yucelkoca
yucelkoca (üye)
Diyarbakır / Amatör

Güzel Türkçem Yolculuk Nereye???

"Milli his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin milli ve zengin olması, milli hissin gelişmesinde başlıca etkendir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir. Yeter ki, bu dil şuurla işlensin. Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır."
Mustafa Kemal Atatürk

Arkadaşlar! ben demiyorum Atam demiş...

Hep şikayet ederiz, ne olacak bu türkçenin hali diye...peki! biz ne yaparız türkçe için?...hiç düşündünüz mü?? fotoğraf yorumlarına "perfect" "super" yazabiliyoruz. hatta yabancı cümleler bile kurabiliyoruz forumlarda ya da yorumlarda...kullanıcı adımızı "nickimizi" yabancı isimli yapabiliyoruz. arkadaşlar biz kendimizi, kendi dilimizi sevmiyor muyuz? ingilizce yazınca daha fazla mı havalı oluyor...daha fazla mı "ciks" oluyor. eğitim düzeyimizi mi ispatlamaya çalışıyoruz. böyle yazan kullanıcı adında yabancı kelimeler kullanan arkadaşlar alınmasınlar. ben sadece biraz daha dikkat edelim, türk vatandaşı olarak türkçeye biz sahip çıkalım diyorum. Bizim bizden başka kimimiz var. elin yabancısı gelip bizim dilimize sahip çıkacak değilya..tabii ki biz sahip çıkacağız...

"TÜRK DEMEK TÜRKÇE DEMEK, NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE"

herkese saygılar...


#yucelkoca' tarafından 15.07.2006 01:52:44 tarihinde düzenlendi.

Tarih: 11 Temmuz 2006, 03:03 - İp: 85.***.**6.98
lazut
lazut (Objektif)
Sinop / Amatör

Bu konu çok hoş çok güzel ama bir o kadar da zor..Üniversite yıllarım geldi aklıma..Astronomi ve Uzay Bilimleri bölümünde okuyordum..Bir çok matematik , fizik ve astronomi dersleri yanında bir de İnkılap tarihi dersimiz vardır..inanın en zorlandığım dersler arasında İnkılap tarihi dersi vardı..Niye biliyor musunuz? Hocamız öyle bir soru soruyordu ki soruyu anlamıyordum..Soruyu anlasam gerisi kolay .Ama soruyu anlamıyordum.Çünkü -imsi, -ımsı, -sel li -sal lı ve aklıma gelmeyen o kadar UYDURUK kelimelerle soruyordu ki soruyyu çözemiyordum..Türkçemiz eğitim safhalarının her alanında yozlaştırılmıştır..Tv ler bas bas melez Türkçe konuşurken ben nasıl bileceğim öz Türkçe'yi.. ve ona göre Türkçe konuşacağım ki..Onun için çok zor diyorum.

Öte yandan öyle kelimeler de vardır ki Türkçe karşılığı yoktur.En azından şimdilik..Ama bazı aklı evveller çıkıp televizyona "baktıraç" diyebiliyor..Radyoya "dinleteç" diye biliyor.Keşke computere bilgisayar gibi vakti zamanında en uygun kelimeyi verebilseydi proflarımız.

Neyse sonra devam ederim..

Saygı ve sevgilerimle

 

Tarih: 11 Temmuz 2006, 22:46 - İp: 62.***.**8.28
thalassa
thalassa (üye)
İstanbul / Amatör

Selamlar herkeslere,

Dil yaşayan bir olgudur,ihtiyaç hissettikçe ithal eder kullanır ve zaman içinde kendi dilinde en uygun karşılığı üreterek ithal ettiğini değiştirir.Dili bozan bilim terimleri değildir.Bozan , toplumun kabul edemeyeceği mahiyette sözcük ve terimler üretmektir.Asansör /inçık gibi. Bilgisayarı ise herkesler gönülden kabullenmiştir.Bir sözcüğün varlığının oturması onu en güzel kullanabilecek yazar kişilerle mümkündür. Onlar nasıl kullanılacağını, yazılarında örnekleyerek gösterecekler, toplum da onları okurken benimseyip kullanmaya alışır.Gündelik kullanılan ürünlerde ise mönüler Türkçe olacak ki
bir işe yarasın.

