thalassa
thalassa (üye)
İstanbul / Amatör

Fotoğraf Ve Sanat

Fotoğrafın sanat olma kimliği, fotoğrafçısının sanatçı olma gerekliliğini taşıması, herkes tarafından bilinir.Sanatçı olmanın yolu da üretimlerinin sanat olması ve ispat edilmesi gerekliliği taşıdığına göre, fotoğraf sanatçısı nasıl biri olmalıdır ki, üretimi sanat olarak kabul görebilsin?Yani kısaca tavuk ve yumurta sorunu.Ama bir gerçek gözardı edilemiz ki; her güzel fotoğraf pozlayan vatandaş , fotoğraf sanatçısı olamaz.Sizlerin bu konudaki düşüncesi nedir?Nasıl oluyor da önüne gelen ben fotoğraf sanatçısıyım diyebiliyor?Sanat nedir sizce?

Polemik için değil , gerçekten bu konuda çekincesi olan, düşünen bireylerin fikirlerini merak etmekteyim..


#thalassa' tarafından 29.09.2005 22:22:18 tarihinde düzenlendi.

Tarih: 29 Eylül 2005, 20:36 - İp: yok
dadanagast
dadanagast (muhtar)
Yurtdışı / Amatör

sufyan cevaplamis..
iyi ve guzel de kotu ve cirkini gosterebilmek de sanattir.. ama fotografda sanat yuzyillar sonrasina ayni duygulari veremeyebilir.. tabii ki amac, fotograflarla o zamanlari cok guzel bir sekilde ozetleyebilmektir.. anlatabilmektir..
.......

sonra cdinc arkadas soyle demis:
"Eminönünde çay içen bir adamı, veya ada vapurlarını ben fotoğraflarsam; bu fotoğraftır. Ama aynı fotoğrafı Sayın Ara Güler çekerse bu Sanattır."

ustune sarazen cevaplamis:
"Bu yargı dogru degil. Sayın Cdinç.

Neden dogru olmadıgını 2.12.2004 tarihinde NTV kanalında Okan Bayülgen'in sundugu, Ara Güler'in ve Şakir Eczacıbaşının katıldıgı pprogramın bir bölümünde geçen konuşmadan anlamak mümkün.

Sayın Ali Baydaş bey, o tarihlerde bu programda konuşulanların bir özetini güzel bir şekilde forum sahifelerine aktarmıştı. Kendisinin izniyle, ilgili bölümünü buraya aktarıyorum.

Okan ve Şakir, Henri Cartier Bresson'un tüm albümlerinde üç aşağı beş yukarı aynı 60 fotoğrafın olduğundan söz ettiler. Ara : "yok, ben gördüm, son albümünde hiç görülmemiş fotoğrafları var. müzesinde de olacak" dedi. Şakir, Ara'nın bu konuyla ilgili olarak, zaten kaç fotoğraf kalır ki geriye bir fotoğrafçıdan? HCB'den 60, benden 50 senden 2" dediğini aktardı... bunun üzerine Ara: "Maupasant'ın yüzlerce öyküsü var, kaçını hatırlıyorsun? en fazla 10" dedi Okan'a. Okan yine HCB'nin öldüğünde ortada dolaşan 60 aynı fotoğraf olduğunu söyleyince, Ara: "onu ajanslar öyle dağıtıyor" diye açıkladı ama, ben dinledim, Okan duymadı bile.

Demekki fotograf sanatçısı olarak ünlenmiş insanlar bile kendi açılarından sanat eseri niteliginde saydıkları çalışmalarının sayısını tüm yaşantıları boyunca 50-60 tan fazla saymıyorlar.

Mesele budur. Ama insanlar "Efendim bunu Ara Güler çekmiş o halde ne olursa olsun iyidir" diyorlarsa, bunda fotografçının bir kabahatı yoktur. Olsa olsa bunu söyleyen insanların düşünce tarzlarında bir yanlışlık var demektir. "

...
bence bu da tartisilacak hos bir konu olurdu..
portfolyolarin oneminden bahsedildi.. ama portfolyolarin onemi acaba ne kadar bir kisinin basarisinda? o kisiyi sanatci kilanlar aslinda 50-60 tanedir diyor sarazen..
katiliyor musunuz arkadaslar?

