kontrast
kontrast (üye)
İstanbul / Meraklı

Fransız Kalmayın

Fransız Parlamentosu sözde Ermeni soykırımına ceza öngören yasa tasarısı kabul etti. Şimdi yasa Fransız Senatosu'na sunulacak. Kongre metin üzerinde değişiklik yapmaz ise yasayı olduğu gibi Fransa Cumhurbaşkanı Chirac'a sunacak. Yani Meclis'in yasayı kabul etmesi her şeyin bittiği anlamına gelmiyor.

Şimdi sıra Türkiye'nin cevabında. Başbakan Recep tayyip Erdoğan'ın ifadesiyle bu akıl tutulmasına en iyi cevabı yine Türk halkı verecek. Bu nedenle Fransa'yı boykot etmek isteyenler için hazırlanan yol haritasını yayınlıyoruz:

1. Önümüzdeki günlerde boykot ilerledikçe Türkiye'deki Fransız veya Fransız ortaklı büyük şirketlerden "Biz Türkiye'de üretim yapıyoruz, biz Türk firmasıyız" gibi açıklamalar geldiğinde bilin ki boykot işe yarıyor demektir. Çünkü istediğimiz bu büyük firmaların Fransa'daki üst düzey yöneticilerinden Fransız hükümetine baskı yapmalarını istemelerini sağlamak.

2. Fransa ekonomisi şu an kötü durumda. Fransız hükümeti ekonomiyi canlandırmak için en son çıkardığı iş yasasını halkın baskısıyla geri çekti. Bu olay aynı zamanda hükümetin otoritesini de sarstı. Şu anda yapacağımız başarılı bir boykot Fransız hükümetini iyice zor durumda bırakacaktır, halkın tepkisini yoğunlaştıracaktır.

3. Hangi ürünler boykot edilmeli? Tüm ürünler için ayni kalitede birçok seçenek var.

Benzin: Total, Elf

Süpermarket: Carrefour, Gima, Dia Endi, ChampionSA

İnşaat: Ondulin Avrasya (Onduline -Bituline-Isoline), Lafarge, Chryso, Weber Markem

Seyahat: Air France, Club Med, Fransa'da tatil, Fransız Kültür Merkezi

Tıraş Bıçağı: BIC

Çakmak: BIC, Cartier

Kırtasiye: BIC, Sheaffer

Yoğurt: Danone, Yoplait

Şişe Suyu: Perrier, Danone, Evian

Mutfak ve diğer ev eşyalar: Tefal

Oto Lastiği: Michelin, Uniroyal, Recamic

Oto Yedek Parça: Valeo

Otomobil: Renault, Peugeot, Citroen

Spor Ekipmani: Le coq sportif

Motosiklet, Bisiklet: Peugeot

Giyim: Lacoste , Givenchy, Pierre Cardin, Yves Saint Laurent, Etam, René Derby, Sonia Rykiel, Cacharel, Daniel Hechter

Çanta: Longchamps, Lancel, Louis Vuitton

Şampuan: L'Oreal, Studio Line, Lancome

Saç ürünleri: L'Oreal, Studio Line, Garnier, Kerastase

Cilt Bakım ürünleri: Clarins, Guerlain, Avon, Avene

Bebek giyim, mama, oyuncak: Bledina, Mellin, Majorette, DPAM, Petit Bateau

Kozmetik: L'Oreal, La Roche Posay, Biotherm, Christian Dior, Clarins, Vichy

Parfüm: Chanel, Christian Dior, Clarins, Drakkar Noir, Fahrenheit, Lancome,Lavendar Harvest

Dergi: Marie Claire, Elle

Telekom: Alcatel

Sigorta: AXA, Günes Sigorta, Basak Sigorta, Basak Emeklilik (Groupama International)

Finans: Societe General Bankasi, TEB (Türk Ekonomi Bankasi)

İlaç firmaları Sanofi (Aventis&Synthelabo&Pasteur ortakligi): Servier, Fournier, Guerbet, Pierre

Tarih: 12 Ekim 2006, 14:45 - İp: 85.***.**2.97
chopsuey
chopsuey (üye)
Sivas / Amatör

Arabamda sadece 4 Adet 4 Mevsim michelin lastik takılı bu sene 4 tane michelin kar lastiği alayım diyordum kendi kendime. Bide şu Vichy saç bakım ürünleri başkada bişeyim yok.