Sn Yücelkoca dilin son 10 yılda bozulduğunu dese de , pek gerçekçi değil aslında .Yabancı kelimelerin kullanımı çok eskilere dayanır:Cumhuriyet ile beraber Latince harflerle öz Türkçe’nin konuşulması ve yazılmasına sebep olan Atatürk, bu tehlikenin varlığını hissetmiş ve gerekenleri yapmıştır.Ne olduysa aklı evvelller bunu terine işletmeyi başarmışlardır.Bugün olan ise, teknoloji üreten ülkelerin hızına, dil yetişemediğinden ve de ekonomik olarak dünya ile entegre olma çabalarımızdan kaynaklanıyor.
Eğer malını satmak istiyorsan, onların dilini konuşmak , onların hoşuna ,zevkine uygun markalar yaratmak zorundasın.Eğer Rusa hizmet götüreceksen, o malda kendini bulmasını sağlayacaksın. O nedenle bir zamanlar Laleli' de Rusça isim babalı yüzlerce işyerleri açılmıştır. Ama bunun yanında ''Mavi'' de vardır dünyaya açılan.''Beko''da ihracat için üretilmiş bir addır.
Bir kaç hafta önce Marmaris'e gittim.. Bırakın Türkçe adlı işyerini, Türk yemeği bulamadım .Abartmıyorum aklı başında yemek için aarayışa girmek gerekiyor.Aynı durumla İspanya /Mallorca'da da karşılaştım.Zaten pek de bir farkı kalmamış.HA Marmaris Ha Mallorca..

Gündelik yaşamdaki yabancı sözcüklerin bir kısmının sebebi ise yabancı dil ile eğitim veren okulların ve yabancı dil öğrenen insanların yanı sıra , sinema ve müziği ile sanat olayları , hatta bs/pc oyunları vs ile özenti de değil, kendini nasıl ifade edebileceğinden bir haber , saçma sapan toplum baskılarından bir çıkış arama eğiliminde olanlardır. Onlar pek de suçlamamak lazım, bu selamün aleyküm ,estağfurullah gibi kelimeleri kullananlardan daha az komik değildir. Hatta daha da komiği, bireyselliğini kaybetmişlerin şucu , bucu olması kadar vahim ise hiç değildir.
Birileri diğerlerinden kopma girişimini , düşünsel yoldan değil, en basit yolla ifade etmeye çalışıyor ve tam tersini de diğerleri yapıyor aslında ..Birileri ulusçuluğun içini boşaltıp, devşirip milliyetçiliğe, dinciliğe ve türevlerine vardırdıkça bu ayrım dili de, dini de, başka şeyleri de vuracak ve kaçınılmaz olarak, geniş ve derin yarıkları olan toplumsal kaosu bol ulusçuluk da oynayacağız.Bunu görememek kadar vahim olan, daha ne olabilir diye düşünüyorum.Gidişat hiç parlak değil, kanatları alev almış, feryat eden kuşlar, gökyüzümüz de dolanıyor, ama yine de onları görmezden geliyor ,sığ alanlarda bir şeyler görmek ve anlamaya çalışıyoruz..

sevgiler

 

Tarih: 12 Temmuz 2006, 13:14 - İp: 85.***.**0.98
yucelkoca
yucelkoca (üye)
Diyarbakır / Amatör

Yorum ekleyen arkadaşlara çok teşekkür ederim...hem değerli yorumları hem de bu konuyla ilgilendikleri için...

