tararseven
tararseven (üye)
Ankara / Stüdyo Fotoğrafçısı

Jan Saudek (1935 - )

Estetik olanı güzel olan ile ilişkilendirmemiz ne kadar “iyi” ya da ne kadar “doğru”dur? Saudek’in fotoğrafları bu soruya cevap olabilir. Onun fotoğraflarında, özellikle de olgun dönem fotoğraflarında estetik olan başka bir zemin üzerinde kendine yer bulmaktadır. Kadın ya da erkek çıplaklını sergileyişindeki ironik tavrı şok edici kim zamansa rahatsız edici sonuçlarla karşımıza çıkmaktadır. Bunu yaparken de fotoğraflarına pitoresk bir tavırda müdahalelerde bulunması plastik sanatlarla, özellikle de bu bağlamda resimle ilişkilendirebileceğimiz güzel anlayışının yanılsamasını gözler önüne sermektedir. Saudek’in bu tavrı çıplaklıktan erotizme, oradan da pornografiye uzanan bir yol üzerinde hareket etmektedir.



Pornografi gibi sanatlar açısından “tehlikeli” olarak görülebilecek bir mecra içerisinde Saudek yaratıları içerisinde bunu incelikle ifade etmektedir. Cinsel organların açık bir biçimde teşhiri, kadın ve erkeklerin cinsel birleşme durumlarının temsili dikkatlice düzenlenmiş kareler içerisinde “tehlikeli” temsiller olmaktan uzaklaşırlar. Saudek sadece pornografinin temsilinden değil, aynı zamanda kadın ve erkek bedeninin anormalliklerinden de faydalanarak farklı bir bakışı sergiler. Stieglitz ve Strand’dan Kertesz ve Bresson’a oradan da Weston’a uzanan ve çeşitli örneklere günümüze kadar ulaşan çıplaklık anlayışından uzaklaşarak kırılmalara yol açar. Kırılmanın yol açtığı süreç, çıplaklığı seyreden kişide hazzın uyanmasına değil, tiksinmeye ve nesneden uzaklaşmaya yol açar. Ancak, bu uzaklaşma ve tiksinme zamanla kendi estetiğini yeniden üreterek Saudek’in yaklaşımını anlaşılmasını olanaklı kılar.



Saudek’in hayatı da tarzındaki kışkırtıcı eğilimin izlerini taşımaktadır. 1935 yılında Prag’da doğan fotoğrafçının çocukluğu Alman işgali altındaki Çek Cumhuriyeti’nde geçer. Savaşın ardından da bu kentte yaşamayı sürdüren Saudek’in fotoğrafla tanışması bu dönem biriktirdiği Life dergileriyle olmuştur. Özellikle kendi açıklamasına göre Margeret Margaret Bourke-White, Eugene Smith ve Giselle Freund’un foto-röportaj çalışmaları onu derinden etkiler. Fotoğrafla tanıştığı 1950 yılında ileride fotoğraflarında model olarak kullanacağı hayat kadınlarıyla da “tanışır”... Aynı yıl ilk fotoğraf makinesini satın alarak ilk fotoğraf çekimlerine başlar. Tarzını belirleyen en önemli gelişmelerden biri olarak Jackson Pollock ve Norman Rockwell’in röprodüksiyonları ile tanışmasını göstermektedir. Onlardaki Soyut Dışavurumculuğun nesnesine yönelen öfkeli tarzı onu derinden etkiler. 60’lı yılların sonunda yaşanan toplumsal ve politik gelişmeler çağdaşları gibi onu da etkiler ve geleneksel olandan farklılığın ve kopuşun sanatsal anlamda ifade içerisinde yeni açılımlar yaratmaya gebe olduğuna duyduğu inancı pekiştirir. Aynı yıllarda çocuklarında birini de kaybetmesinden duyduğu acı, sanatındaki öfkeyi ateşler Sanatında nesnesine yönelttiği kışkırtıcı tavra rağmen, bazı fotoğraflarda çocukluğa yönelttiği bakış belki de bu kaybın yarattığı hüznü ifade etmektedir..



Tarih: 17 Eylül 2007, 21:36 - İp: 88.***.**8.49
cap
cap (üye)
Amasya / Stüdyo Fotoğrafçısı

