buffalo
buffalo (üye)
Ankara / Amatör

Nobel Orhan Pamuk Un

dünyada pek çok hayranı, türkiye de düşmanı bulunan yazar orhan pamuk nobel edebiyat ödülüne layık görüldü arkadaşlar.

Tarih: 12 Ekim 2006, 15:04 - İp: 81.***.**6.159
flassv
flassv (editör)
Afyonkarahisar / Haber Fotoğrafçısı

evet pazarbey dünyada nekadar kötülük varsa türkler yapmıştır ve bu nedenle 800 yıl dünyanın enbüyük imparatorluğunu ayakta tutmuşlardır.

 

Tarih: 13 Ekim 2006, 22:42 - İp: 81.***.**6.136
merhaz
merhaz (üye)
Şırnak / Amatör

arkadaşlar yapı olarak çabuk parlıyoruz öfke ile kalkmak zarardan başka bir şey vermez.biraz soğukkanlı olcaksın ki kendini daha iyi savunabilesin.Orhan pamuk,un aldığı ödül büyük bir ödüldür ve bir ilktir yüzyıllar sonrada konuşulabilecek bir olaydır.şimdi gözümüzde küçük görülmesinin sebebi son yaşanan olaylardır.
bence biraz bekleyin ve orhan pamuk,un fransanın aldığı karar hakkındaki değerlendirmesi ve tepkisini öğrenelim.ne malum bir tepki göstermeyeceği.bence gereken tepkiyi gösterecektir.
fransanın aldığı karara gelince gerek avrupa birliğinde yeralan ülkeler ve gerekse diğer dünya ülkeleri buna tepki gösterecektir.çünkü çıkarılan kanun un kendisi tamamı ile demokrasiye aykırıdır...hemde düşünce özgürlüğüne.

 

Tarih: 14 Ekim 2006, 00:13 - İp: 88.***.**6.215
studyofoto
studyofoto (üye)
Sinop / Meraklı

bir türk e diğer bir turkten baska kımse dost olamaz dııııı
maalesef ::: artık bi turke kımse dost olamaz..nokta.

 

Tarih: 14 Ekim 2006, 09:55 - İp: 85.***.**2.67
okyanus.
okyanus. (üye)
İstanbul / Profesyonel Fotoğrafçı

Ödül kimlere?


Gazetelerde Türk kazandı, Türkiye kazandı, Türk edebiyatı kazandı gibisinden sevinçli başlıklar... Edebiyatçılardan tebrikler... Pamuk övülüyor.

Ne var ki ulusal duyarlığı ön planda tutan kesimler aynı mutluluğu paylaşmıyor... Onlarda "Ne pahasına olduğuna bakmayalım, alınan ödülün tadını çıkaralım" gibi bir rahatlık yok. Buruk duygular ağır basıyor... Ödülün Türkiye'yi yücelten değil cezalandıran nitelik taşıdığına inanılıyor.

Ödül Türkiye'ye mi verildi, Türkiye karşıtlığına mı? Pamuk'un romanına mı verildi, Türkiye'yi kuşatanları memnun eden sözlerine mi?

Kuşku okyanus ötesine dek uzanıyor:

Washington Times gazetesinde şu yorum:

''Nobel bile siyasetten kaçamadı''

Bu ödüle içten sevinenler mi? Var tabii...

Ermenistan Yazarlar Birliği Başkanı David Muradyan, sevincini, "Bu ödül Türkiye'ye verilen güçlü bir mesajdır. Bu hem bir edebiyat ödülüdür hem de ahlaki bir durumdur" sözleriyle dile getirmiş.

Ülkenin ünlü yazarlarından Perch Zeitunsiyan'ın yorumu, "Bu, Pamuk'u yargılamak isteyen Türklere bir derstir" olmuş...

Bir başka Ermeni yazar Aleksandır Topçiyan, "Bu gelişmeye çok çok sevindim" diyor...

