filmin banyo sırasındaki itilme işleminden bahsettiğini sanıyorum.

 

Tarih: 27 Temmuz 2006, 10:23 - İp: 85.***.**5.234
mbsahan
mbsahan (üye)
Gaziantep / Amatör

Cüneyt abi açıklamalar için teşekkür ederim...
AS yi FZ30 dan biliyorum pek yabancısı sayılmam. Fakat çok titriyorsan oda kurtarmıyor. Fakat bu işe yaramıyor anlamına gelmez. A100 de bunun body den halladilmeye çalısılması ne kadar basarılı sonuc verecek bu zaten daha önce tartısıldı...

Ben titremedn fotograf çekemiyorum. O sebeble bana Yüksek İSO da az noise + AS gerekli
Galiba foruma test için A100 gelecekmiş sonuçlar ne olacak canlı canlı görme sansımız olacak...




#mbsahan' tarafyndan 27.07.2006 16:09:49 tarihinde düzenlendi.

 

Tarih: 27 Temmuz 2006, 15:21 - İp: 85.***.**8.155
fdemirhan
fdemirhan (üye)
İstanbul / Amatör

Merhaba,
2 stop itmek konusunu biraz açayım, belki işine yarayanlar olabilir.

"2 stop itildi", Ocaklılar'ın dediği gibi film zamanından kalma bir terim. Sözgelimi 400 asa film kullanırsanız, ve tüm filmi 2 poz daha az ışıkla çekerseniz, banyo aşamasında özel banyolar kullanarak (bazen banyo süresini uzatmak yeterli oluyor) telafi edebiliyorsunuz. Tabii bakla gibi gren oluyor, ama 1600 ASA film gibi kullanabiliyorsunuz. Doğal olarak gerçek 1600 ASA daha az grenli olur.

Aynı konsepti 1-2 poz az ışıkla çeker, ve ışık ayarını 1-2 poz arttırsanız digital ile yapmanız mümkün. Başka çareniz yoksa yapın, ve kaçınılmaz olarak fazla noise oluşacağını bilin.
Osmanlı, bu Canon'a has bir özellik değil, tüm makinelerle yapabilir. Fotograflar fazla noise sebebiyle büyük boy kullanılabilir halde değil, en fazla kartpostal boyu.
Siyah beyaz daha iyi noise saklıyor, dolayısı ile bu itme işini yaparken s/b düşünmek daha doğru olabilir.
Canon sadece 2 poz compensation (telafi/esneklik desem ?) yapıyor. 2 pozdan daha yüksek farklılıkları kaldırabilecek dynamic range (buna ne diyeceğimi bilemedim, ton esnekliği ?? ) kapasitesi yok.

 

Tarih: 27 Temmuz 2006, 15:34 - İp: 85.***.**8.170
fotoman
fotoman (üye)
Yurtdışı / Reklam Fotoğrafçısı

Arkadaşlar, öncelikle ben de Ocaklılar gibi her hangi bir makinayı kastederek yazmadım, bu başlıkta İSO konusuna cok değinildiği için ben de görüşlerimi ve deneyimlerimi belirttim.


Mffoto (yada Fatih Bey),
verdiğiniz örnekler çok güzel, tam da benim anlatmak istediğim şey. Yüksek İSO'nun kullanılması gereken tek yer var o da KARANLIK ORTAMDA HAREKET, (Tabi bir de sanatsal çalışmalarda eskimişlik, yıpranmışlık etkisi vermek için özellikle isonun yükseltilmesi ve zorlamalar var ama konumuz dışında)

kaç kişi hayatında gece spor müsabakası yada hareketli çekim için makina alıyor, yada hayatında kaç defa böyle ortamda çekim yapıyor. Asıl soru burada Yoksa yüksek İSO gereksizdir diye kimse söyleyemez.

Karanlık ortamda hareketli konular çekecek olanlar için yüksek iso performansı aranacak en önemli kriterlerden birisi olacaktır. (buna kimse itiraz edemez)
Ama çekimlerinin %90-95'ini düşük İSO'da yapan bisinin makina tercihi yaparken hemen hemen hiç kullanmayacağı bir özelliğin ön plana çıkması ve çok daha gerekli olacak özellikleri bu yüzden 2. plana atması çok anlamsız olur. Benim vurgulamak istediğim buydu.


#fotoman' tarafyndan 27.07.2006 19:03:22 tarihinde düzenlendi.

 

Tarih: 27 Temmuz 2006, 17:50 - İp: 195.***.**7.2
fotoman
fotoman (üye)
Yurtdışı / Reklam Fotoğrafçısı

Mbsahan,

H.Cartier Brenson, Ansel Adams, E.Weston gibi fotoğrafçılar duruken üstadlık bizim gibilere düşmeş. Her nekadar profesyonel olsam da, hobi olarak çektiğim fotoğraflarımdan daha çok zevk alıyorum. Pro çekimlerde hep müşteriyi memnun etme kaygısı var oysa amatörlükte sadece kendi isteklerin söz konusu. Bu yüzden de amatör yanımı daha çok seviyorum. Bu forumda da hep birlikte fikir ve deneyim alışverişinde bulunuyoruz, ben herşeyi bilirim, herkese akıl veririm diye bir durum söz konusu olamaz. Fotoğraf dipsiz bir kuyu, hepimizin birbirimizden öğrenecek çok şeyi var.

