yemezlercici
yemezlercici (üye)
İstanbul / Meraklı

Paris Gezisi

Paris her zaman bir numaralı gezilecek yerler arasında! Hem alışveriş hem de yeme içme için birkaç senede bir gidilebilir. Ben Paris'e gittiğimde neler yapıyorum nerelere gidiyorum bunları sizlerle paylaşmak istiyorum.
Paris’e Brüksel’den hızlı trene binerek 1 saatte vardık. Gare du Nord (1) istasyonuna inip hiç vakit kaybetmeden Paris’in klasik turist gezi rotasının biraz dışında kalan, Bernard Tschumi’nin tasarladığı ve mimarlık öğrencilerinin ezbere bildiği Parc de la Vilette’e gittik. İstanbul’dan aldığım Paris haritası, cep kitabı ve Paris’in her yerinde bulunan haritalar sayesinde rahatça metroyu kullandık. 55 hektarlık bu parkı hızlı bir tur ile gezdik. Maalesef müzelerin ve sinemaların kapalı olduğu güne denk geldiğimiz için sadece dışarıdan bakabildik ama yine de gezimiz keyifliydi. 1984-87 yılları arasında inşaa edilen parka girişimizde biraz şaşırdık, çünkü (tüm Avrupa gibi) biraz terk edilmiş gibiydi. Parkın içine ilerledikçe hem tasarımları yorumlamaya çalıştık, hem Bilim Müzesi’nin önünde bulunan büyük çelik küre Geode’u inceledik, hem de bir iki kişiye rastlayabildik.
Bir iki mağaza gezerek, kışa rağmen çokta soğuk olmayan havanın tadını çıkararak ilerledik. Özellikle ev tekstili mağazaları benim ldukça ilgimi çekti. Önce kalabalık bir restoranda Avrupa’daki pek çok yerde olduğu gibi yüzyüze değil caddeye bakacak şekilde oturarark yemek yedik. Sonra benim şimdiye kadar adını duymadığım fakat yanımdaki tatlı delisi arkadaşımın mağazasını görünce çıldırdığı Laduree’ye gittik. Meğersem bu pastaneye bir tek ben “fransız”mışım. 1862’de kurulan ve 1930larda makaron’u yaratıp meşhur eden pastanede uzunca bir kuyrukta bekledik. Ve sonra renk renk müthiş tatlardaki makaronlarımıza kavuştuk. Caddenin devamını bu nefis makaronları yiyerek yürüdük.
Ertesi gün uyandıktan sonra kruvasanlar eşliğinde güzel bir kahvaltı yaparak ilk iş metroyla Notre Dame Katedraline (Cathedral de Notre-Dame) gittik. Gotik çağın başyapıtlarından olan, inşasına 1160 yılında başlanıp 1345 yılında tamamlanan bu katedral hem cephesi hem iç mimarisiyle çok etkileyiciydi. Planı ve yarattığı dörtgen duygusuyla Romanesk etkileri de olan bu mühtiş binayı büyük bir zevle gezdikten sonra yürüyüşümüze Sen Nehri üzerinden karşıya geçip, Pompidou’ya ilerleyerek devam ettik.
Pompidou'daki mağazalar benim oldukça ilgimi çektiğinden işi biraz abartıp buradan bir alez satın aldım. KArgo ile gönderimini yaptılar. Şuan sanırım gümrük tutarını biraz düşürmüşler o yüzden güncel siparişler için bir kontrol edilmesinde fayda olabilir.

Tarih: 25 Temmuz 2017, 09:32 - İp: 176.***.**4.25