Fransız Kalmayın

kontrast kardeşim "Fransız Kalmayalım" demişsin, güzel de demişsin.. ammmaa...!!!
- Türk siyasetçisi AB kapılarını tırmlarken, ya ne isterseniz verecez, yasa mı isteyin çıkaralım derken, (yakında dininizi de değiştirin derlerse hiç şaşmayın) FRANSIZ KALDIK.
- Atatürk resimleri resmi dairelerde kaldırılırken, FRANSIZ KALDIK.
- Geçmişte gavur dedikleri ile bugün sıkı fıkı olup Vatanın mallarını kendi adamları ile ortak girişim grupları kurup peşkeş çekerlerken FRANSIZ KALDIK..
- Bir zamanlar şeytan olarak gördükleri ABD başakanlarından bugün icazet ve destek alırlarken FRANSIZ KALDIK.
- Kıbrıs'ta Türk tezlerinin tamamen ortadan kaldırmak için milletvekillerine para yedirip hükümet kurdururlarken FRANSIZ KALDIK..
- FRANSA ile ilgili olduğu için en önemlisi bu bence.
2 yıl önce AB uyum yasaları safsatasıyla, ders kitaplarından, 1.dünya savaşında FRANSIZLARIN Antep ve çevresinde ERMENİLERE fransız üniforması giydirip olmadık zulümler yaptıkları bölümü ders kitaplarımızdan çıkartılırken FRANSIZ KALDIK...

Sinan hocam imzandaki resmi kullanabilirmiyim?

Çok beğendim.

İmza değilmiş

#tatarbey' tarafyndan 13.10.2006 01:39:48 tarihinde düzenlendi.

ne imzası ne resmi, gecenin bu saatinde, yaşlı bir adama böyle şeyler söyleme... zaten bugün kafam yeterince bir çok TC vatandaşı gibi karışık kuruşuk..


#ariktekin' tarafyndan 13.10.2006 02:07:49 tarihinde düzenlendi.

Petrosyan,
Eminim size böyle öğretiyorlar, ve katliama uğradığınıza inanıyorsunuz. Bize böyle öğretmiyorlar, katliam yaptığımıza inanmıyoruz.
Size bunu bize bunu öğrettiler tartışmalarını bir tarafa koymak lazım. Konuyu tarihçilerin tartışmasını Türkiye resmen istedi, ve osmanlı arşivlerini bu incelemeler için açtı, neden kabul görmedi dersiniz ?
Korkmayın size saldıracak, küfür edecek filan değiliz. Copy/paste yaparak iğne batırıp kaçmak yerine buyrun tartışın.
Yaptığınız şey sadece körü körüne inandığınız bir şeyi tekrar etmektir. Körü körüne lafını ucuz kullanmıyorum, bakın yazdıklarınızdan bir çelişki sunayım size.
4000 ermeni kilisesi yok edildi diyorsunuz.
Topraklarımızda osmanlı döneminden kalan 8000 civarında cami vardır. İnsanların aynı derecede kendi dinlerine bağlı olduğunu düşünürsek, ve tüm kiliseler yıkılmış olsa, bu topraklardaki ermeni nüfusunun osmanlı nüfusunun yarısına eşit olduğu sonucu çıkar. Bunu aklınız alıyormu ? Nereye dayanıyor 4000 ermeni kilisesi ? gerçek bir kaynağınız varsa bilmek isterim.
Tüm tutarlı bilgiler (isterseniz kaynak vereyim bir göz atın TIKLAYIN ) ermeni nüfusunun müslüman nüfusun %10 u civarında olduğunu belirtir.
Tabiiki bunlar yıllarca ezberletilen şeyleri bir anda kaldırıp atamaz kafanızdan, ancak belki madalyonun başka bir yüzüde olabilir diye bir an tereddüt edersiniz.

Neyi öğrendim artık biliyo musunuz?

Türkiye deki siyasetçilere kızmamayı.
Bak, medeniyetin beşiği dediğimiz yerin yaptığına. Bizimkiler onlara göre melekmiş.

Türk HAkemlerine kızmamayı da yeni yeni öğrenmiştim halbuki...