İSO konusu profesyonellik-amatörlükle ilgili bir şey değil, tercihlere ve şartlara bağlı. Peki Yüksek iso Gereklimi?, tabiiki özel koşullarda gereklidir ama bunu kullanırken kesinlikle fotoğrafın kalitesini düşüreceğini de unutmamak gerekir .

* ("800 de noise üreten bir makina 100 iso degerinde digerlerinden daha iyi performans sergilemez mi? " ) : Böyle bir kural yok neyazıkki. Bu makinadan makinaya, sensör yapısına göre değişiyor. Bazı makinalarda 100 den 1600'e kadar bozulma düzenli olarak artarken bazı makinalarda ise 400 İSO'ya kadar cok az olan bozulma 800'de bir anda ani bir artış gösterebiliyor.


* ("Ayrıca yüksek İso performansı yüksek enstantanede çok ihtiyacım olmayacak olan AS den daha önemli degil mi? ") : Bunlar tamamen biribirinin yerine geçen şeyler değil, Özellikle eğer yüksek zoom veya tele objektif kullanıyorsak gün ışığında çekim yapsak bile el titremesi riski herzaman mevcuttur. Burada AS özelliği çok işe yarar. (tabi en güzeli tripod kullanmak ama herzaman yanımızda taşımak ve kurulu halde hazır beklemek mümkün olamıyor), burada AS olması büyük kolaylık sağlıyor. Aynı şeyi AS yoksa İSOyu yükseltip hızı artırarak da yapabiliriz ama ister istemez görüntü kalitesinden ödün vermiş olacağız. Yüksek İSO, gece veya çok karanlık bir ortamda hareketli konular çekerken işimize yarar.(burada da AS'nin yararı olmaz (Ancak, gece binalar, manzara gibi durğan konular çekilecekse düşük İSO tercih edilmesi daha doğru olur.)

Not: keşke 350D'nin yüksek iso performansı daha düşük olsaydı da onun yerine her DSLR'de olması gereken Spot Ölçüm Sistemi olsaydı., ben de makinamı satmak zorunda kalmasaydım. (neyseki analog malkinalarım ve 50 İSO velvia dialar var)


#fotoman' tarafyndan 27.07.2006 17:56:02 tarihinde düzenlendi.


#fotoman' tarafyndan 27.07.2006 19:12:44 tarihinde düzenlendi.


#fotoman' tarafyndan 27.07.2006 19:18:25 tarihinde düzenlendi.

 

Tarih: 27 Temmuz 2006, 17:52 - İp: 195.***.**7.2
fotoman
fotoman (üye)
Yurtdışı / Reklam Fotoğrafçısı

Bütün sorulara yer kalmadı, buradan devam ediyim.
Sevgili Osmanlı, S9500 sınıfının iyi makinalarından biri, onunla yapılabilecek cok şey var.

Cevabım klasik olacak belki ama çok çalışmak, çok fotoğraf çekmek, araştırmak işin özü. Fakat en önemlisi kendine ait bir tarz oluşturmaktır. Resim sanatındaki kadar keskin olmasada, fotograflarının diğer insanların fotoğraflarından bir farkı olmalı, ayırdedilebilmeli.

Daldan dala gezmek yerine, hedefe ulaşmak için belirli konu ve tekniklere ağırlık vererek çalışmalar yapmak tarz oluşmasına yardımcı olacaktır.
Çok çalıştık, tarzımız da oluştu, çok iyi de fotoğraflar çekiyoruz diyelim yeterlimi?, tabiki hayır, Bir de işin tanıtım boyutu var. birilerinin bizi keşfetmesini bekleyerek bir yere ulaşamayız. Bunu için günümüzde en etkili yollar internet, fotograf yarışmaları, fotoğraf dernek ve siteleridir. Derneklerde aktif görevler alarak, projelere katılarak, yarışmalarda ödüller alarak kendini göstermek, uzun zaman alsa da en etkili yollardır. Kendine ait bir web sitesi oluşturmak da işe yarayacaktır.

Ayrıca bu piyasadaki insanlara yakın olmaya çalışmalı, sergi, konferans gibi etkinlikleri takip ederek zirvedeki insanlarla temasa geçmek tanıtımda yararlı yöntemlerdir. Şimdilik aklıma gelenler bunlar.

Çok yakında fotoğraflarını yerli-yabancı dergilerde görmek dileğiyle Başarılar dilerim,


#fotoman' tarafyndan 27.07.2006 18:04:20 tarihinde düzenlendi.

 

Tarih: 27 Temmuz 2006, 17:53 - İp: 195.***.**7.2
xtolga
xtolga (üye)
İstanbul / Amatör

Fatih beyin söylediklerine bende katılıyorum.

