Kral Çıplak(mı)?

Bildiğim kadarı ile banyo aşamasında müdahale edilebiliyor. Ama c41'de tam şöyle yapınca böyle diye birşey söyleyemeyeceğim. (200 ASA çektim, hocam bunu 400 yıka gibi bir yöntem hatırlıyorum sanki ) Ama sen bir kez çözersen, yani benim cihaz +1 pozluyor bilgisi oluşursa banyoya verirken talep edebilirsin bence. Mutlaka yapılıyor olması lazım.

Son olarak, filmle güzel sonuç alamıyorum, yok keskin değil, yok renkler istediğim gibi değil diyen arkadaşlara aşağıdaki linki incelemelerini öneriyorum. Doğru lens (çeşitli prime lensler) ve doğru film ile (sanırım Kodak High Definition 200) arkadaş neler çekmiş bir inceleyin derim.. Makine bence çok önemli değil, sonuçta bir perdeyi açıp kapatıyor temelde. Ama kullanılan lens ve film kesinlikle en belirleyici etkenler. Dijitalde iddiaların aksine bence body de önemli çünkü orada filmin yerini sensör ve yazılım alıyor..

Buyrun bakalım..

http://www.flickr.com/photos/tatsaopao/with/1262550072/

 

Gerçekten çok güzel çekimler ama bu çekimler için filmli makine şart değil ki dijital makinelerlede bunun gibi çok foto var?

Ama yukarıda 70 li yılardaki gibi eskiçekiyor yazmışım o ifademi değiştiriyorum sayende...

yani öyle fiilmli makinelerden çıkmış en güzel fotoları koyarak işte bu dersen o zaman dijitaldende arayıp güzel fotoları buraya koyalım yani böyle yarıştırma olmaz bence....sonuçta gelecek dijitalde ileride kimbilir neler olur yanlışmıyım?

Bu sensör film yerine geçer lafını hayyamda söylediler soğuttur beni bende biraz daha bekleyip daha güncel bir makine almaya karar verdim....
Nikon d70s yanına tamron 17 50 alacaktım vazgeçtim....d80 yada 40d yanınanada 18 55 lens alıcam sanırım...bakalım yaza neler olacak...

 

Sevgili arkadaşım,

Kimse analog ile güzel çekilir dijital ile çekilmez demiyor ki.. Ben her makine ile çekilmiş muhteşem fotoğraflar da bulabilirim berbat fotoğraflar da. Önemli olan doğru ekipman ile doğru fotoğrafı çekebilmek. Yoksa o iyi bu kötüye girersek çıkamayız. Eminim birinin cep telefonu ile çektiği harika bir fotoğrafı başkası 5D MII ile çekemeyebilir.

Bu topicte şu anda tartışan arkadaşlar hem dijital hem de analog kullanmış / kullanan arkadaşlar. Sorun yok yani

 

http://www.sanlifoto.com

Banyo+tarama 7.5 TL

Bundan bir sene kadar önce Beşiktaş'ta GoldColor'a dia banyo ettirip taratmıştım. Goldcolor'un banyosu güzel taraması felaketti, bu arkadaşlara bir daha tarattım, süper. Yalnız Noritsu'ya dışarıdan film takıp taratmak biraz daha zahmetli olduğu için sadece taramaya 10 Tl almıştı, aklında bulunsun.

Gerçi sitede adres var var ama kısayoldan tarif edeyim:
Kadıköy Evlendirme Dairesi'nin önünden, Minibüs Yolu'dan Bostancı istikametine giderken Müjdat Gezen Sanat Merkezi'ni geçtikten 50m sonra, sağda.


Ben Minolta'da hiç pozlama problemi yaşamadım. ( Dynax 404si / Dynax 505si / X300 / XG2 )

Özellikle flaşlı çekimde, modern TTL yapabilen makina kullanılırsa (Minolta ve muhtelen Canon, Nikon ve Pentax da aynıdır) filmle yanlış pozlamak neredeyse imkansız. Bilfiil tecrübe ettim, en azından Minolta'da durum böyle. Bunun sebebi filmden yansıyan ışığın ölçülmesiyle (OTF - Off The Film) mutlak doğru pozlama yapılabilmesi. Teoride pre-flaşın veya mesafeye dayalı pozlamanın yararlarından bahsedecek bir sürü arkadaş çıkabilir (lütfen yazmasınlar hepsini biliyorum), ama ben pratikte gözümle gördüğüm tecrübe ettiğim sonucu söylüyorum.

