Bir Bardak Su (ilk İzlenimlerim)...

Bu benim uzun zamandır yaptığım ancak bir türlü kaleme almadığım bir testtir. (test kelimesini yasaklamıştık ama bi ayrıcalığım olsun artık.) Test sürecinin çeşitli evrelerinde 2.nci, 3.ncü kişlerin görüşleri alınmıştır kullanılan benzetmelerin gerçek hayatta kimseyi temsil etmemektedir.

Yaklaşık 5 yıl kadar önce bir sehpanın üzerine "bir bardak su" koydum. İlk zamanlar eşe dosta bir şekilde gösterdim bu "bir bardak su"yu. İlk tepkiler "bu nekine" edasındaydı. Bir dostum: "bu böyle olmaz sen bunu biraz süsle bu şekilde sadece eşin dostun bakacak" dedi. Mantıklı geldi, gittim küçük ve hoş bir sehpa aldım üzerinede mavi bir örtü. Eşime dostuma da dedimki "bir bardak su"yu ben koydum sizde birşeyler ekleyin bakalım ne olacakk. Derken bizim "bir bardak su"ya tanımadığım kişilerde bakar oldu, hatta suyun minerallerine, sertliğine eklemelerde başladı ufak ufak. Sonra bir dostum: "bak her şey iyi hoşta bu örtü gitmemiş başka bir renk örtü al buraya". Baktım hakikatten bizim "bir bardak su" bu örtüde çokta iyi durmuyor. Kahverengi tonlarda bir örtü aldım sehpanın üstüne. Çok tepki aldı örter örtmez. Tepki sert olunca hemen değiştirdim "bir bardak su"yun altındaki örtüyü. Çoğunluk gri olsun diyordu örtü, suyu gösteren grimiş, bu griyide beğenmeyen çok oldu daha sonra ya ama almış bulundum artık. Herkesi memnun edecek bir renk bulmanın çok zor olduğunu ilk o zaman anladım. Neyse bizim "bir bardak su" hiçte fena durmadı bu örtünün üstünde. Bakanlar çoğaldı... çoğaldı... çoğaldı... sehpanın çevresi yetmez oldu. Çok ciddi bir masrafla daha büyük bir masa almak zorunda kaldım. Sonra biri çıktı "ya... senin bu "bir bardak su"yun bardağı kalın" dedi. Suyun tadı ince bardakla çıkarmış. İnce bardak aldım arkasından biri "buda içki bardağı.. haram dedi". Alla alla iyi hadi değiştirelim bardağı. Yeni bardağı koydum, bir başkasıda çıktı "bu bardağın altında Paşabahçe yazıyor reklam kokan hareketler bunlar" dedi. Herneyse çektik sineye...

Sonra bu "bir bardak su" çok izlenince yanına yönüne kendi bardaklarını sıkıştırmak isteyen kişiler türedi. Öyleki bardak fabrikası sahibi olanlar bile vardı içlerinde. Hele biri vardı ki, kendi bardağımızı koruyacaz diye tepki gösterince dayak yemediğimiz kaldı. Sırf o kişi bana göre daha marka olduğu için her istediğini yapabileceğini savunanlarda hatrı sayılır rakamlara ulaştı.

Ara-sıra dışardan eklenen bazı maddeleri ayıklamaya kaltığımda "anti demokratiklik"le beni suçlayan arkadaşlar, kendi ekledikleri maddelerin tepki alması sonucu büyük bir hassayiyet! gösterip çıkartanlarda oldu zaman zaman bu "bir bardak su"dan.

Bu "bir bardak su"yun tadı yavan... Tamam fitre taktıralım musluğa...
Bu "bir bardak su"da mineral kalmıyor fitreden geçince... İyi tamam damacanayla alalım...
Bu "bir bardak su"yun markası ne ot gibi... Tamam değiştirelim şaşal olsun.
YaaAaAaa ben şaşal sevmiyorum... İyi tamam pınar madran alalım...
Bardakta su lekesi var... çok ayıp yaaaa.
Dudakpayına bak yaaa...
Silme doldursaydı keşke...
Cık cık cık şuna bak suyun damacanasını masanın yanına koymuş reklam yapıyor...
.
.
.


Masa para... örtü para... bardak para... su paraaa... nereden gelecek bu bardağın suyu... Hiçmi dolu değil bu bardak... Yada boş taraf dolu tarafa göre dahamı büyük..

Arkadaşlar ben bu "bir bardak su"yu test edemedim. Su hala masada içen içsin içmeyen kirletmesin....