Sanat Ve Toplum İlişkisi!

Fakat en tepedeki büyük işlere imza atanların başlangıçla son arasında diğerlerinden farklı bir süreç geçirdiklerini, en azından daha çok istediklerini ve zaten de sıyrılır özellikler taşıdıklarını düşünüyorum

Sonuna kadar katılıyorum. Zaten ben bu özelliği taşıyanlar arasındaki şanstan söz ediyorum.
Görmezden gelme konusunda da hemfikiriz. Bu durumda şansı bahane etmek işgüzarlık olur sadece. "Allah kısmet ederse..." diyebilmek için öncelikle o kısmeti açacak her türlü anahtarı denemek lazım. Ondan sonra şans, kader, kısmet mevzuları konuşulursa bir anlam ihtiva eder.
Saygılar...

sanatçı herzaman isyankar ve yenilikçidir. Bulunduğu zamanı yeterli görmez ve hep daha iyiyi arar. Türk milletinde isyan ve devrimcilik hep yok edilmek istenilmiş hep bulunduğu duruma şükretmesi istenmiş. Bu milletten nasıl sanatçı çıkacak.

peki bülent ağbi bizim yapacaklarmız nelerdir?toplum böyle diye yanlış sisteme ayakmı uyduracağız?

niye, turkiyeden sanatci cikmiyor mu?
....
para her alanda onemli.. para kaygisi olmadan sanat icra edebilmek cok daha mumkun tabii..
zengin devlet tanimina katiliyorum.. cunku devlet sana deger verince, yarinini guven altina aldiginda; sen de kendini asabilirsin.. ama yarin ne yiyecegim diye dusunursen, nasil sanat yapilabilir ki?

Merhaba dostlarım

Bu yönde bir kaygıyla yola çıkmak bile, doğruyu aramak ve sorgulamak adına gerçekten büyük bir adım.

Benim bakış açıma göre içinde boğulduğumuz ve adına POPÜLER KÜLTÜR diyebileceğimiz böylesi bir kaotik ortamdan sıyrılmanın tek yolu işte bu sorgulamaktan geçiyor. Konuyu açan dostuma ve bu konuyu tartışmak zahmetine giren tüm adresleri tek tek ezberlemek ve bu isimleri yakın dostlarım olarak hafızama kazımak istiyorum doğrusu...

Sorulara verilecek cevapların yanıtı her ne olursa olsun, bu konu üzerinde düşünmek ve tabii ki düşünülmesine yol açabilmek yeterli faydayı sağlayacaktır. Ben de düşündürmek istiyorum sizi ve sormak istiyorum;

-Yakın çevrenizde sizi heyecenlandıran bir mimari eserin yapımına tanıklık edebildiniz mi?

-Sizce Mimar Sinan niteliklerinde bir mimar adı telafuz edebilirmisiniz?

-Toplumumuz, eğitim kurumları da dahil olmak üzere bu niteliklere sahip olabilecek insanları sizce ne şekile sokuyor? Bu insanlara ne oluyor?

-Bu insanların önünü açabilecek proje talepleri kimler tarafından ve ne amaçla üretiliyor, yada üretiliyor mu?

-Dansöz Asena'yı, şarkıcı Seda Sayan'ı, manken bilmem kimi, şovmen falancayı sanatçı sanan ve sayan bir toplumun ekonomik hayatı yerlerde sürünürken, bu kişileri vergirekortmeni yapan ve yaşamlarındaki arsızlıklarını kutsayan bir toplum kimlerin dayatmasıyla bu noktaya getirildi?

-ortalık yerdeki sanatçılar(!) bu kaotik kültüre hizmet ederek ceplerini doldurup rahat bir yaşam sürdükleri halde, bu kültüre direnen sanatçılar ne yapıyorlar?

-Bu sistemin, adıyla anılan Üniversite de dahil olmak üzere yeni Mimar Sinanlar üretmesi mümkün mü?

-Bu konuya tüm sanat dallarını ve meslek guruplarını da dahil edebilir miyiz?

ve son olarak;

-Bir çıkış yolu önerebilir misiniz?