Orhan Pamuk, "Bu ödül Türkiye'ye verilmiştir" diyerek yüreklere su serpiyor...

İyi de...

O zaman Ermenistan'daki Ermeni yazarların bu sevinci niye?

( Melih Aşık'ın bugünkü yazısından alıntı )

 

Tarih: 14 Ekim 2006, 14:22 - İp: 88.***.**1.32
gucsav
gucsav (üye)
Ankara / Profesyonel Fotoğrafçı

sayın orhan yum mantığınıza şaştım.ermeni ağzı ile konuşan soysuzun vatana kazandırdığı ne olabilir.sayın studyofoto önce soykırım kelimesinin anlamını bir öğrenin hiç kimse kalkıpta 1918-22 arasında ermeni öldürülmedi demiyor ancak ermeni çetelerinin yaptığı gibi yada pkk nın yaptığı gibi evler basılıp kundaktaki çocuklar katledilmedi.masum insanları öldüren bir kaç çapulcuyu öldürmek sokırım değildir.o devirde yurtdışında ateşelerimize suikastler düzenleyen evleri basıp gerçek soykırımı yapanlar ermenilerdir.ve varsa tepkiniz güneydoğu ve doğuda o yıllarda bu adamlara katliam yapmaları için destek olan soykırımın gizli kahramanı fransaya tepkinizi gösterin.

 

Tarih: 15 Ekim 2006, 17:51 - İp: 212.***.**6.82
okyanus.
okyanus. (üye)
İstanbul / Profesyonel Fotoğrafçı

“Türkiye'de 30 bin Kürt öldürüldü. Bir milyon da Ermeni” diyerek Türkiye'yi karalamaya soyunan ve bu yüzden de Nobel ödülüne layık görülen Orhan Pamuk'un romanının önce İbraniceye çevrilmesi ve Yahudi Ansiklopedisi Yayınevi tarafından basılması hiç şüphesiz bir rastlantı değildir

“Sabetayistlerin bir devlete ihtiyaçları vardı. Çünkü Yahudilerle aynı kaderi paylaşmak istemediler. Bu devlet, kurucusu oldukları Türkiye Cumhuriyeti'dir" diyerek Sabetayist olduğunu açıkça ortaya koyan Pamuk’un son dönemdeki yükselişinin sırrı nedir?

Bu sorunun cevabı Pamuk’un geçmişine şöyle kısaca bir bakmakta yatıyor.

Serdar Kuru’nun anlattıklarına göre Orhan Pamuk sülalece aristokrat tabakasına mensup biri.

Dedesi Cumhuriyetin ilk mühendislerinden ve özellikle Atatürk, İnönü dönemlerinde yapılan demiryolu hamlesinde büyük ihaleler alıp kısa zamanda zengin olmuş bir zat.

Babası Gündüz Pamuk Amerikanın IBM şirketinin Türkiye'ye atadığı ilk genel müdürlerden.

1959-1964 yılları arasında IBM firmasının tüm devlet birimlerine ve silahlı kuvvetlere sattığı cihazları pazarlayan kişi.

1964 yılından sonra Koç Holding'de Aygaz Genel Müdürlüğü, Koç Holding Plan Grubu Başkanlığı, Arçelik müdürlüğü yapmış, ayrıldıktan sonra iki sene de PETKİM'in başında bulunmuştur.

Orhan Pamuk 30 yaşına kadar iki okul değiştirmiş ve sırf askerliğini kısa dönem yapmak için gazetecilik okumuş bir insan.

İlk başlarda ressam olmak isterken sonra yazarlığa yöneliyor. Yıllarca evinin odasına kapanarak ödüller alan ama kimsenin para vermek istemediği romanlar yazıyor.

Tam artık buraya kadarmış aşamasına geldiği anda sihirli bir değnek değmiş gibi Orhan Pamuk'un kitapları satmaya ve yurtdışında tanınmaya başlıyor.

