Hikaye Köşesi

tak tak tak tak diye ayak sesleri yankılandı ıssız hanın avlusunda. o anda durum sanki f1 diyaframlı bir lensle çekilmiş video gibiydi. sonra yavaş yavaş kısıldı diyafram, han , ıssız avlu ve ıssız avludaki yegane kişi olan ayak seslerinin sahibi belirginleşti. siyah beyaz bir fotoğraf tadındaki ortam odaksal renklendirmeye dönüştü adamın belirginleşmesiyle.

bir kaç ayak sesinden sonra ortalığa seszilik egemendi . bu öyle bir sesszilik ki uzayın en derin köşesindeki sessizlikle eşdeğer br sesszilik. insan bu sesszilikte kendi varoluşundan kuşkuya düşüyor, yalnızlığın en koyusuna yuvarlanıyor.

adam olduğu yerde duruyor, dururken düşünüyor düşünüyor , hep düşünüyordu, sonra bir iki adıkm daha atıp kenardaki banka oturdu.

yine sessizilik.

gölgelerle boğulmuş iç avlu da bir adam, bir de kenardaki papatya vardı.

az sonra bir sinek vızıldanarak havada uçmaya başladı. ortam öyle sessizdi ki sineğin sesi sanki pevaneli bir uçak geçiyor hissi veriyordu.

az sonra sinek de ortadan kayboldu. adam o sesszilikte 1 saat kımıldamadan durdu.

***
sessziliği küçük bir çocuğun geğirmesi bozdu. bu geğirtinin sesi hanın duvarlarında yankılandı. sonra kikiki diye sırıttı çocuk.

az sonra içeri lazut ve pazarbey girdi. sonra oturup okey oynadı 4 kişi....

sinek tekrar uçmaya başladı ve pazarbey in eline koluna, burnuna , kısacası her yerine konup onu sinir etti.

lazut okey tahtasını alıp sineği öldürdü, ama bu sırada pazarbey in kafası yarıldı.

ambulans geldi pazarbeyi götürdü.

jandarma geldi lazutu götürdü.

fırsattan istifade eden çocuk taş çaldı, adam sinirlendi, çocuğa bir tane patlattı. tokat sesi hanın duvarlarında yankılandı.

çocuk ağlayarak kaçtı, hanın kapısından koşarak çıktı. adam kapıya çıktı , ufuk çizgisinde bir kızıl şahine dönüşüp ufukta eriyip kaybolan çocuğu ızdırapla izledi.

******
tak tak tak sesleriyle banka doğru yürüdü. odaksal renklendirme papatyayı renklendirmişti, bir de adamı.

papatya aniden karamaya başladı. o da ortam gibi siyah beyazdı artık.

******
artık gün inmişti, adam köşede duran gaz lambasını yakıp duvara astı. sonra kederle bir sigara yaktı. yalnızlık. adam yalnızlığın en koyusundaydı artık.

adam yavaş yavaş siyah beyaz fona uymaya başlamışken aniden bir ses duydu, hanın kapısında 30 araçlık bir konvoy bir gelin damat vardı.

handa düğün yaptılar. ortalık birden aydınlandı, her yer acemi fotoğrafçının yaptığı HDR fotoğraf uygulaması gibi rengarenk ve arabeskti. Piyanist şantör ''I love youu I love youuu'' şarksını söylerken insanlar oynamaya başladı. adam kalabalığa karıştı , oda oynamaya başladı.
************

SON

KIRMIZI BENEKLİ ve KIRMIZI KURDALELİ PİNPON TOPU

Fakir ama onurlu bir adamın mutlu evliliğinin akabinde makul bir süre sonra oğlu dünyaya gelir. Genç çift sağlıklı bir evlada kavuştukları için çok mutlu olurlar. Adam bu kadar mutluluktan korkmaya başlamıştır. Mutlu ama yoksul günler birbirini kovalar. Çocuk yürümeye ve sonra konuşmaya başlar.
İlkokul yılları başlamıştır.. Aile o kadar mutludurki her akşam evden neşeli kahkahalar tüm mahalleye yayılmaktadır.

(---kaming suun) (devabı bir dahaki mesaja)

bu iş tutmayacak galiba..

Aslinda guzel bir fikir bunu soyle yapabilir miyiz. Sen iki satir ile hikayeye basla, sonraki mesaj atan o iki satirin gidisatina uygun bir baska iki satir yazsin. ondan sonrakide oyle.... derken bakalim nasil bi rhikaye ortaya cikacak ne dersiniz?

rokometinkini devam ettirin ama araya abisey yazmayın..

nekadar sıkıcı bir topic bu aman allahım der ve ölür
falan filan işte......

"iste bu gunlerde hemen yanlarindaki bos olan daireye uc cocuklu bir aile tasinir. Daha tasindiklari ilk gun kari kocasinin tartisma sesleri mutlu ailenin sofrasina kadar erisir. Mutlu ailenin sofrasinda bir an herkes sukut eder..."

adam sürekli düşünmektedir. Baba rolünün vazgecilmezi olan güç dengesini korumaktır tek derdi. Kendisi güçlü oldukca mutluluk verecektir yakınlarına. Ama gücünü kaybettiginin de farkındadır. Artık herkes çok güçlüdür.

gücünü koruması için eşi ona baharatçıdan güç artırıcı lokum filan alır. adam bunları yiyince mide fesadı geçirir.acilen numune hastanesine kaldırırlar.

hastanede cok garip olaylar onu beklemektedir. Hastabakıcının "heyy nuri" sesiyle kendine gelir. Evet o necmiden baskası değildir. Yıllardır görmediği ilkokul arkadaşı yılan necmi. Büyümüş azmetmiş ve hastabakıcı olmuş...