tararseven sonuna kadar destek sana

aslında birazda konunu özüne inmek gerekiyor degilmi

Henüz insanın yaratılmadığı dönemde, Hermaphrodites adında iki yüzü, iki çift kanadı olan, koskocaman garip ve kendi kendine yeterli bir yaratık varmış. Tanrılar, bir yaratığın kendi kendine yetmesini bir türlü içlerine sindiremezlermiş. Duydukları öfke, günün birinde, Hermaphrodites'i ikiye ayırmalarına, bir başka anlatımla, biribirini tamamlayan iki parçaya bölmelerine yol açmış. Böylece, bugün birine kadın, birine erkek dediğimiz iki ayrı beden ortaya çıkmış. Seks sözcüğü de bu ayırmayı anlatıyor. Latince bölme, ayırma anlamına gelen secare sözcüğünden türetilmiş... O gün bugündür bölünen, biribirinden ayrılan bedenler biribirilerini tamamlamak için bir araya geleduruyor, birleşiyorlar. İkisi birbirinden ayrımlı oldukları için, bir araya gelip birleşince bir biyolojik tamamlanma gerçekleşiyor her şeyden önce. Seks sözcüğünü cinsellik sözcüğüyle karşılıyoruz Türkçede. Ve işte iki bedenin biribirini tamamlamaları o gün bugündür sürüyor. Bu tamamlama işlemi insanın soyunu devam ettirebilmesini sağlıyor. Öncelikle bu yanıyla çok önemli. Üstelik doğal. Önemi ve doğallığı dolayısıyla olsa gerek bin yıllardır ilgi göregelmiş cinsellik. Hep ön plana çıkmış. Bireysel, toplumsal ve toplumlararası yaşamı/ilişkileri etkilemiş. Elbette sanatçılara ve sanatı da. Önder Şenyapılı, belirli dönemlerde cinselliğin plastik sanatları nasıl etkilediğini, sanatçıların cinsellikten nasıl etkilendiklerini araştırdı/inceledi. Böylece, ortaya Antik dönemde, Rönesans ve sonrasında, Yirminci yüzyılda ve de bugün,

.
öder şenyapılı Fahişe Yüzyılın Sanatı 20. Yüzyılda Sanatta Erotizm kitabından

 

Tarih: 19 Eylül 2007, 12:32 - İp: 88.***.**7.207
tararseven
tararseven (üye)
Ankara / Stüdyo Fotoğrafçısı

Görüşlerinizi paylaştığınız için teşekkür ederim cap

Ama ne yazık ki farklı görüşlere kapalı bir toplumuz. Her laftan herşeyi çıkarmaya da...


Pornografiyle sanatın karıştırılmasına son derece karşıyım. Sanat için ortaya çıkarılan çalışmalara "cinsellik olarak bakıp iç geçirenlere" de...

Benim denemelerim var, mükemmelliyeti yakalayana kadar (ki bu artık bilmem kaç yılımı alır orası merak konusu ) denemeye devam edeceğim.

Teşekkürler.

 

Tarih: 19 Eylül 2007, 22:17 - İp: 88.***.**9.58
nedimy
nedimy (üye)
Bursa / Meraklı

konunun özüne inelim derken yaradılışn özünneinmişiz..

yazı güzel örnekleme yanlış ve gereksiz...

ve bir kere yazıda bulunan

"Seks sözcüğünü cinsellik sözcüğüyle karşılıyoruz Türkçede."

cümlesi sizin düşüncelerinizin tersi nitelikte bir anlam taşıyor...

wikipedia da seks diye arattığını zaman karşınıza

"Cinsel ilişki, sevişme veya seks, insanların üreme şeklidir. İnsanoğlunun soyunun devamını sağlamakla birlikte, sırf cinsel tatmin için de uygulanır."

bu ifade gelir kii..insanların seks dedikleri zaman kelimeyi algılayış biçimi tamamen uygun anlamına gelir...


yukarıdada bahsettiğim gibi örnek yersiz bir örnek olmuş..
ve konumuzun "seks" ile bir ilgisinide nereden bağlayabildiniz orasıda hayret verici...




 

Tarih: 20 Eylül 2007, 00:20 - İp: 85.***.**5.146
cap
cap (üye)
Amasya / Stüdyo Fotoğrafçısı

ben teşekkür ederim TarArseven

sayın nedimy
günümüz yaşantısında hala bizim ülkemizde yaşayan insanların sanat ve cinsellik konusunda ne kadar aç oldugunu avrupa gibi ülkelerden 40-50 yıl geride oldugumuzun farkındasınızdır
hala ülkemde yaşayanların günah , ayıp,..gibi kıskaçlarla gazetelerin arka sayfalarında ,televole porogramlarında,..sanat için yapılan eserlerden ( resim ,heykel, fotograf..) doyuma ulaştıgını bilyormusunuz
evet halkımızın çogunun bir çıplak bayan tenini görmek için sinemaya , tiyatroya hatta tatil beldelerine akın ettigini bilirsiniz isterseniz küçük bir araştırma yapınız türkiyede ençok izlenen film ve oyunlar arasın sırlamaya hangileri giriyor diye
haklı olabilirsiniz sex sözcüğünün türkiyede hangi manaya geldiği konusunda
ama benim düşüncem sanat halk için degil sanat için yapılmalıdır gündelik popolerlik içindegil Jan Saudek ustanında en büyük özelliklerinden biri bence budur
düşünsenize leonardo monalizayı sırf bir resim olarak yapsaydı günümüzde bu kadar şçhretli olurmuydu

sanat ve cinsellik konusunda toplum olarak biliçlaemek lazım yapılan heykellerin orasını burasını kırarak degil o heykelin orası burası görünüyo buresim çok tahrik ediyo yırtın kaldırın bunu yaerine o eseri anlayarak o eseri yapanın duygularını anlarak aşabilriz
saygılar hürmetler efendim mutlu geceler

 

Tarih: 20 Eylül 2007, 00:50 - İp: 88.***.**6.7