Çalıştığım gazetede, (Dijital makinenin icat olmadığı dönemlerde) muhabir arkadaşlar çoğunlukla, 100 ISO film kullanır. Gece çekimine giden muhabirler de 400 ISO film kullanır. 400 ün üzerinde çokda fazla film kullanılmaz. Gazeteye Negatif ve dia alınırken 100-200-400 alınır. Daha üstüne çıkılmaz.

Kendi çekimlerimde bile 400 ISO film çok az kullandım, dijitalde de ortam ışığına göre kullanabileceğim en düşük ISO değerine seçmeye çalışıyorum.

Yüksek ISO ya ihtiyaç yok demiyorum ama 800 ISO ve ya daha üstü çok az ihtiyaç duyacağımız bir özellik değil. Titreşim önleme özelliği bir makine seçiminde ISO dana daha önce gelmeli.

 

Tarih: 27 Temmuz 2006, 19:23 - İp: 85.***.**5.136
osmanlı
osmanlı (üye)
İzmir / Amatör

Sayın fotoman anlattıklarınıza tamamen katılıyorum.Evet İnternet bizim için bir nimet.Bir tuşla bir nada Dünyadaki heryere ulaşmak mümkün.
Ancak şunlarda bir gerçek ki Türkiyede bir çok başarılı fotoğrafçı var ama yurt dışında çok başarılı olmuş,yabancı dergilerde bilhassa national geographic'in İngilizce sayılarında kendine bir yer edinmiş fotoğrafçı yok.Mesela sayın Fotoman siz yurt dışındasınız.Ben national dergisinin yabancı bir sayısına geçenlerde ve bugün tekrar baktım.Bu sayıda fotoğraflar vardı sadece ve altında da hangi makina ile ve kim tarafından çekildiği yazılıydı.Bu fotoğraflar çok çeşitliydi.

Mesela Afrika kıtasına gidip,burada insanların yaşayışlarını,bu yaşayışlarından kısa,anlam yüklü bir anı fotoğraflaması;

başka birinin yağmurlu bir günde bir sahilde gökkuşağı altında kapalı bir havada sahilde koşturan insanları görüntülemesi
yada bir fotoğrafçının şehir,orman,dağ gibi apayrı alanlarda yaptığı başarılı çekimler...

Burada süper makinaların ve teçhizatın kullanıldığı,bu işe gerekli paraların yatırıldığı muhakkak.

İşte bende bu tür fotoğraflar çekmek isterim.Tanınmak birinci kural.

Ama aklıma şu gelmiyor da değil.Türkiyemizde Ara Güler,Nadir Ege gibi isimler var.
Benim örnek aldığım isimlerden biri de Cem Boyner.

Aklıma gelmişken Cem Bey'in 'Uzaktaki Yakın,Yakındaki Uzak'
adlı çalışmasını görmenizi şiddetle tavsiye ederim.Ben gerek dergilerden bir kısmını gerekse tamamını kataloğundan gördüm.

Bende onlar gibi olmak isterim.Fakat onlar bile bu tanınmışlıklarına,maddi imkanlarına ve deneyimlerine rağmen niçin yurt dışına açılamıyorlar?
Dünyada profesyonel olarak fotoğrafla ilgilenen kaç kişi bu saydığım isimleri tanıyordur ki?

Açıklamalarınız için teşekkür ederim Sayın Fotoman.

 

Tarih: 27 Temmuz 2006, 20:03 - İp: 85.***.**9.67
mbsahan
mbsahan (üye)
Gaziantep / Amatör

İSO konusunda anlayamadıgım neden test konusu olup ünlü siteler bu konuda makinaları teste tabii tutuyor.Sonuçta kullanılmayacak bir özellik için neden ugrasıpta makina üreticileri ARGE ye para ayırıyor.Hiç uzak degil 3-4 yıl içinde aslında İSO12800 e pek ihtiyaç yok gibi tartışmalar yaşayacagız, bugün İSO800 kullanılırmı kullanılmazmı diye tartısırken...
Bence yüksek İSO daki basarı teknoljinin bize sunmus oldugu bir imkan ve kullanmamak diye birşey söz konusu olamaz.

AS sistemi mi daha önemli yoksa yüksek İSO daki basarımı?

Bu kullanıcını bakış açısına göre degisir. AS sistemli olup çok keskin fotograflar çekeceksin ama noiseden fotografın yüzüne bakılmayacak bunu kimse kabul etmez.

Tabii noiseden eser yok ama net fotograf çekemiyorsun çünki AS yok, bunuda kimse kabul etmez...

Bence bu konu tamamen kişisel tercih olabilecek bir konu...
AS düsük pozlamada titremesiz net fotograf saglarken
İSO speed artırmakta düsük pozlama hızından kurtulmayı saglar...Sonuç olarak ikisininde amaçı benim gibi bir kullanıcı için
"Tripod da ihtiyaçımı azalmak" anlamına geliyor...
Farklı mekanizmalarla aynı amaça hitap ediyor...
Daha profesyonel degilim ki deteya ineyim benim anladıgım bu...

 

Tarih: 27 Temmuz 2006, 22:57 - İp: 85.***.**1.215