Bu konu gerçekten çok zor ve karmaşık bir konu..Son birkaç 10 yılda başlayan yozlaşma süreci..Aslında yozlaşmadan daha fazla yozlaştırmanın etkisinin olduğunu düşünüyorum ben..Çünkü her soyut olayın arkasında somut gerçeklikler var..Dilimizin bu kadar yozlaştırılması, medya ve basının seviyelerinin gün geçtikçe aşağıya doğru indirilmesi, insanımıza bazı şeylerin gıdım gıdım zamanla aşılanması, yanlışların, ahlaksızlığın, kültürel yozlaşmanın doğru gibi gösterilmesi, bunun dışında öz kültürel değerlerini yaşamaya çalışanlara "demode" vs. yakıştırmalarının yapılması kimilerimizin dertlendiği konular arasında...Ama bunun somut olan yanını da düşünmek lazım...tamam bunlar oluyor da..neden kimse dur demiyor? ya da diyemiyor? Bunlarında düşünülmesi lazım..Acaba ailece izlemekte çekindiğimiz televizyonda yayınlanan bazı programlar gerçekten de "reyting" için mi yayınlanıyor?
Arz-Talep dengesi diyorlar...Talep var, biz de arz ediyoruz diyorlar..Benim bildiğim kadarıyla her talep kendi arzını yarattığı gibi, her arz da kendi talebini yaratır..Bir ülke düşünün; sınırlarından içeriye hiç uyuşturucu girmemiş...bu ülke halkı uyuşturucuyu neden talep etsin...Bilmiyor ki uyuşturucunun ne olduğunu...Ama birileri getirir onun arzını sunarsa...talep de zamanla başlar...

Somut gerçeklere de bakmak lazım diyorum...Bunadan kastım Türkiyenin yönlendiricileri olan kişilerdir...Şu anda onlara kalsa ne Türkçe kalır, ne Türk kültürü, ne de bu topraklar...Güçlüler hem de çok güçlüler...Ama halkın uyanmasından çekindikleri için yavaş yavaş, alıştıra alıştıra yapıyorlar faaliyetlerini...ve içimizdeler...ne yazıkki biz onları da bizden biliyoruz..

Fazla uzatmayayım...Bunlar karışık ve derin konular...Benim bu konuyu açmaktaki amacım bizim en azından kendi çapımızda sahip çıkmamızdır...

Siteden birkaç kullanıcı adı:

maximum01, darkmagic, efendy, pozitifx, pressmen, moody79, cawa, buffalo, nevigasyon

Şimdi bu arkadaşlar bana kızmasınlar...Onları burda eleştirmek için yazmadım bu isimleri...Ben siteye bu sene başında üye oldum diye hatırlıyorum...üye olacağım zaman ben de yabancı bir kullanıcı adı yazmış sonra beğenmemiş kendi adımı yazmıştım...yani yukarıda yazdığım isimlerin içinde ben de olabilirdim..çünkü günümüz de ne yazıkki durum bu...En azından burda sahip çıkalım güzel türkçemize diyorum ...

 

Tarih: 12 Temmuz 2006, 14:22 - İp: 85.***.**8.246
merson
merson (üye)
Manisa / Amatör

Türkçemizin bu gün geldiği durumu anlatan iki kitabı herkesin okumasında yarar var:
1- Bye Bye Türkçe - Oktay Sinanoğlu
2- Türkçe"off" - Feyza Hepçilingirler

Bu yazarların diğer kitaplarının da okunması, sandığınızdan daha çok şey kazandırcak kanısındayım.

 

Tarih: 13 Temmuz 2006, 09:11 - İp: 81.***.**0.82
atakan
atakan (Objektif)
Bursa / Amatör

Oktay Sinanoğlu Bye Bye Türkçe yi bir arkadaşım daha tavsiye etmişti, sanırım alıp okuyacağız artık, bu kadar referans varsa denemek lazım...

 

Tarih: 13 Temmuz 2006, 09:40 - İp: 81.***.**3.185
yucelkoca
yucelkoca (üye)
Diyarbakır / Amatör

Hani Türkçeye yorumlar...bitti mi?

Bu şiiri biliyorsunuzdur herhalde...ama ben yine de konunun güncelliğini sağlamak için veriyorum...

Karamanoğlu Mehmet Bey'i arıyorum.

Karamanoğlu Mehmet Bey'i arıyorum.
Göreniniz, bileniniz,
Duyanınız var mı?

Bir ferman yayınlamıştı:
"Bu günden sonra, divanda, dergâhta
Bârgâhta, mecliste, meydanda
Türkçe'den başka dil konuşulmaya" diye
Hatırlayanınız var mı?