PETROSYAN BUNUDA OKUMANI TAVSİYE EDERİM



KIRILMA NOKTASI

ÇOK BÜYÜK ACILARIN YAŞANDIĞI BİR YILDI 1915. TÜRK'Ü, ERMENİ'Sİ, KÜRT'Ü, RUM'UYLA TÜM HALKIN KURBAN DA VERDİĞİ, SUÇ DA İŞLEDİĞİ KORKUNÇ BİR HENGÂMEYDİ. ANADOLU'DA İSYAN VE TENKİL, SALDIRI VE MİSİLLEME BİRBİRİNİ İZLEDİ. ERMENİ ÖRGÜTLERİNİN RUSYA'NIN SAFINDA YER ALMASI EN DERİN KIRILMAYDI.
***
Yıl 1914. Avrupa'da savaş patlamak üzereydi. İttihat Terakki Cemiyeti'nin önderleri acele müttefik arıyorlardı. Hem dışarıda, hem içeride. İngiliz taraftarı Maliye Nazırı (bakanı) Cavit, İngiltere ile ittifak kurabilmek için uğraşmış ama reddedilmişti. Fransız yanlısı Bahriye Nazırı Cemal'in Fransa'ya, Dahiliye Nazırı Talat'ın Rusya'ya, Alman taraftarı Harbiye Nazırı Enver'in Almanya'ya gizlice götürdükleri ittifak önerileri de her üç ülke tarafından geri çevrilmişti. İttihatçıların yanaşmaya çalıştıkları büyük güçler arasında zımni bir anlaşma vardı ve eğer bir savaş kopacaksa bu, Osmanlı İmparatorluğu'nun paylaşımı üzerine bir savaş olacaktı. Kimse, ileride pay almak istediği bir ülkeyle ittifaka girip elini kolunu bağlamak istemiyordu. İçeride de durum farklı değildi. Halen Osmanlı yurttaşları olan Araplar, Ermeniler ve Rumlar da derin bir huzursuzluk içindeydi. Öteden beri bağımsızlık ideali etrafında gelişen milliyetçi kıpırdanmalar ülkenin her yanına yayılmıştı, sürekli kışkırtılıyordu ve istim üstündeydi. Yakında patlaması mukadder savaşta, bu halkların nasıl bir tavır takınacağı, Osmanlı'yı 'arkadan vurup vurmayacakları', o karanlık günlerde devletin yöneticilerini en fazla meşgul eden konuların başında geliyordu.Açıkçası Osmanlı yapayalnızdı.
Ne var ki, dengeler de hızla değişiyordu. Avusturya'nın Sırbistan'a 23 Temmuz 1914'te verdiği ültimatomla Avrupa'da savaş başlayıverdi. O ana dek Osmanlı'nın ittifak girişimlerini sürekli geri çeviren Almanya, çark etti. Kayzer, İstanbul'daki elçisine `Alman davasına önemli katkıları' olacaksa Türklerle ittifaka hazır olduğunu bildirdi. Görüşmeler ertesi gün başladı.Tam da o günlerde, Temmuz ayının sonunda Erzurum, Taşnak Partisi'nin delegelerini ağırlıyordu. Ermeni milliyetçi hareketinin bu en önde gelen ve en disiplinli örgütü, sekizinci kongresini düzenlemişti. Ermeni araştırmacılar Hovannisyan ve Pastırmacıyan'dan aktaran Stefanos Yerasimos'a göre, kongrenin konukları arasında `Jön Türklerin önde gelenlerinden oluşan bir heyet' de vardı. Enver Paşa'nın bizzat görevlendirdiği heyet, padişahın Ermeni tebaasının desteğini sağlamak için buradaydı. Ermeni temsilcilerine, Rusya'ya karşı savaşta Osmanlı saflarında yer almaları teklif edildi; karşılığında `Kafkasya'da Ermenilerin yaşadıkları yerler ile Erzurum, Van ve Bitlis gibi vilayetlerin bazı bölgelerinde Ermenilere özerklik tanınacağı' iletildi. Bu, Ermenilerin öteden beri arzu ettikleri, bu uğurda can verip can aldıkları bir gelişmeydi. Avrupalı büyük güçlerin desteğine karşın bugüne dek ulaşamadıkları o büyük özerklik hayali, şimdi onlara Osmanlı yönetimi tarafından altın tepsi içinde sunuluyordu. Teklif ilk bakışta son derece tuhaf görünüyordu. Ermenilerin, olası bir savaşta, yurttaşı oldukları devletin yanında yer almalarından daha doğal bir şey olabilir miydi? Ama Ermeni önderlerin öyle bir niyeti yoktu. Osmanlı heyetine, `Taşnak Partisi'nin savaşta tarafsız kalmayı seçtiğini' bildirdiler. İttihatçılar, muhtemelen böyle bir şeyi bekliyorlardı ama bilmedikleri bir şey vardı: Rusya, Ermeni önderlere yalnız Kafkas Ermenistan'ını değil, Doğu Anadolu'daki Osmanlı topraklarını da kapsayan bağımsız bir devlet vaat etmişti. (G. Pastırmacıyan, Why Armenia Shold Be Free?, aktaran S. Yerasimos, Milliyetler ve Sınırlar)Bu görüşme başarısızlıkla sonuçlandığı gün, Ermenilerin dini lideri Eçmiadzin Katalikosu, Rusya'nın Kafkasya Valisi Vorontzov-Daşkov'a başvurarak `Rusya'nın Ermenileri koruma altına alması ve Ermeniler için kabul edilmiş olan özerklik statüsünü değiştirerek birleşik altı vilayetin başına Rusya tarafından seçilen bir Hıristiyan vali atanması' çağrısında