 

Tarih: 12 Ekim 2006, 20:18 - İp: 85.***.**3.124
okyanus.
okyanus. (üye)
İstanbul / Profesyonel Fotoğrafçı

choupsey kar lastiği ne marka düşünüyorsun ? Bende alacağım da.

 

Tarih: 12 Ekim 2006, 20:21 - İp: 88.***.**1.32
kcbilir
kcbilir (üye)
İçel / Meraklı

"Soykırım var" diyeni yargılayan bizler "soykırım yok" diyeni yargılayan Fransa'yı "nerede düşünce özgürlüğü ey Fransa" diyerek kınıyoruz, komik oluyoruz... Neyse, uzatmayayım...

 

Tarih: 12 Ekim 2006, 20:53 - İp: 85.***.**4.122
tekin01
tekin01 (üye)
Niğde / Amatör

Merhaba arkadaşlar, bende şu zararı kendimize vermeyelim 700 bin kişi işsiz kalacak saçmalıklarını anlamıyorum. Kainatta boşluk yoktur ve boşluk kabul etmez.Bu iktisattada böyledir.Ne yani millet danone yoğurt yemeyince başka marka bu boşluğu dolduracaktır. Doluyısıyla işsiz sayısı değişmez belki çalışanlar veya firmaları değişir.
Fransız mallarını almayalım arkadaşlar. Buy asağı Ermenistan çıkarsa bir nebze hak verebilirm Kcbilir ama Fransanın bu işe çomak sokması kanıma dokunuuyor. Helede Adana'da ermenileri kışkırtıp Türklerle arasını açan Fransanın veya Cezayirde katliam yapan Fransanın. En çokta Oyak'a kızıyorum. Kaskosunu Axa Oyaktan yapan arkadaşlar lütfen gidip bırakın...

 

Tarih: 12 Ekim 2006, 22:28 - İp: 81.***.**6.251
zax
zax (üye)
İzmir / Reklam Fotoğrafçısı

Ben neredeyse hiç fransız yapımı eşya almıyormuşum.Ne güzel böylede devam ederim.Benim şahsi düşüncem yabancı Türk yapımı eşyalar kullanmak.Tabi bazen Türk yapımıda yetersiz kalıyor o zamanlar istediğimizi alalım.

 

Tarih: 12 Ekim 2006, 23:51 - İp: 81.***.**0.48
tatarbey
tatarbey (üye)
Ankara / Meraklı

LİNK

Gazi Cezayir...YILMAZ ÖZDİL

Gazi Cezayir...

"Yerli sanayiyi kollamazsak, ulusal onurumuzu korumamız imkânsız" dedik.
"Faşist" ilan edildik.
"Bu iş boykotla olmaz" dedik.
"Fransız uşağı" ilan edildik.
Belli ki kafalar karışık...
Tarihini unutan, günübirlik yaşayan milletlerde olur böyle şeyler.
Kafaları kurcalamaya devam o zaman...

Demiş ki, AKP'li Yaşar Yakış...
Ki, Dışişleri Bakanı'ydı kendisi...
"Madem Fransa bize böyle yapıyor, biz de, Türkiye'de kaçak çalışan 70 bin Ermeni'yi sınırdışı edelim..."

Tebrik ederim Yakış'ı... Yakışmış yani.
Ama bence sınırdışı etmeyelim...
Esir tutalım.
Bi de megafon bulduk mu, tamamdır.
Bağırırız artık...
"Ermeniler elimizde! Tasarıyı geri çekin, yoksa hepsini tek tek vuracağız!"
Tövbe tövbe, mübarek ramazan günü...


Neresini düzeltsem, bilmem ki.
Madem kaçak işçi bunlar... Bile bile neden çalıştırıyorsun? Kaçak, zaten yasak değil mi?
Veya...
Sınırdan giren Ermeni sayısına bakıyorsun, sınırdan çıkan Ermeni sayısına bakıyorsun, 70 bin eksik... 70 bin rakamını buradan buluyorsun. Peki bu 70 bin kaçak Ermeni'nin nerede çalıştığını biliyor musun? Bilmiyorsun. Yerini bilmediğin adamı nasıl sınırdışı edeceksin?
Ya da...
"Bizim Ermenilerle derdimiz yok" diyorsun, ilk fırsatta, kovmaya kalkıyorsun...
Bu ne perhiz?


Bir diğer önlemimiz de, Cezayir.
Fransa, Cezayir'de katliam yapmış, bunu TBMM'de kanun haline getirip, Fransa'yı soykırımcı ilan edeceğiz, "Cezayir'de soykırım yoktur" diyeni, içeri tıkacağız.
Proje bu.