Dolanın yurdun dört bir yanını,
Çarşıyı, pazarı, köyü, şehri,
Fermana uyanınız var mı?

Nutkum tutuldu, şasırdım merak ettim,
Dolandığınız yerlerdeki
Türkçe olmayan isimlere,
Gördüklerine, duyduklarına
Üzüleniniz var mı?

Tanıtımın demo, sunucunun spiker,
Gösteri adamının showmen,
Radyo sunucusunun diskjokey,
Hanım ağanın, firstlady olduğuna
Şaşıranınız var mı?

Dükkânın store, bakkalın market,
Torbanın poşet,
Mağazanın süper, hiper, gross market,
Ucuzluğun, damping olduğuna
Kananınız var mı?

İlan tahtasının billboard,
Sayı tablosunun skorboard,
Bilgi alışının brifing, bildirgenin deklarasyon,
Merakın, uğrasın hobby olduğuna
Güleniniz var mı?

Bırakın eli, özün bile seyrek uğradığı,
Beldelerin girişinde “welcome”
Çıkışında “goodby”ı
Okuyanınız var mı?

Korumanın, muhafızın, body guard,
Sanat ve meslek pirlerinin duayen,
İtibarın, saygınlığın, prestij olduğunu
Bileniniz var mı?

Sekinin, alanın platform, merkezin center,
Büyüğün mega, küçüğün mikro, sonun final,
Özlemin hasretin, nostalji olduğunu
Öğreneniniz var mı?

İş hanımızın plaza, bedestenimizin galeria,
Sergi yerlerimizi, center room, show room,
Büyük şehirlerimizi, mega kent diye
Gezeniniz var mı?

Yol üstü lokantamızın fast food,
Yemek çeşitlerimizin menü,
Hesabını, adisyon diye
Ödeyeniniz var mı?

İki katlı evinizi dubleks,
Üç katlı komşu evini tripleks,
Köşklerimizi villa, eşiğimizi antre,
Bahçe çiçeklerini flora diye
Koklayanınız var mı?

Sevimlinin sempatik, sevimsizin antipatik,
Vurguncunun spekülatör, eşkıyanın mafya,
Desteğe, bilemediniz koltuk çıkmağa, sponsorluk
Diyeniniz var mı?

Mesireyi, kır gezisini picnic,
Bilgisayarı computer, hava yastığını air bag,
Eh pek olasıcalar, oluru, pekalayı, okey diye
Konuşanınız var mı?

Çarpıcı önemli haberler, flash haber,
Yaşa, varol sevinçleri, oley oley,
Yıldızları, star diye
Seyredeniniz var mı?

Virvirik dağının tepesindeki köyde,
Cafe show levhasının altında,
Acının da acısı
Kahve içeniniz var mı?

Toprağımızı, bayrağımızı,
İnancımızı çaldırmayalım derken,
Dilimizin çalındığına, talan edildiğine,
Özün el diline özendiğine,
İçi yananınız var mı?

Masallarımızı, tekerlemelerimizi,
Ata sözlerimizi unuttuk,
Şarkılarımızı, türkülerimizi,
Ninnilerimizi kaybettik,
Türkçe'miz elden gidiyor,
Dizini döveniniz var mı?

Karamanoğlu Mehmet Bey'i arıyorum,
Göreniniz, bileniniz,
Duyanınız var mı?

Bir ferman yayınlamıştı ...
Hayal meyal hatırlayıp da,
Sahip çıkanınız var mı?

YUSUF YANÇ

 

Tarih: 14 Temmuz 2006, 01:04 - İp: 85.***.**8.246
thalassa
thalassa (üye)
İstanbul / Amatör

Selamlar herkeslere,

Bu tartışmada olması gereken ama kimselerin de bahsetmediği, eksiklikler var.Bu eksiklikler tamamlanmayınca tablo berbat gözüküyor, ama tablonun bir de asıl bakılması gereken başka yüzü var.
Genel olarak Türkçe dilinin durumu, bundan 20 öncesine nazaran çok daha iyi bir konumda. Bizim cumhuriyetimizin kurulmasıyla birlikte ise, Türkçe yok olmaktan ciddi ciddi kurtulmuştur. Bunlardan bahseden yok.Bunlardan bahsedilmedikçe de, olan bitenin yüzeyinde kalınıyor.