Peki, bu sihirli değnek acaba nerede değmiş olabilir?

Bu değneğin izini Amerika'da sürmek lazımdır.

Amerika'ya gitmeden önce Orhan Pamuk üzerinde derin etkileri olduğu anlaşılan birisinden bahsetmek lazım.

Bu kişi Orhan Pamuk'un erkek kardeşi Şevket Pamuk.

Şevket Pamuk, Orhan Pamuk'un ilk dönemlerinin aksine oldukça başarılı bir insan.

Amerika'da Yale, Berkeley gibi sağlam üniversitelerde ekonomi okuduktan sonra Türkiye'de birçok üniversitede ders veren Şevket Pamuk, Osmanlı ekonomisi üzerinde tanınmış bir uzman.

Kendisi pek çok yabancı üniversitede Osmanlı ve Türkiye ekonomisi üzerine dersler vermiş bir isim.

Bu üniversitelerden en ilginci İsrail'de bulunan Negev Ben Gurion Üniversitesi.

İsmini İsrail'in ilk başbakanı, İsrail'in kurucularından ve hatta anarşik faaliyetleri yüzünden Osmanlı tarafından Filistin'den kovulacak kadar fanatik siyonist olan David Ben Gurion'dan almıştır.

Üniversitenin, derslerini MOSSAD'ın da ilgiyle takip edip raporlar hazırlattığı bir "Ortadoğu Çalışmaları" bölümü bulunmakta.

İşte Sayın Şevket Pamuk böylesine kaliteli bir bölümde ders verebilecek kadar yetenekli bir ekonomi uzmanı.

Ben Gurion Üniversitesi'nin başında 14 sene Dünya Bankası'nda çalışmış ve daha sonra bu başarılarından ötürü Rotary ve Lions klüplerinin 2000 yılının adamı olarak seçtikleri Prof. Avishay Braverman bulunmakta.

Böylesine başarılı bir ekonomistin yönettiği üniversitede ekonomi dersi vermenin önemini malumunuz.

1985–1988 arasında tam üç sene Amerika'da kaldı Orhan Pamuk.

Bu dönemde Amerika'da harıl harıl kitap yazmanın dışında çok önemli bir kursu da başarıyla bitirdi.

Bu kurs Iowa Üniversitesi bünyesinde verilen International Writing Program (IWP) isimli çok ilginç bir kurs.

Kursun amacı dünyanın değişik bölgelerinden gelen ve kendilerinde potansiyel görülen yazarların Amerikan hayatını tanımaları ve kitaplarını yazabilecek güzel bir ortama kavuşmaları...

Bu "iyiliksever" programın bünyesinde her sene 20 kadar yazar ağırlanıyor.

İşte Orhan Pamuk'un bu kurstan sonra hayatı değişti.

Yani onun deyimiyle "Bir kursa gitti, hayatı değişti".

İnsan düşünmeden edemiyor, bu üniversite bu kadar insanı çağırıp onları aylarca yedirip içirecek ve ağ

 

Tarih: 15 Ekim 2006, 23:44 - İp: 88.***.**2.143
okyanus.
okyanus. (üye)
İstanbul / Profesyonel Fotoğrafçı

Allah'ın emri Orhan yazısı
ENGİN ARDIÇ - AKŞAM

Hemen söyleyeyim: Orhan Pamuk'un Nobel almasına çok sevindim. Bu 'tarihi' bir başarıdır.

Sonra da belirteyim: Orhan Pamuk beğendiğim, sevdiğim bir yazar değildir.

Bu lafımı da açayım: Bu benim kendi görüşümdür, kimseyi bağlamaz. Kimsenin beğenisi de beni mandallamaz. Arkadaşlarına şirin görünmek ve tepki çekmemek için 'riyakarlık' edecek adam değilim.

Edebiyatçı olmadığım için, onu 'kıskandığımı' düşünecek aptallarla tartışmaya da gerek görmüyorum. Futbolcu Hakan Şükür'ü ne kadar kıskanırsam, romancı Orhan Pamuk'u da o kadar kıskanırım.