Fransa, Cezayir'de 9 kusurlu hareketi yaptı ama, Zidane'a da milli formayı giydirdi.
"Zizu" dediğimiz adam, Cezayir kökenli...
Adı, Yezid Zeynüddin bin İsmail Zidane.
Fransa Milli Takımı'nın kaptanı.
Boru değil.
Zidane, çıkıp, "Biz kendi aramızda helalleştik... Türkiye'nin Fransa'ya yaptığı haksızlıktır" derse, morarmayacak mıyız?
Sana ne Cezayir'den?


Hem sormazlar mı...
Nerede senin Ermeni Zidane?


Hem de...
Yıllardır diyoruz ki, "bu işi tarihçilere bırakalım..." Sonra, bunu unutup, Meclis'ten soykırım kanunu çıkarıyoruz...
Bu kanun çıktığı gün, bizim yıllardır arkasında durduğumuz "bu işi tarihçilere bırakalım" tezi iflas etmiş olmaz mı?
Kendi kendimizi yalanlamış olmaz mıyız?


Uzun oldu ama, devam...
Madem bu işi "tarih" boyutunda ele alıyoruz, Cezayir'e gitmeye ne gerek var?
Antep neden Gazi?
Urfa neden Şanlı?
Maraş neden Kahraman?
Neden taktık bu sıfatları bu şehirlerimize?
Kim işgal etti bu şehirlerimizi daha dün?
Hobbitler mi?
"Soykırımda öldük biz" diyen Ermeniler, hangi ülkenin asker üniformasını giyip, soykırım yaptı bu şehirlerimizde?
Yoksa, Sütçü İmam'ı Pınar Süt gibi bir şey mi zannediyorsunuz siz?
Cezayir'e gitmeye gerek yok... Fransa'nın, Ermenilerin soykırımına kanıt aranıyorsa eğer...
Antep kanıt. Urfa kanıt. Maraş kanıt.

Unutuyor Türkiye... Tarihini unutan milletlerin başına gelir böyle şeyler.
Üç gün önce, hain Ermeni'yle birlikte, işgal etmiş, katletmiş, ırzına geçmiş Fransa.
Sen üç gün sonra, bunları unutup, "Avrupa Birliği vizyonu" adı altında, gardını almadan, enseye tokat olmuşsun adamla.
Ne bekliyordun? Fransız öpücüğü mü?

 

Tarih: 13 Ekim 2006, 00:42 - İp: 85.***.**4.154
tatarbey
tatarbey (üye)
Ankara / Meraklı

LİNK

364 gün yat... 1 gün celallen / YILMAZ ÖZDİL

364 gün yat... 1 gün celallen

Japonlar der ki...
Bir Türk, beş Japon'a bedel.
Beş Japon, elli Türk'e bedel.


Organize olma yeteneğidir bu.


Tek tek çok kabiliyetliyiz.
Birlikte hiçiz.


Bakın ne diyor herkes...
"Fransa'da 350 bin Ermeni seçmen var... Ermeni oylarını alabilmek için soykırımı tanıyorlar, yok diyene hapis cezası falan getiriyorlar."


Peki, Almanya'da ne kadar Türk seçmen var?
700 bini geçti.
O halde, neden, Alman Federal Meclisi, Ermenilere yönelik "toplu katliamı" anma önergesini kabul etti?


350 bin kişi "soykırımcı" sıfatını kabul ettiriyor.
İki katı...
700 bin kişi "toplu katliamcı" sıfatını engelleyemiyor.
Neden?


Dünyanın dört bir yanındaki 10 milyon Türk'e "saldım çayıra" muamelesi yaparsan...
Olacağı budur.


Sadece Fransa üniversitelerinde üç bine yakın Türk öğrenci var.
20 binden fazla da Fransa'dan mezun Türk var.
Bugüne kadar, bir Allah'ın kulu çıkıp, "çocuklar, siz Türkiye'nin konsoloslarısınız... Türk tezine sahip çıkın, anlatın" dedi mi?


Bırakın Fransa'yı...
Şu anda 50 bin Türk çocuğu, ABD'den Almanya'ya, Avustralya'dan İtalya'ya kadar dünyanın hemen her ülkesinde öğrenim görüyor...
Bugüne kadar, bir kez olsun, yurtdışındaki Türk öğrencilerimiz, büyükelçiliklerimize davet edilip, sözde soykırım konusunda bilgilendirildi mi?
"Gerçek budur... Girdiğiniz her ortamda arkadaşlarınıza anlatın" denildi mi?