Osmanlı da konuşulan dil Türkçe , Farsça, Arapça karışımı
idi .Yani bugünküne nazaran milyonlarca ithal edilmiş kelime hatta cümlelerin kendisi vardı.Okutulan ve öğretilen de bu yapıda bir dil idi.
Cumhuriyet ile birlikte, Latince harfleri de kabul ettikten sonra, Türkçe kurtuldu dersek sanırım saçma olmaz. 1980 li yıllarda Sscb’nin dağılmasıyla, tüm Türki cumhuriyetler yavaş yavaş kendi diline dönmeye başladı.Hala da devam ediyor bu süreç.Yani Türkçe’nin Son 100 yılda geldiği nokta öyle aşağılanacak bir durumu yok. Aksine yozlaşmadan zaman geçtikçe kurtulmaya başladı demek, çok daha mantıklı bir yaklaşım.

Sn Oktay Sinanoğlu da bu konuya kitabında yer vermiyor.
Geçen defa yazdığım gibi dil yaşayan bir olgudur, Dili şu veya bu biçimde koruyamazsınız, korumamın ve çok konuşulmasının yolu , dili kaybettiğiniz alanda gelişmek yatar. Yani eğer teknolojide zayıfsanız ve üretmiyorsanız, isim babası da olamıyorsunuz, olamadığınız zaman, yıllar geçtikten sonra öz dilinize uygun isimler yakıştırıyor ve kullanımı yaygınlaşıyor..
Sokakta kullanılan İngilizce sözcükler hoş değil ama, Binlerce yıllık deli zenginlikte olan Yunanca’nın dahi günlük yaşama dilinde Musakka,Köfte,Paça, İşkembe, tamam,hadi,hayde,döner, şiş kebap Türkçe ,Lazca da olmak üzere yüzyıllardır kullanılan binlerce kelimeler mevcut.Onu da bırakın, Türkçe kadar başarılı da değiller bu konuda.Bugün dünya üzerinde ''döner''bilmeyen yoktur sanırım.Mesela bir örnek daha vermek gerekirse , Türkçe de bulunan tüm balık adları yunanca kökenlidir, hamsi ve kalkan balığı hariç.
İstavrit istavridhi, lüfer lufari,skilopsaoro Skilo/ köpek, psari/ balık yani köpekbalığı, orofos/ orfoz gibi.Eğer dikkat ederseniz balık isimleri öztürkçe dil kurallarına uygun isim almışlardır. Falina/ Balina gibi.
O nedenle aylar önce çok da ilgi duyulmayan Türkçe mönü konusunda diretmemin sebebi bu idi. Kavramları yabancı dilde konuşursanız dil yine de kendini düzeltir ama, 3 yıl da olacağına 100 yıl sürer. Ve zaten parasını verdiğinizden dolayı hem doğal olarak , hem de hukuki olarak buna hakkınız doğuyor.

Atatürk’ün öncülüğün de, bugün her konu gibi unutulan milyonlarca Türkçe ile alakası olmayan kelimeler dilden atılmış ve bugünkü halini almıştır.Bu da Türkçe'nin Kolay öğrenilmesini, yazılmasını sağlamıştır.

Şimdi birileri peki sen ne diye deniz yerine Thalassa kullanıyorsun da diyebilir. Bunun da açıklaması son derece basittir. Ben bir denizciyim, Türkçe de Deniz sadece denizi ifade eder Ama Latince de Thalassa denizle birlikte bir çok kavramı daha kapsar.Türkçe de bu kapsadıklarını takma ad olarak yazacak olsam uzunca bir cümle kurmam gerekir.Üstelik internet global bir alandır.Burada bir çok takma adlı insanların yıllardır başka sitelerde de kullandıklarına şahit oldum.Ben de interneti 10 yıldan fazla kullanan biri olarak bu takma adı kullanıyorum.Yani insanların takma adlarının ne olduğuyla Türkçe’ nin zedeleneceği konusu çok da akılcı değil.Bu vahamet olarak görülüyorsa , o zaman Honda, Reno, Mercedes kullanmayı bırakalım, Anadol kullanalım, işte bu gerçek bir zafer olur.