Sanırım 90'ların ortalarına doğru fotograf makinaları mükemmele erdi. Bundan sonra yeni modelleri pompalayabilmek için "teoride" olmazsa olmaz, "pratikte" ise binde bir ihtimalle gerekli olacak özellikler eklemeye başlamışlar anlaşılan. Diyorum size, stabilizasyon dışında son yıllarda kayda değer bir özellik eklenmedi makinalara.

 

Teşekkürler antika. Orası benim muhitim sayılır. 74'den bu yana Ziverbey-Erenköy güzergahında ikamet etmekteyim. Yarın götüreyim filmi bakayım memnun kalırsam dediğin gibi haybeye Sirkecilere gitmem bir film için.

 

Bitpire,

Bu haftasonu Sirkeci-Eminönü'de fotograf çeken tek kişi sen değildin

Minolta X300 + Tokina RMC 24mm F2.8 + FujiColor 100
Filtre miltre yok, dijital ortamda renklerle de oynamadım, GIMP ile 1/3 oranında küçültüp, %20 Sharpen yaptım, %70 detayla "save as" yaptım.

Görüldüğü gibi sol cenahta bayağı bir keskinlik kaybı var, dolayısyla birazcık geniş açıdan feragat edip elimdeki Minolta 28mm'de kullanıma sokmanın zamanı gelmiş.

 

Okii,

Sanırım bu konuya iştirak etmiş ve "film" kullanma taraftarı herkesin bir DSLRı var, hem de uzun zamandır. Kısacası dijitalin ne yapıp ne yapamayacağının 3 aşağı 5 yukarı farkındayız. Dediğin gibi bunları dijitalle de yapmak mümkün, sorun bu kadar kolay yapmak mümkün mü.

Dijitalin genel maliyeti ve zahmetinin pratikte çok daha fazla olduğunu düşünüyorum. "Pratikte" diyorum, çünkü "teoride" dijitalin çekim maliyeti olmadığını, banyo masrafı olmadığını, sonuçları anında görüp hemen müdahale şansı tanıdığını gayet iyi biliyorum. Ne varki fotografı makina çekmiyor, fotografçı çekiyor. Fotografçı dediğin şey bir nevii "insan" ve insan denen şey zaafları, zayıflıkları olan bir yaratık. Bu zaaflar dijitalin bütün teorik avantajlarını yerle bir ediyor. Neymiş bu zavallı insanların yaptıkları :

1. Nasıl olsa bedava yaa, nasıl olsa silinebilir yaaa, tuvalette hacetini giderirken bile musluğun, lavabonun, küvetin vs. resmini çeker bu yaratık. Yeterince disiplinli ise işi bitince sifonu çektiği esnada, resimleri de siliyor olur. Disiplinsizse, ileride belirsiz bir tarihte tasnif etmeyi düşündüğü "flush disk" denen çöplüğe bunları da dahil etmiş olur.

2. İçinde uzun zamandır yedeklememiş flush diskiyle beraber DSLRın çalınması veya doğrudan flushdiskin hapı yutması, flush diskin yedeklendiği "yegane" harddiskin bir virüs tarafından kemirilmesi veya daha kötüsü hepten bozulması. Bu felaket manzaraları aslında o kadar da kötü değildir. İnsan denen şerefsiz yaratık ilk başta üzülürmüş gibi görünsede, aslında çöplüğün tasnifi işinden yırttığından içini derin bir huzur kaplar. Yeni alacağı donanımı bir çöplüğe dönüşmeden düzenli olarak gözden geçirip tasnif edeceği palavrasıyla hayatına devam eder.

3. Sonucu LCDden görüp ona göre gerekli değişikliği yapıp bir daha çekebilmek büyük bir lütufmuş gibi gözükebilir. Ama dijital makinanın karanlık dehlizlerinde yani menülerinde değiştirilebilecek 100'lerce parametre ve bunlardan müteşekkil milyonlarca kombinasyon vardır. 1-2 saat boyunca her seferinde menüden birşey değiştirip aynı şeyin 100 adet resmini çekip, sonuçta iyi kötü tatmin edici bir sonuca ulaşınca, dijital çağın süper insanı bir anda muz bulmuş atalarının yolundan giderek "ugggh ugghh ugghhh" demeye başlar. ( bkz. http://en.wikipedia.org/wiki/Chimping )

