Fotoğrafçılık Forumları
Güldünya' Ya Mektup...
        EN ÖNEMLİ HAK,  YAŞAMA HAKKIDIR... 
 
 “ÖLDÜREN AŞKLARI” YADA “AİLE İÇİ TÖRESEL SEVİLME” ŞEKİLLERİ UĞRUNA, BU ALEMDEKİ GÖLGELERİ YARIM KALAN, NEFES ALMA HAKLARI ELLERİNDEN ALINMIŞ TÜM “KADIN” LAR İÇİN... 
 
--- 
ALINTI:   http://www.amnesty.org.tr/sindex.php3?sindex=vifois0903200603 
 
Rumuz: gece  
 
Sevgili Güldünya,  
 
Sen daha önce hiç mektup aldın mı? O kısa hayatına kaç mektup sığdırdın? Senin hayatın mektuplara sığar mı, Güldünya?  
 
Dünyada şiddete maruz kalan tüm kadınlar, aslında aynı ülkede yaşar. Bu ülkenin sokaklarında, yara izlerini örtmek için makyaj yapmış kadınlar dolaşır. Sokakta karşılaşan her kadın, kendinden bilir o boyanın altında ne olduğunu. Bu maskeye sadece bu ülkenin çorak topraklarında yetişen erkekler kanar. Bu erkekler yaralar açar, yaraları kapatmak için yapılan makyaja tapar. Erkeklerin arasında, bir kadının yaraları tekrar tekrar böyle kanar.  
 
Bu ülkede sokağa çıkabilen kadınlar, her akşamüstü karanlık çökmeden eski bir oyunu oynar, Güldünya. Hava kararmadan eve dönme oyununu herkes çocukluğunda öğrenir, ama sadece kız çocukları hayat boyu oynamaya devam eder. Oyunun kuralları, hileleri, müzik kesildiğinde sandalyeye oturma oyununu hatırlatır. Müzik kapandığında, hava karardığında açıkta kalınmamalıdır. Müzik kesildiğinde oturmaya hazır olmak için nasıl bir sandalyeye yaklaşılır, etrafında oyalanılırsa, kadınlar da havanın kararacağını anladıklarında apar topar evlerinin olduğu mahalleye döner. Kadınlar aceleci adımları müziğe uymadığı için durdurulamaz. Mahalleden ayrılmayıp oyunbozanlık yapanlar suçlanamaz. Kadınlar bu oyunu karanlıktan korktukları için oynamaz, Güldünya.  
 
Işık kapatıldı; sokaklar karanlık şimdi. Eve dönemeyen kadının yarın daha çok makyaj yapması gerekecek.  
 
Bu evlerde her akşam toplanılır. Konuşulmaz, sadece nefes alınır. Bu gürültülü solumalardan, sessiz iç çekişlerden evlerin camları buğulanır. Buğulanan camlara kadınlar sevdiklerinin isimlerini yazmasınlar diye "yarın yapılması gerekenler" yazılır. Ertesi gün pencereden sokağa bakmak isteyen kadına yapılması gerekenler engel olur. Hep yapılması gerekenler bitmeden akşam olur, yine toplanılır, yine nefesler alınır. Artık sevdiklerinin ismini camın buğusuna yazmak kadınların aklından geçmez.  
 
Camlarında kuralları yazılı bu evlerin camları silinmez, pencereleri açılmaz; içerisi havalandırılmaz. Kadınlar her gün yakınlarının nefesleriyle boğulur. O kadar çok penceresiyle bu ev, sokağı görmeyen dört duvar olur.  
 
Evlerin duvarları incedir, bu duvarları geçebilen yine de sadece sestir. Komşu kadının çığlığı televizyon sesiyle bastırıldıktan sonra uyunabilir. Bu evlerde uyuyabilmek için, önce vicdanı uykuya yatırmak gerekir.  
 
Güldünya, burada da, her gece kadınlar uykuya dalar. Rüyalarında yaralarını yamar. Ama aslında üstünde incecik örtüyle, olası katilinin yanında savunmasız yatar. Bu ülkede de, birisini öldürmeden kimse katil diye anılmaz. Belki bu yüzden kadınlar öldürülene kadar katillerine koca, baba, ağabey, dayı, amca demek zorundadır.  
 
Bu evlerde geceler, gündüzler, yıllar geçer. Zaman içinde, havalandırılmayan evin kokusu, evde en çok zaman geçirmek zorunda kalanların; kadınların üstüne siner. Kadınlar üstlerine sinen bu koku yüzünden evin dışındayken bile evi unutamaz. Yakınlarının nefeslerinin kokusu burnundayken, nefesleri de ensesinde gibidir. Bu yüzden kadınlar evin içinde; onların gözü önünde nasıl davranıyorsa, evin dışında da öyle davranmak zorundadır. Kadınlar üstlerinde evin kokusuyla fazla uzağa gidemez. Kokuyu tanıyanlar onu ele verir. Bu koku yüzünden Bitlis-İstanbul arası 1505 km. olmaktan çıkar. Bu ülkede hiçbir yer o kadar uzak olamaz.  
 
Ve Sevgili Güldünya, bu ülkedeki kadınlar hiç mektup almaz. Çünkü onlar kimsenin "sevgili"si olmaz.  
Sen, Güldünya? Sen daha önce hiç mektup aldın mı?  
Güldünya, ağabeylerin yol ortasında seni neden kalçandan vurdu? Kuzeninin kocasının sana tecavüz etmesinden, kalça hareketlerini sorumlu tuttukları için mi?
       
        HAKLISINIZ, NE YAZIK Kİ;  
"GÜLER BU DÜNYA, ASLINDA AĞLANACAK HALİNE..."                                    
       
        daha önce yazıyı köşe yazısında okumuştum buradada paylaştıgın için teşekkürler ayşe hanım 
töre cinayetlerinin bitmesini istiyorum artık                                    
       
- 1
 - 2
 
İlgili olabilecek konular
- 
        
        

Fotoğraf Koleksiyonu Nedir? Ve Nasıl Yapılmaz?
14 Eki. 2025, 12:48 miratcenk
045014 Eki. 2025, 12:48
miratcenk - 
        
        

İnsani Tanıklığa Sırça Köşklerden Yapılan Eleştiriler
01 Eki. 2025, 12:33 miratcenk
034901 Eki. 2025, 12:34
miratcenk - 
        
        

D7000 Otomatık Modda Cekım Yapmama Nedeni Nedir
05 Eyl. 2024, 22:41 e.koksal
4119501 Eyl. 2025, 21:44
hsyntk46300 - 
        
 - 
        
        

 - 
        
        

Görsel Diyaloglar: Fotoğrafın X Faktörü - Sokağın Son Masalı
20 Ağu. 2025, 15:01 miratcenk
0123620 Ağu. 2025, 15:02
miratcenk - 
        
        

Yapay Zeka Fotoğraf Oluşturma Nasıl Yapılır
09 Ağu. 2025, 11:10 transfermatik
049709 Ağu. 2025, 11:11
transfermatik - 
        
        

Görsel Diyaloglar/türk Fotoğrafının Hali Nicedir?
07 Tem. 2025, 12:45 miratcenk
077225 Tem. 2025, 14:35
sick - 
        
        

Görsel Diyaloglar: Fotoğrafın X Faktörü
18 Haz. 2025, 17:21 miratcenk
075918 Haz. 2025, 17:22
miratcenk - 
        
 