Orhan Pamuk'un Nobel almasına sevindim, İngilizce'ye tercüme edilmiş göbek havasıyla Sertab Erener'in Eurovision'u kazanmasına nasıl sevindiysem, öyle. Çarçur takımları yenerek dünya üçüncüsü olan milli takımımıza nasıl sevindiysem, öyle.

Tuna Kiremitçi alsaydı, ona da sevinirdim.

Pamuk'u beğenenler bunu genellikle 'entellik ayağından' ya da 'liberallik ayağından' yapıyorlar, Ermeni ve Kürt meselelerine bakışı dolayısıyla ona kızanlar da 'milliyetçilik ayağından' ateş püskürüyorlar. Arada edebiyat sanatı güme gidiyor.

Pamuk, 'üslubu olmayan' bir yazardır. Bu çok ağır bir kusurdur. Romanlarının çevirilerini alıp 'orijinalleriyle' karşılaştırdım, yabancı dillerde daha iyi duruyor. Arthur Koestler, 'İngilizce, Fransızca, Almanca gibi büyük dillerden birinde yazmayan bir yazar, eninde sonunda çevirmene çalışır' demişti... Pamuk'ta da 'esas olarak dış pazara yönelik üretim yapan, ihracat fazlasını da iç pazara veren' bir hava vardır.

Nobel konusuna gelince... Nobel, çoğunuzun sandığı gibi 'büyük yazarlara verilen' bir ödül değildir. Büyük yazarlara verildiği de olmuştur, kıçını silmeyeceğin heriflere de. Kazananı zengin eder, daha da önemlisi, kitaplarının satışlarını roketler. 'Ticari' değeri daha önemlidir. İsveç Kraliyet Akademisi de dünyanın en önde gelen 'eleştiri otoritesi' sayılamaz.

Yani, Oscar neyse, Nobel de odur. Havası, değerinin önüne geçmiştir.

Nobel uzun süre 'antikomünist' yazarlara verilmiştir, şimdi artık 'ülkesini kötüleyen ve Batı'ya biat eden geri kalmış ülke yazarlarına' veriliyor.

Örneğin, dünyanın gelmiş geçmiş en büyük on şairinden biri olan Louis Aragon, dünyanın gelmiş geçmiş en büyük on romancısından biri olan Andre Malraux bu ödülü alamamışlardır. Proust'a da verilmemiştir bu ödül, Joyce'a da, Tolstoy'a da, Musil'e de, Roth'a da, Malaparte'ye de. Bu adamları hiçe sayan bir 'kraliyet bilmemnesine' ben tükürmem. Nazım Hikmet'e bu ödülü vermeyenlere de selam bile vermem.

Buna karşılık... Sully Prudhomme diye birini tanıyor musunuz? İlk Nobel'i alan şairdir. Tevfik Fikret'in ondan çok etkilendiği söylenirdi...

Theodor Mommsen... Bjönsterne Bjönsson... Jose Echegaray... Giosue Carducci... Christoph Euken... Ludwig Heyse... Karl Gjellerup... Georg Spitteler... Jacinto Benavente... Stanislaw Reymont... Axel Karlfeldt... Frans Emil Sillanpaa... Wilhelm Jensen... Haldor Laxnesss... İçinizde 'en enteliniz' söylesin bakayım, bu isimleri hiç duymuşluğu var mı? Hepsi Nobel edebiyat ödüllü sanatçılardır.

'Canım bunlar eski hikayeler' diyeceksiniz...

Yok yahu? Gao Xingjian isimli Çin romancısının kitaplarını mı okudunuz? Nobel'i alalı daha altı sene oldu! Wislawa Szymborska'yı çok mu yakından tanıyorsunuz, on sene önce almıştı... Seamus Heaney'le mi yatıp kalkıyorsunuz, on bir yıl önceki ödül sahibi... Derek Walcott ne kadar bildik değil mi, hepi topu on dört yıl...