Zart zurtla olmuyor bu işler.


Ankara Sanayi Odası Başkanı, Paris'e gidecekmiş, "soykırım yoktur" diyecekmiş, bakalım maçaları yetip, onu da içeri tıkacaklar mıymış...
İnsanın göğsü kabarıyor.
Kabarıyor da...
Ankara Sanayi Odası'nın "soykırım yalanı" ile ilgili olarak, üyelerini bilgilendirmek için bastırdığı bir tane kitap var mı?


Kendi insanımıza anlattık mı ki... Kendi insanımız karşılaştığı yabancılara anlatabilsin?


Antalya'daki otelci arkadaş, merak edip "nedir bu mesele" diye soran Hollandalı turiste nasıl bir cevap verebilir mesela?
"Yalan" diyoruz.
"Asıl onlar bizi kesti" diyoruz.
Başka?
Kaçımız, bu meseleyle ilgili "kanıt, belge düzeyinde" bilgi sahibi?


"Soykırım vardır" diyen "uyduruk ifadelerle dolu" yabancı kaynaklı kitap sayısını yazarsam, hepimiz çok utanırız.
Kaç tane Türkçe kitap var bu konuda?


Ne bileyim... "Kocasını aldatan kadınlar" dizisi yapan gazeteler, neden bu konuda vatandaşı bilgilendirici yayın yapmaz?
Boynuzlu erkeklerden daha mı önemsizdir bu milletin onuru?

 

Tarih: 13 Ekim 2006, 00:47 - İp: 85.***.**4.154
petrosyan
petrosyan (üye)
İstanbul / Amatör

Bizim Varaga Dağı'nın yamacı Van Dağı'nın zirvesindeydi. O dağın kolu aşamalı olarak alçalarak Van Gölü'ne girer. Ermenistan'ın en iyi elması Artamet elmasıdır.

Varaga Dağı'nın yamacında, gece mum gibi, ışık gibi yanan bir çiçek vardı. Koparmak için yaklaştığında artık ışık vermezdi. O çiçeğe "siradeğ" ["aşk ilacı"] derlerdi.

Bizim, gölün üstünü örttüğü bir Khald tapınağı vardı. Akhtamar Adası küçük ve taşlıydı. Kral Gagik meşhur Akhtamar Manastırı'nı o adada inşa ettirmişti.

Van'ın dört tarafında "kâfur" güller yetişirdi; kâfur gül mavi olurdu...

Güneşli bir Mayıs sabahı Zozan Anne bizim Cermuk'a gitmiş (sulu köy). Bir keresinde amcamdan o maden sularının isimlerini vermesini rica ettim. O da bana 210 tane kaynak adı verdi. Hemen hemen bütün tarlalarımız doğal yolla sulanıyordu. Dolayısıyla o gün annem Arnos Dağı'nın yamacına sebze toplamaya gitmişti. Aniden şimşek çakmış ve yağmur başlamış, sonra da dolu; ve annem bir yolunu bulup mağaraya ulaşmaya karar vermiş. Ravent yapraklarından birini başına, diğerini de arkasına tutarak mağaraya ulaşmış. Hamileymiş. Doğum sancıları başlamış ve ben dünyaya gelmişim. Bir bitkinin kenarıyla göbek bağımı kesmiş; gömleğini çıkarıp beni onunla sarıp sarmalamış. Babam havanın bozduğunu görünce endişelenip oraya gitmiş ve mağaranın ağzında annemle karşılaşıp beni eve götürmüş. Beni bir beşiğe koymuşlar. Büyükannem kötülükleri bağlasın diye yastığımın altına bir ip parçası koymuş; köyün öğretmeni kulağının arkasına yerleştirdiği kalemi çıkarıp "okur yazar olsun" diyerek yanıma koymuş. Dedem de "fedayi olsun" diyerek kılıcını çıkarıp yanıma bırakmış.

Şatakh Muharebesi'nin başladığını hatırlıyorum. Bizimle iyi komşuluk ilişkileri içerisinde olan Mihranlı Kürtler vardı; gelir evimizde kalırlar, gece yiyip içerler, sonra giderlerdi. Biz onlara "tanıdık" derdik. O zaman bizim o tanıdığımız bir kere gelip dedeme bir ev giysisi (kaysı rengi bir giysiydi) ve üç yaşında bir tay verdi. Ben ona binmeyi çok seviyordum; o benim atımdı. Onu Mezopotamya'ya kadar yanımızda götürdük.