 

Tarih: 4 Ekim 2005, 19:22 - İp: yok
dadanagast
dadanagast (muhtar)
Yurtdışı / Amatör

sonra suysal soyle demis:
"Ünlü fotoğraçıları milyonlarca fotoğrafçıdan ayıran özellik : Sadece fotoğraf olarak var olabilecek görüntüleri üretebilme becerisi. "

kitaptan gostererek..
bence cok mantikli bir cevap..
..acaba video ile fotografin bagi nedir bu noktada?
ceko bir keresinde, iyi bir yonetmenin iyi de bir fotografci olmasini soylemisti.. ki cok hak veriyorum kendisine..
filmlerde de dikkat ederseniz goruntulerde hep fotografiktir.. peki bu fotografik goruntuler videoyu olusturuyorsa ve bir sanatcinin 50-60 olumsuz eseri oluyorsa; bazi filmlerin yaraticilari icin ulu insanlar diye soz etmek cok mu yanlis olur?..
nedir video cekebilmek ile fotograf olusturabilmek arasindaki bag?
..bazilari, film cek, bir karesini kes fotograf olsun diyebilir.. fotograf bu degildir tabii.. fotograf, fotograf olarak kalabilmelidir.. belki de uzun bir surece akillarda yer etmesi gerekir..
bir film sahnesinden kac goruntuyu hatirlariz? acaba o hatirlanan anlar, essiz fotograflar midir?
fotograf mi olusturmak yoksa film mi yapabilmek zordur?.. tum yasananlari tek bir kareye mi sigdirmak mi, yoksa parca parca gosterebilmek mi?
..
bilgisayarda islemek acisindan film yapabilmek binlerce kat zordur saniyorum.. ama gercek bir fotograf cekebilmek milyonlarca kat daha zordur film cekmekten diye dusunuyorum?
ne dusunuyorsunuz bu konuda arkadaslar?

 

Tarih: 4 Ekim 2005, 19:33 - İp: yok
thalassa
thalassa (üye)
İstanbul / Amatör

Selamlar Sn dadaganast,
Tüm yazdıklarınız nefis şeyler , nefis de görüşler, pozitif bakış açısına sahip olduğunuzu görmekteyim.. Sanırım şimdi de sizle rolleri bu konuda değiştik dostum..

Sizi okurken aklıma nedense ''Kötülük çiçekleri'' geldi..Baudelaire sert bir şairdir.Şiirlerini yayınlattığı dönem de diğer büyük şairler ondan tek bir alıntı bile yapılamayacağını o nedenle de dışlamışlardı.. Çünkü pozitif biri değildi.. Daha yakın tarihte Bukovski de buna benzer suçlamalarla suçlamnmış hatta şair bile sayılmamıştır.. Sanat sadece pozitif anlatımlardan iibaret olmaz diye çekincem var.. Çünkü sanatın anlatımları bazen insanın dayanabildiğinden daha sert, daha çarpıcı, daha gercekçi, hatta kimi zaman da iğrençliğe kadar varabilir düşüncesini taşıyorum.. Şimdi adını unuttuğum bir fotoğrafçı nazi Almanya'sında çektiği fotoğraflar vardır ki insanı bu kadar zamandan sonra dahi kusturabilir, sarsabilir hatta insan olduğuna utandırabilir. Anlatmaya çalıştığım sadece güzelliklerden sorumlu değildir sanat.İnsanşlar tabiidir ki sadc e güzellikleri yaşamak isterler , hatta görmek dahi istemezler, ama birileri bunu içlerindeki tüm donanım ile öyle bir gösteride bulunurlar ki bir çok insanı uykudan uyandırır.. Sanırım nereye varmak istediğim belli olmuştur..

sevgiler

 

Tarih: 4 Ekim 2005, 19:34 - İp: yok
dadanagast
dadanagast (muhtar)
Yurtdışı / Amatör