4. "Baskı", yani anlayacağınız konu döndü dolaştı yine tasnife geldi. Dijital çağın süper insanı bu meseleyi aynen ataları gibi halleder. Hane halkının, özellikle dişi fertlerin "nerede bizim çocuğu fotografı" veya "hani şurada tatile gitmiştik, nerede o zaman çektiğin resimler" gibi ısrarlı taleplerini böğürerek, hatta şiddet kullanarak bertaraf etmeye çalışır. Tabii yine aynen ataları gibi bir sopayla terbiye edilmeleri meselenin kaçınılmaz sonucudur.

5. Ve bunlardan daha elim ve daha vahim durumda bir insan tipi daha vardır. Bunlar modern hayatın batıl itikatlarıyla ipnotize olup felç geçirmişlerdir. Eyleme geçmek isterler, ama felç oldukları için hareket edemezler. Fotograf çekmek isterler ama ipnotizma altındayken bunlara "mutlaka dijital" "illaki son model" telkini yapıldığından, ya yeterince paraları olmadığını düşünürler, yada o kadar büyük meblağı yatırmaya değecek daha gelişmiş dijital makina için yeterince beklemediklerini düşünürler. Tekerlekli iskemleye mahkum oldukları bu dönemde internet başında oturarak, aha aynen bunun gibi forum sayfalarında "acaba hangi DSLR" gibi üzerinde 1 saatten (tamam tamam, en fazla 1 hafta) fazla düşünülmemesi gereken bir konuya kafa patlatarak günlerini geçirirler . Keşke birisi şu arkadaşları dürtsede, hangi DSLRı alacaklarını düşündükleri bu dönemde, üzerinde hiç düşünülmeyecek bir meblağa satılan filmli SLR edinebileceklerini izah etse.

 

Evet antika, bütün bu kadar yazının özetini dökmüşsün gerçekten...

Bu arada hafta sonu biraz daha siyah beyaz çekim yapma niyetindeyim. Çin'den getirttiğim Lucky SHD 100 film beklediğimden çok daha iyi sonuç verdi. Film çıkarma aparatı siparişi verdim bir de. O da geldiğinde banyo olayını da kendim halledeceğim.

Herkese bir soru: Film tercihleriniz...
Hadi bakalım yeni konu açmayayım bunun için, buradan devam edelim.

Ben renkli çekimlerde Fujiolor 100 ASA, Kodak Color Plus 200 ASA ve Kodak Portra 400NC kullanıyorum. En çok Color Plus 200'ün renklerini beğeniyorum nedense. Fuji de fena değil. Her ikisini de Sirkeci'de 2,5 ve 3 TL'ye alıyorum. 400 ASA olan daha pahalıydı ama.

Siyah beyaz olarak da eğer Sirkeci'ye gidecek vaktim yoksa C41 banyo avantajından faydalanmak için Kodak BW400CN kullanıyorum (yalan olmasın ya 6TL ya da 8TL). S&B banyo yaptırabileceksem de son zamanlarda Çin malı Lucky SHD 100 (ebay'den getirtiyorum 36'lık bir rulo 3TL'ye geliyor) kullanıyorum.

Tavsiyelerinize açığım.

 

70'lere geri mi döndük diyenler için bugün satılan en ucuzundan Fujicolor 100'ün yaptıkları :

Minolta Dynax 505si + Minolta 50mm F1.7
Biraz croplandı, 1/2 oranında küçültüldü, başka hiçbir müdahale yok.

Gelin fotografı çekmek zor diyenler bir de beyaz kedi denesinler.

 

Ben Kayseri'de Fujiolor 100 ASA filmi 4.TL'ye , Kodak Color Plus 200 ASA filmi 5.-TL'ye alıyorum.

ilk makaramı Kodak Color Plus 200 ASA ile çektim, üstad glorfindel iki fotoğrafıma baktı, ben geri kalanına da ayrıntılı baktım. Sonuç: fazla pozlanmış, bence 1 stop fazla pozlanmış gibi. Bu benim beceriksizliğim daha doğrusu tecrübe eksikliğimden oldu.

Şimdi İstanbulda olmak vardı anasını satıyım

2,5 TL'ye film, adam gibi banyo ve tarama hizmeti almak vardı...
Kayseri'de imdat diyeceğim, yardıma gelecek kimse yok