İyi kötü hatırlayabileceğiniz Nelly Sachs, Isaac Bashevis Singer, Saul Bellow, hatta koskoca Asturias bile unutuldular gittiler.

Orhan Pamuk da bir Hemingway, bir Faulkner, bir Sartre, bir Camus mü olacak, yoksa bir Kawabata, bir Mauriac falan gibi mi kalacak, yoksa bir Pearl Buck, bir Anatole France, bir Roger Martin du Gard gibi kayar gider mi?

En iyisi biz bu meseleyi edebiyat tarihçilerine bırakalım... Ne o, sıkışınca öyle yapmıyor muyuz?

Kendisini yeniden kutluyorum. Hayırlı uğurlu olsun, bize bakmasın, kendi bil

 

Tarih: 15 Ekim 2006, 23:44 - İp: 88.***.**2.143
y_k
y_k (üye)
İzmir / Amatör

1918 yılının Temmuz ayında kurulan Ermenistan'ın ilk başbakanı olan Ovanes Kaçaznuni'nin 1923 yılında Bükreş'te düzenlenen Taşnak parti konferansı'nda sunduğu raporun, ekleriyle birlikte yayınlanması, Ermenileri zor durumda bıraktı.

İşte açıklanan tarihi gerçeklerden başlıklar.

*Askeri operasyonlara katıldık

*Kandırıldık ve Rusya'ya bağlandık

*Tehcir doğruydu ve gerekliydi

*Gerçekleri göremedik

*Olayların sebebi biziz

*Türklerin milli mücadelesi haklıydı

*Barışı raddetmemiz ve silahlanmamız büyük hata idi

*Türklere karşı ayaklandık ve savaştık

*Sevr Antlaşması gözümüzü kör etmişti

*İsyanımızın temelinde Büyük Ermenistan vardı

*Hiç bir zaman devlet olamadık

*Türkiye Ermenistanı diye bir şey yok

Evet belgeden bazı notlar bunlar.Bu Yüzyıllık Ermeni belgesi, Ermenileri köşeye sıkıştırdı. 1918 yılının Temmuz ayında kurulan Ermenistan'ın ilk başbakanı olan Ovanes kaçaznuni (Hovannez Katchhaznouni)'nin 1923 yılında Bükreş'te düzenlenen Taşnak parti konferansı'nda sunduğu raporun, ekleriyle birlikte yayınlanması, tüm dikkatleri "Taşnak partisi'nin yapacağı bir Şey Yok" isimli kitaba yoğunlaştırdı.

Adres
TIKLA

 

Tarih: 16 Ekim 2006, 12:56 - İp: 85.***.**6.209
tatarbey
tatarbey (üye)
Ankara / Meraklı

The Guardian'ın başlık altı açıklamasını çok tuttum. Hem kısacık hem de gereken vurgular yapılmış. Dışarıdan da böyle görenler olduğunu göstermesi de ayrıca keyif verici. Şöyle:

" Tartışmalı yazar, 1.4 milyon euro para kazandı. Ödül, Pamuk'un romanlarına değil, politikasına verildi. "

 

Tarih: 19 Ekim 2006, 17:14 - İp: 213.***.**1.5
nedimy
nedimy (üye)
Bursa / Meraklı

hocam bırakın kendi çapında nobellensin..

Türkiyede acaba rahatla yürüyüp dolaşabiliyo ve hayatını ikame ettirebiliyomu HAYIR tedirgin hep


asıl üzülmemiz gereken şu; nobel gibi bir ödül nasıl olurda bu ADAM ın seviyesine iner...

artık çıtayı baya bi indirmişler sanırım...

herkesi kucaklıyor ve sımsıkı sarıp öpüyorummm...

 

Tarih: 19 Ekim 2006, 17:20 - İp: 85.***.**7.210