tabii ki sanatin konusu sadece guzellikler veya gormekten zevk alinacaklar olamaz thalassa.. sanat hayatin her alaninda.. ama gorebilmek, farkedilmek icin sabir istiyor, beceri istiyor, ogrenilmek istiyor..
gecenlerde bir fotografcinin bir tuvaleti, butun igrencligiyle bir fotografda gostermesini cok garip bulmustu bazi ustalar.. cok garipsemisdim dogrusu.. ama bir yerde bu igrenclikleri insanlarin gormek istememeleri de normal..
peki yapilan ne oluyor bu arada? arada kayniyor gibi degil mi?
demek bazi kaygilar girdigi anda bazi degerler kaybolabiliyor..
hatirlanacak mi? evet hatirlanacak.. iyi olarak mi? zannetmiyorum.. peki ne zaman iyi olarak bilinecek? hicbir zaman?..iyi olarak anilmasi gerekiyor mu?..
belki de cevap son cumlede gizli..
bazi yasantilar da gecmisde kaybolup gidiyor.. bazilarini ise sonsuza kadar hatirliyoruz..
yasadiklarimiz da bizlerin sanati mi acaba? acaba, yasantiya yol verebilme gucu, bizlerin sanati mi oluyor?
fotografla bir yerde o gecmisden birer parca aliyoruz.. ne kadar anlam icermeli onemli degil.. veya yarinlara birseyler birakabilme kaygisi..
onemli olan fotograf cekebilmek..
fotografi sanat olsun diye degil kendimiz icin cekmeliyiz.. sanat olarak kabul edilecekse birakin edilsin..
..
iste bu noktada suysalin okudugu kitaba hak veriyorum.. bir yasami bir fotografa sigdirabilmek mumkun mu acaba? belki mumkun.. belki o yasami anlayabilecek olan sadece fotografi ceken olacaktir..
ama yeterki bizler o guzel goruntuyu digerleriyle paylasalim..
demek sanat olabilmesi icin paylasim da onemlidir degil mi thalassa?
..paylasmak.. digerlerinin de gormesini saglamak..
neyse.. ben yine cok uzattim..

 

Tarih: 4 Ekim 2005, 20:15 - İp: yok
thalassa
thalassa (üye)
İstanbul / Amatör

selamlar tekrar ,
evet katılmamak mümkün değil , zaten sorgulayacak olursanız; en sevdiğiniz hangisidir diye, en sonunda bir kaç tane kalır. Çünkü insan kendini görür ve kendini arar ürettikleri içinde .Bir zaman sonra kendini bulamadıkların da, bir süre sonra güzel görünmez. Bazen de tam tersi olur nadiren ve eski bir fotoğraf sizi öyle anlatır ki, bugun bile, sizden başka da kimse anlamayabilir yani bunlar son derece insani hisler


Film konusundaki düşünceleriniz de haklısınız ama sanırım bugüne kadar bu konudaki en carpıcı açıklamalardan birini Jim Morrison yapmıştır.

biraz sert kaçabilir ama inanılmaz güzel bir anlatımla şöyle der:

yaşam, görünüşte sonsuz, yine de olasılıkla fani, sonu olan bir kart oyununa dönüşür.Görüntü kombinasyonları, permutasyonlar, yaşam oyununu kapsar.

Risksiz, derinliklerinde kısır, zarif bir kendinden geçiş. Görüntü oldukça tehlike yoktur..

Muybridge hayvan konularını, Philadelphia Zooloji Bahçesi'nden, üniversite erkek icracılarından türetti.kadınlar, profesyonel ressam modelleri, ayrıca aktris ve dansçılar, 48 kameranın önünden çıplak yürüyüp geçen.

Filmler, yapay olarak döllenmiş ölü fotoğraflar bütünüdür.
Film seyircileri sessiz vampirlerdir.

Sinema , sanatların en totaliter olanıdır. Bütün enerji ve heyecan kafatasının içine emilir, bir tür zihinsel ereksiyon;kanla şişer kafatası. Caligula tüm tebaası için tek bir boyun arzulardı, tek bir vuruşta tüm imparatorluğun başını uçurabilmek için.Sinema bu dönüştürücü araçtır işte. beden, gözler uğruna varolur sadece; bu iki yumuşak, açgözlü cevheri ayakta tutan kuru sapa dönüşür.

Film, bir çeşit sahte ölümsüzlük bahşeder..

der Jim Morrison..

Aslında o kadar güzel anlatır ki devamın da
ama ne yazık ki birazdan seyahate çıkacağım ve vaktim kalmadı.


sevgiler..


 

Tarih: 4 Ekim 2005, 20:55 - İp: yok
dadanagast
dadanagast (muhtar)
Yurtdışı / Amatör

"Filmler, yapay olarak döllenmiş ölü fotoğraflar bütünüdür. "
gercekten de cok guzel soylemis jim morrison..
sagol bu paylasimin icin thalassa.. senden ogrenecegimiz cok sey var.. [>:D

 

Tarih: 4 Ekim 2005, 21:38 - İp: yok
thalassa
thalassa (üye)
İstanbul / Amatör

benim de sizlerden öğreneceğim çok şey var.. Tüm çaba doğru bir yere varmaksa düşünce de , diğer düşünceleri de irdelemek gerekir ya.. işte bu büyük bir keyif benim için..

görüşmek üzere

sevgiler..

 

Tarih: 4 Ekim 2005, 21:51 - İp: yok
suysal1
suysal1 (üye)
Denizli / Amatör

Sanatı sanat yapan, sanat ürünün herkeste çok güçlü duygular uyandırması.Bu konuda hepimiz hemfikir olduğumuzu düşünüyorum....