Bu arada unutmadan Türkçe dil olarak yabancı bir kelimeyi , en kolay Türkçeleştirebilecek bir formasyona sahiptir. Yani herhangi yabancı kelimenin sonsuza dek yabancı haliyle kalmasına pek de olanak vermez yapısı dolayısı ile..Atatürk bunu iyi bildiğinden

 

Tarih: 14 Temmuz 2006, 02:18 - İp: 85.***.**7.119
harmanci
harmanci (üye)
İzmir / Amatör

Türkçeden Diğer Dillere Geçen Sözcükler
Ermenice: 3159
Yunanca: 2643
Bulgarca: 2454
Arnavutça: 2422
Sırp-Hırvatça: 2365
Arapça: 1801
Rusça: 1576
Rumence: 1542
Farsça: 1369
Macarca: 1142
Urduca: 228
Çince: 213
Fince: 500


Türkçe kökenli sözcüklerden bazı örnekler:

cacık: Yunanca "zaziki"
çakal [Farsça شغال schaghāl iden]: İngilizce "jackal" ve Fransızca "chacal"
çorap: [Farsçagorāb iden Arapça جراب dschurāb iden geçmiş]: Rumence Ciorap
denge (para): Rusça "dengi"
dilmaç (tercüman, çevirmen): Lehçe "tlumacz", Almanca "Dolmetscher"
dolma: İngilizce "dolma"
duman: Rusça'da "tuman"
hamam [Arapça حمام hammām iden]: Fransızca "hammam"
kahve [Arapça قهوة qahve iden]: Fransızca "café"
kibrit: [Arapça كبريت kibrīt iden]: Rumence "kibrit"
köşk: Almanca: "Kiosk"
ordu: İngilizce ve Fransızca "horde"
yoğurt: İngilizce "yoghurt", Fransızca "yaourt", Almanca "joghurt"
zar: (uçurum): Rusça "yar"
zarlık: (ferman): Rusça "yarlik" (mektup

Dil yaşayan bir unsurdur,durağan olamaz,zaman içinde zenginleşebilir de kirlenebilir de.Ancak bu kirliliğin sebebini kullanıcı adlarında aramak pek de mantıklı değildir.
Oysa ki çocuklarımızın uçsuz bucaksız,sonsuz sandıkları dünyanın aslında globalleştirilmiş ufacık bir topçuk olduğunu büyüdüklerinde onların gözüne sokarcasına anlatan tüketime endeksli yeni dünya düzeni bu konuda belki de bilinçli tek yüksek sorumludur.
Ancak dil meselesini milliyetçi bir söylemle ele almak bizi bir arkadaşın belirttiği gibi ''oturgaç'' ''baktıraç'' gibi ipe sapa gelmez kelimelere götürecek bir duruş olmaktan öteye gidemeyecektir.
Dil yaşadığı için elbet bir yerlere gidecektir,eğer olduğu yerde kalırsa 100 kelimelik insanlara dönüşme tehlikesini de beraberinde getirecektir.Ayrıca dillerin asimile atme özelliği de bulunduğundan zaman içerisinde kendine bulaşan yabancı kelimeleri de kendine has tarzıyla eritecek,dönüştürecektir.Örneğin ''Cacık'' Yunancaya bulaştıktan bir süre sonra kendisini zaziki olarak bulmuştur.
İyi geceler...

 

Tarih: 14 Temmuz 2006, 03:02 - İp: 85.***.**5.236
yucelkoca
yucelkoca (üye)
Diyarbakır / Amatör

Sayın Thalassa bey!