Notbenim çıkış yolum sizlersiniz!)

ilker tekrar hoşgeldin siteye özlettin kendini,..Gökhan arkadaşım merhaba,,bizde sana teşekkür ederiz sende konu hakkında güzel şeyler yazmışsın.Evet haklısın ülkemizde bazı acı olaylar var tabiki,çocuklarımız çokacınası bir kültürde yetişiyor,tv evimizde ve çocuklar onun başında..sanatçı kim dediğinde ibo der,seda der..bu ülkeden çok iyi sanatçılar çıktı ama sadece çocuk değil sokaktaki adama bile sorsan bu kişilerin adını bile bilmez.Bir ülke tarihini bilmezse,bir ülke sanata değer vermezse o ülke daha çok zor günlere şahit olur

selamlar dostlar,
sn Gökhan buradan tekrar merhaba,

Aslında sorduklarınıza uygun insanlar var ülkemizde, ama sorun onların varlıkları değil , toplumun onları tanımayıp, sizin bahsettiğiniz isimleri daha iyi tanımaları sorunudur.Çünkü onlardan düşünmeden , ve en beleş yollardan besleniyorlar ve bu kolaycılıkla fazla çaba sarfetmeden sohbet edebilecek konular da çıkartıyorlar ki , sadece küçük bir azınlık sanatı anlamaya çalışıyor ülkede .Bunun nedeni eğitimin özerk olmamasıdır.Eğitim dediysem yalnış anlamayın , ana okul orta sondan bahsediyorum..Yani ağacın eğileceği yaş..

popüler kültür konusunda benim biraz düşünsel çekincelerim var. Popüler kültürü suçlamak bana çok da anlamlı gelmiyor doğrusu. Bugünün popüler olanı yarının klasiği kalacak iyi ve verimli işler bırakır çünkü.. Tarih boyunca bu çok tartışılmıştır. Sizin bahsettikleriniz kültür erezyonuna sebep olanlar diye bahsetmek ( bana , en azından benim öğrenmeye çalıştıklarıma ki belki de hatalıyımdır) ,
daha doğru olur...Çok aklı başında olan insanların ayrıca sizin de içinde bulunduğunuz bir kesimi kötüler gibime geliyor..
Sanat bence sadece üretilenle kendini ifade etmiyor, hangi beynin ürettiği de öenem arz ediyor.Bu nedenle her kişinin üretimini sanat olarak varsaymamak gerektiğinden başlanılması bana mantıklı geliyor. Ama toplum dinamiklerinin kültüre bakış açısı bunu teryüz edebiliyor bazen örnek olarak da ülkemizi verebilirim sanıyorum...

sürçülisan olduysa affola..


sevgiler

#thalassa' tarafyndan 20.02.2006 12:02:15 tarihinde düzenlendi.

Sevgili İlker, hoşgeldin.
Öncelikle popüler kültürle ilgili olarak Cem Bey'le hemfikirim. Popüler kültürün çok az bir kısmının bile olsa yarın klasik diye anılabileceği fikrini bende taşıyorum.
İlkokul, ortaokul sıralarına dönersek aslında sanat adına kıyısından köşesinden de olsa bizim nemalanmamızı sağlayan doneler vardı. Ama sorun bizim onlardan yanlış şekilde nemalanmamızın sağlanmasına çalışılmasıydı. Şiir ezberletilirdi bize örneğin. Sonra ezbere okur, not alırdık onlardan. O yaşta herhangi bir öğrencinin, herhangi bir çocuğun daha doğrusu, böyle şiir sevebileceğine inanıyor musunuz? O yüzdendir ki şiir kitapları çok azdır bizde. Ve o az olanlarda en az okunan kitaplardandır. Ama herkes şairdir öte yandan. Herkesin şiir yazmışlığı vardır. Ne kadar garip!
Çok sanatçı çıkar bu toplumdan. Çıkmıştırda nitekim. Mühim olan o sanatçılardan çıkanların nereye, kime vardığıdır. Biz, o sanatçılardan çıkanların bize varabilmesine olanak sağlayacak bir çarkın içinden çıkmamışız ki çocukluğumuzdan beri. Biz o çıkanları alabilecek kıvama getirilememiş ve gelememişiz ki! Genç kızlar, kadınlar Tuna Kiremitçi'nin kitaplarını adam yakışıklı diye almışlar. Ve daha sonralarıda gamzesi var diye. (Okumuşlar mı bilmiyorum) Kelli felli birçok adam Aziz Nesin yakılmaya çalışıdıktan sonra bu adam kimin nesidir diye düşünmüşler. Ya da Attila İlhan TRT'de program yapmaya başladığında farkına varmış 50 senelik adamın farkına birçoğu. Çünkü televizyon denen bir hadise var ve biz televizyonda "yarın hava güneşli" deseler ve ertesi gün sokağa çıktığımızda sağanak yağmur yağıyor olsa "Bu yağmur değildir. Güneş bu. Öyle dediler televizyonda." diyecek bir millet kıvamına geldik. Aynı Amerika'lıların %78'inin (televizyonda gördüklerinden ötürü) yan komşularının psikopat bir katil olabileceğine inandıkları gibi. Zaten TV'yi bir onlar seyrediyor bu kadar, bir de biz. Cem Bey'in saptamasıyla doğru yola soktuğu popüler kültür tanımını bize hopidi hopidi kültür şeklinde tanıtanda TV'dir. Ve bunu yiyende biz. Neden? Çünkü biz herşeyi yemek için hazırız. Neden demek, niçin demek, nasıl demek için hazır olmadığımız kadar. Ve neden'i, niçin'i, nasıl'ı soramayan bilimide anlamaz, sanatıda. O yüzden bize herşeyi yemememizi sağlayacak bir sistem lazım söylendiği gibi daha ağaç yaşken. Sonrasının insan kendiside koyar zaten. Elbette şimdi de koyabiliriz ama tekerleğin yarısı yolun dışında kalıyor işte o zamanda. Sevgiler, saygılar...