Muharebe sırasında Şatakhlıların 364 silahlı savaşçısı vardı; düşman ise karşımıza 6000 kişilik bir ordu çıkardı. Çatışma bir buçuk ay sürdü. Türkler sadece bir defa zafer kazanabildı. Bütün bölge bizim denetimimiz altındaydı. Ermeniler 48 kayıp verdi; Türklerin kaybı ise 2000 kişiydi.

Dro geldi ve köyümüzde bir konuşma yaptı; kahraman Şatakhlılara övgüler yağdırdı ve "Çok yaşayın!" dedi. Ama Rus ordusu geri çekildi ve göç başladı. Van'a giden bütün yol cesetlerle doluydu.

1915'te Rus ordusunun durumu vahimdi. Rus askerleri Ermenilerin evlerine gidip ekmek dileniyorlardı; zira onlara üç ay boyunca yiyecek verilmemişti. Ama biz Ermeniler Rus askerlerini seviyorduk; onlara "iyi Ruslar" diyorduk.

İskorbüte yakalandık. Salmastlı bir Ermeni geldi ve bize çubukla tütün gibi bir şey içirdi ve iyileştik. Yolda babam ve amcam öldüler. Salmast'ta ise dedem öldü. Annem iyi şarkı söylerdi. Dedem annemi çok severdi; "otuz dört kişilik ailemizin hanımefendisidir" derdi. Ölmeden bir gün önce, biz uyumak için yatarken dedem şöyle dedi: "Yarınki güneşi görmeyeceğim; gelin sizi kutsayayım"; annemden kendisi için bir şarkı söylemesini rica etti ve hepimizi kutsadıktan sonra son nefesini verdi...

Göç yolunda bize Kostantin Hambardzumyan liderlik ediyordu. Bizim 5000 kişilik bir ordumuz vardı. Ordu birkaç bölüme ayrıldı; bir tabur vadinin sol tarafından, diğeri önümüzden, sonuncusu da arkamızdan ilerledi. Böylece kırk bin Ermeni Van'ı terk ettik. Biz, Türklerin Sımko'nun çetesine rüşvet verdiğinden haberdar değildik. Onlar yolumuzu tutmuş ve kapatmışlardı. Khoy yoluyla gidip Kafkasya Ermenileriyle birleşecektik; ama mecburen Salmast'a gittik.

Vadiden geçiyorduk; yol dardı. Onlar, geçemeyelim diye yolun ortasına büyük bir taş koymuşlardı. Gençlerimiz iterek o taşı vadiye yuvarladılar. Ama daha sonra Kürtler saldırmaya başladı. Zorlukla vadideki yoldan yukarı tırmandık. Sağ kanattaki Kürtler bizi kuşatmıştı; birliklerim

 

Tarih: 13 Ekim 2006, 00:51 - İp: 88.***.**2.245
tatarbey
tatarbey (üye)
Ankara / Meraklı

Petrosyan kardeş bu verdiğin bilgileri ben zaten www. ermeni.org da okudum ayrı ayrı vermene gerek yok bence.

Hep böyle kopyala yapıştırmı yapacaksın yoksa fikirlerinimi açıklayacaksın diye bekliyorum.

Ya da ermeni komitecilerin yaptıklarınıda yapıştırcak cesaretin varmı onuda merak ediyorum açıkçası.

Böyle birbirini suçlayarak bir yere varılmaz.

Ermeni halkı bu ülkede acıda çekmiştir acıda çektirmiştir.

Bu olaylar tarih içinde yargılanmalı ve bunu tarihçiler yapmalı parlementolar değil.

Ben Feriköyde büyüdüm ve Çocukluğum gençliğim şişli-kurtuluş-feriköyde geçti bizim mahallede birçok ermeni arkadaşım vardı halende görüşürüz.

Ben onları severim onlarda beni beraber içeriz, aynı kıza aşık oluruz, aynı türküde ağlarız.

Ama senin ne yapmaya çalıştığını anlayamadım açıkçası.

Kopyala yapıştırı bırakda fikirlerini paylaş oturalım konuşalım istersen.

 

Tarih: 13 Ekim 2006, 00:57 - İp: 85.***.**4.154
tatarbey
tatarbey (üye)
Ankara / Meraklı

Pek çabuk gittin be dostum.

 

Tarih: 13 Ekim 2006, 01:06 - İp: 85.***.**4.154