Öncelikle Osmanlı zamanındaki dilden bahsetmişsiniz...Türkçe, Arapça ve Farsça karışımıydı demişsiniz...Yalnız burda da bir hata olabilirmi acaba...Çok iyi bilmemekle birlikte sebep sonuç ilişkisinden çıkarma yapıyorum...Osmanlı zamanında bahsettiğiniz karışık dil tahminimce sadece sarayda ve enderunda kullanılıyordu...anadoluda yaşayan Türkler ise yine Türkçe konuşuyorlardır diye tahmin ediyorum...Şu an dilimizde arapça ve farsça kelimeler var...ama bir osmanlı sarayındaki kadar değildir herhalde...çünkü ben şahsen padişah fermanlarını anlamıyorum...Eğer anadoludaki halkta bu dili kullansaydı şu an bizde osmanlı sarayında konuşulan dili konuşurduk bence...bir de dünyaya oynuyorsam önce dünyayı kabullenmeliyim diye düşünülmüş herhalde...

eğer osmanlı dil konusunda baskıcı olsaydı...günümüzde ingilizce yerine osmanlıca olurdu...ne ermenice, ne rumca, ne türkçe hiçbiri kalmazdı...karma bir dil hakim olurdu...ruslar bile, osmanlıya kıyaslarsak çok çok kısa bir süre hakim oldular...ama o kısa sürede yapacaklarını yaptılar...Orta asya türk cumhuriyetlerine gidin rusça bilmeyen var mı?...bu konuda osmanlıya haksızlık etmemek lazım bence...

ayrıca "tüm Türki cumhuriyetler" sözünüz var...buna katılmıyorum onlar "türki" değil "türk cumhuriyetleri"dir...türki derseniz türke benzeyen anlamı çıkarki yanlış bir ifade olur...

beni asıl üzen bu değil ...en azından biz o zamanlar gidip kendimiz alıyormuşuz...bu farsça olur, yunanca olur, arapça olur...örneğin deniz canlılarını diyelimki anadoluda öğrendik...yunanlılardan almışız bazı kelimeleri...ama günümüzde bize veriliyor ve eminimki bıyık altından da gülüyorlardır bize...yav ihtiyacım olanı özgür irademle ben alayım kimse vermesin bana...

insanımız en çok neden etkileniyor : medya ve basın...



mevcut durum :

türkiyedeki televizyon kanalları :

ATV
Cine 5
CNNTURK
DIGITURK
FlashTV
Kanal 6
Kanal 7
Kanal D
Kanal E / CNBC-e
Kral TV
Meltem TV
NTV
Samanyolu TV
Show TV
SkyTürk
Star TV
TGRT
TRT
TV8
haberturk

kaç tanesinin ismi türkçe?


sonra televizyon kanallarımızın program isimleri :

"fear factor" "pop star" "airport" "decodizayn" "sonic" "seans analiz" "cosmopolis" "lifestyle" "winx club" "soundwave" "Mobil Hayat" "ekostar" "trend sağlık" "formen" "rocktüel"

haberturk kanalında bir program var ki deli oluyorum..."weekend"...programın adı bir yana içeriğide türkçenin yozlaştırmaya yönelik...izlediğim zaman tansiyonum yükseliyor...

bu medyanın arkasındakiler ne kadar masum?

 

Tarih: 14 Temmuz 2006, 03:47 - İp: 85.***.**8.246
buffalo
buffalo (üye)
Ankara / Amatör

güzel türkçemize bir şey olduğu yok. bu konuda yapılan yorumlar genellikle dil elden gidiyor şeklinde. ben de diyorum ki dün çok daha iyi miydi ki? çoğu kavramın karşılığı yok türkçe de. bu eskiden daha büyük boyuttaydı.türkçe son 100 senede oldukça gelişti, genişledi. daha iyi olabilir miydi? olurdu tabii.

dilde sadeleşme dile vurulan bir darbeydi ama çok gerekliydi kanımca. o şoku atlattı denebilir bu gün.
büyük hakaretlere, alaylara maruz kalan dil kurumunu ben başarılı bulurum.

dildeki yabancı kelimelere gelince, bu son 150 senede hep vardı. son 25 senede ingilizce, 1850-1950 arasında fransızca. özellikle sadeleşmeden önceki metinleri incelerseniz bunların içindeki fransızca kelime çokluğunu görebilirsiniz.

 

Tarih: 14 Temmuz 2006, 12:05 - İp: 85.***.**7.215