Dadanagast altını çizdiği gibi sanat ve sanatçıyı gözümüzde büyüttüğümüz müddetçe sanata dair bir şeyler üritilemez. Fakat bu ulaşılamzlığı yenmek için kendimizi eğitmek ve yetenekli olduğumuz sanat dalında kendi duygu ve düşüncelerimizi yansıtacak bol miktarda çalışmalar yapmalıyız. Bu bağlamda yetenekli olduğumuz veya olmak istediğimiz alan fotoğraf. Konuyu bu şekilde daraltıp belirledikten sonra fotoğraf sanatı nedir? Nasıl olmalıdır? sorularına cevap aramalıyız. Çünkü sanat çok geniş bir kavram olduğu için sanat dallarnın hepsini teker teker ele almamız gerekir ki, bunu yapmak da imkansız....

Video-film ile fotoğrafı ayıran şey:
Filimde anlatılmak istenen binlerce karede anlatılırken, Fotoğrafta ise bir kaç karede anlatılıyor.Diğer sanat dallarından fotoğraf sanatını ayıran şey de : Hiç bir sanat dalları tarafından anlatılması mümkün olmayan sadece fotoğraf ile anlatılabilecek şeyler fotoğraf sanatı oluyor.Mesela üst üste yapılan çekim sadece fotoğrafa özgü bir durum. Yine uzun pozlama sadece fotoğrafa özgü bir durum.... Ortak çok şey olsada bariz ayırıcı unsurlar çok...

Benim benimsediğim fikirler bunlar.
http://www.msnbc.com/modules/yip04/dw.asp?nStartOn=2linkendiki 2004 yılı yılın fotoğrafları hakkında yorumlarınızı almak isterim.

 

Tarih: 5 Ekim 2005, 12:27 - İp: yok
dadanagast
dadanagast (muhtar)
Yurtdışı / Amatör

"Hiç bir sanat dalları tarafından anlatılması mümkün olmayan sadece fotoğraf ile anlatılabilecek şeyler fotoğraf sanatı oluyor."

bu konuda bazi karsit fikirler cikmis fotokritikte de..
ilk bakista gercekten de kolaylikla karsi cikilabilecek bir fikir gibi duruyor suysal.. ama bence kesinlikle degil..
fotograf ile anlatilabilecek olan gercekten de fotograf sanati olabilir.. tabii bu gazetelerde fotograf kullanilmasi, sanat mi oluyor demek degil..
neyse.. dedigin gibi fotograf sanati hakkinda konusmaliyiz..
..
verdigin sitedeki fotograflara daha once bakmistim.. ne harikalar degil mi?
..ben "into the fire" isimli fotografa oy vermistim.. ama "the bear necessities" isimli fotograf da harika.. bir de onay vereyim bari..
..
o fotograflara baktiktan sonra, fotograf sanati hakkinda birsey daha ilave etmek isterim.. bence iyi fotograf, gercekten cok zor basarilacak olandir.. veya cok zor rastlanilacak diyeyim.. herkesin normalde rastlamadigi..
kac kisi anne ve yavru ayinin o sekildeki fotografini yakalayabilir, degil mi?
..
tabii ki zor rastlamaktan ziyade o ani gorebilmek onemlidir.. belki hemen yakinimizdaki bir goruntu konu olacaktir fotografa..
fakat zor basarilacak fotograflari gordugumuzde, eminim, bircogumuz, hayretlere dusuyoruzdur..

 

Tarih: 5 Ekim 2005, 15:08 - İp: yok
stokes
stokes (üye)
İstanbul / Meraklı

Selamlar,
Benim düşüncelerime göre. Sanatçı diye bir şey yoktur. Sanat eseri vardır. Sanatçıyı sanatçı yapan sanat eseridir. Bir kişiye sanatçı diyebilmemiz için yarattığı eserlerde kendisini görebilmemiz gerekmektedir. Yani yarattığı eser kendisini aynı sanat dalıyla uğraşan insanlardan ayırabilmeli. Eğer bir fotoğraf gördüğümüzde " bu fotoğrafı Ahmet çekmiştir " diyebiliyorsak "Ahmet" bir fotoğraf sanatçısıdır.
Sanatçının iyisi, kötüsü, başarılısı, başarısızı olmaz. Fazla hayranı olan, az hayranı olan diye sınıflandırılır sanatçılar.
Umarım hissettiklerimi doğru anlatabilmişimdir.

 

Tarih: 5 Ekim 2005, 16:45 - İp: yok