sanırım forumda bir sorun var, yazmış olduğum uzuuun bir yazı çıkmadı. ve şimdi aklımda kaldığ kadarıyla yeniden yazmayı deneyeceğim.

hayat öyle enteresan ki, değil günümüzde yaşaması, aynı çağda başka bir yerde yaşasaydı dahi muhtemelen aynı sinan olmayacaktı. kişilerin ne oldukları, yetenekleri, eylemleri vb kadar içinde bulundukları ortam ve zamanla da yakından ilişkilidir. dolayısıyla sayın gordi'nin sorularına evet cevabı vermek gerekir; yani toplum sanatı ve sanatçıyı yakından etkiler. insan sonuçta sosyal bir varlık ve genetik bir takım özellikler yanında aile, okul ve toplum tarafından sürekli bir kalıba sokulmaya çalışılıyor. istediğiniz kadar direnin, bu etkiden kendinizi korumanız mümkün değil.

sn. thalassa'nın popüler kültür konusundaki görüşlerine de tamamen katılıyorum. bir şeyin popüler olması onn sanatsal bir değer taşımasına engel teşkil etmez. öte yandan, bir sanat yapıtı veya sanatçı olduğu iddia edilen (popüler olmayan) kişi ve yapıtların da gerçekte bir sanat yapıtı ya da sanatçı olduğunun da garantisi yoktur. medyayla ilişkileriniz iyiyse, dünyanın en iyi sanatçısı bile olabilirsiniz! dünya ölçeğinde vasat kimi "sanatçılarımızın" (!) medyada sürekli pohpohlandıklarını gördükçe, kafamdaki sanat ve sanatçı kavramları flulaşıyor. ama bir yerlerde de tanrı vergisi yeteneğe sahip nice genç insanımız, ellerinden tutan kimse olmadığı için yok olup gitmekte.

aslında, dünyada da bu böyle değil mi? batı bize kendi sanatını ve sanatçısını empoze etmiyor mu? kimin sesi daha çok çıkıyorsa, onun sanatı kabul görmekte.

sevgiler...

Evet sevgili centurion,konuyu genel olarak toplamışsın saolasın,peki benim merak ettiğim konu şu!..,mağdem toplumun ön yargıları istenilen hoşgörüyü veya gerekli kitleyi etkiliyor bizde bu toplumu oluşturan yapı taşları değilmiyiz,burda bir dünya fotoğraf eklenmiş,diğer bir sitede günümüz gençlerinin 3 d çizimlerle farklılığını kabul ettirdiği teknık sanatlar,diğer bir sitede yazılan şiirler vs.birileri yorum yazar,birileri puan verir,,bence paylaşımlar bu şekilde olmasın..benim bir reklam şirketim olduğu için bana 3 d çizmler yapan yeteneklı bır arkadas lazımdı,ben sıtede buldum bu kişiyi ve ankaradan getırdim buraya şimdi yanımda çalışıyor.aslında burda anlatmak ıstedıgım şu,gunumuz buyuk bır kısmını ınternette gecırıyoruz,çagımızın gerektırdıgı iletişimden yararlanıyoruz,bu kişiyi ben buldum ama oda şunu yapabılırdı bu tur fırmalara teklıf gonderebılırdı ben bu şekilde iş yapıyorum sıze projelerınızde yardımcı olabılırm dıye,sizce bu tur sanatçı veya sanatçı adayları topluma çokmu duygusal yaklasıyor,yanı çok ıyı bır ressam kendını hep saklar sırlarınıda şarap şişesıylemı paylasır,veya cok unlu bır mımar bırılerının onun nazına gelmesını bekler...