okyanus.
okyanus. (üye)
İstanbul / Profesyonel Fotoğrafçı

Elif Şafak Olayı

Dünün ve bugünün konusu Elif Şafak. Dün duruşmasını izlemiştim, bizzat gördüklerimle tv den gazeteden bize aktarılanlar çok farklı. Basın resmen bu olayda taraf gibi davranmakta, duruşma öncesi ve sonrasında olanları çok farklı şekilde aktarmaktadır.

Ortada hiçbirşey yokken müşteki avukatlar duruşma çıkışında basın mensuplarının sorularını yanıtlarken kendilerine “ kes sesini ulan faşist köpek” diye bağırılmış ve akabinde fiziki saldırıda bulunulmuştur. Arbede diye izletilen görüntüler bu görüntülerdi. Avukatlar kendilerine saldıran ve sözlü taciz ve hakarette bulunan kişilerin gözaltına alınmasını istedikleri ve onlar gözaltına alınmadan gitmeyeceklerini söylemeleri üzerine polisle de gerginlik yaşadılar. Ancak bu olaylar esnasında müşteki avukatları destekleyen gruplar adliye dışında başka bir yerde polis çemberinde bekletilmekteydi. Adliye bahçesine ve duruşma binasına alınanlar sadece Elif Şafak ve AB yandaşlarıydı. Nitekim avukatlara saldırıyı yapanlar da bunlardı. Ancak basın yine de olayı müşteki avukatlara ve onları destekleyen şehit ailelerine yıkmayı başardı. Bravo sana çiftetelli medyası.

Dava konusu olan ve gündemi işgal eden Elif Şafak’ın kitabını okumayan arkadaşlar olmuştur. Genel olarak dava açılmasına neden olan ifadeleri aşağıda belirtmeye çalıştım, merak edenler olabilir diye.


“…Sen kalk gel Orta Asya’dan, dal dosdoğru Anadolu’nun bağrına, sonra bir bakmışsın her yerdeler! Orada yerleşik olan milyonlarca Ermeni’ye ne oldu peki? Asimile edildiler! Eridiler! Katledildiler! Yetim bırakıldılar! Sürüldüler! Mal mülklerinden oldular! Sonra da unutuldular!..” (Baba ve Piç, Sy. 65)

“…’Sizi ( Ermenileri ) katliamdan geçirip sürdüğümüz sonra da bütün bunları inkâr ettiğimiz için özür dileriz’ mi diyecekler sanıyorsun?..” (Baba ve Piç, Sy. 130)

“…Seçtikleri temalar çeşitlilik gösterse de ortak tarihleri ve kültürleri üzerinde durmaya meyilliydiler-“ortak” da çoğunlukla “ortak düşman” anlamına geliyordu: yani Türkler. Hiçbir şey insanları ortak bir düşman kadar hızla ve kuvvetle birbirine yakınlaştırmaz.” (Baba ve Piç, Sy. 125)

“Sonra yavaş yavaş anladı ki bir özür bekliyordu; o da olmadı suçun kabul edilmesini. Türklerdi 1915’te bunları Ermenilere yapanlar.”

Belki de kendi köklerinden nefret etmek Türklerin sık sık yaşadığı bir derttir, sonucuna vardı.” (Baba ve Piç, Sy. 184)

“Ne demek mi istiyorum? Sultan Hamit’in Pantürkçü, Panislamcı boyunduruğundan bahsediyorum. 1909 Adana katliamlarından ya da 1915 tehcirinden… Bunlar sana bir şeyler hatırlattı mı? Ermeni soykırımı diye bir şey duymadın mı hiç?” “(Baba ve Piç, Sy. 185-186)

“Türklerle arkadaş olmanın tek bir yolu var; onlar kadar bilgisiz ve unutkan olmak.”

“…”Türklerin değiştiğine hiç inanmıyorum. Değişseler, bir arpa boyu yol gitseler, hâlâ ısrarla soykırımı inkâr ediyor olmazlardı.”” (Baba ve Piç, Sy. 267)

Baba ve Piç, ekranlarda kendisini bir ara sıkça, kahramanı ‘piç’ Asya’yı romanın bir yerinde anlattığı gibi, ‘bir sürü takısı - cam boncuktan kolyeler, bilezikler, neredeyse her parmağında gümüş yüzükler’le gördüğümüz Elif Şafak’ın edebi değeri kendinden menkul, buram buram haksız, kışkırtıcı Ermeni propagandası kokan, ABD imalatı olduğu kuşkusu uyandıran bir romandır.

“Şafak, ilk defa 2002 yazında, Five Colleges Women’s Studies Research Center tarafından dünyanın farklı bölgelerinden seçilmiş edebiyat akademisi üyelerinden biri olarak Amerika'ya geldi.”
‘seçilmiş’ sözcüğünün altını ben çizdim.
Evet, hep birlikte şu soruya bir yanıt arayalım:
“Elif Şafak’ı kim, niçin seçmiştir?”

Son iki paragraf, kitabı detaylı bir şekilde analiz etmiş bir edebiyat eleştirmeninin yazısından alıntıdır.

Türk Ceza Kanunu Madde 30

Tarih: 22 Eylül 2006, 11:46 - İp: 88.***.**3.96
buffalo
buffalo (üye)
Ankara / Amatör

böyle bir ortam yaratmak için yazıyorlar zaten. ona saldır buna sataş, birisi dava açsın bende kolay yoldan şöhret olayım. dertleri bu. amaçlarına da ulaşıyorlar zaten. içerde yatan filan yok. roman yazdığı, kitap yazdığı için içerde bir kişi bile yok.

ahmet kaya da böyleydi. can dündar belgeseli vardı, onda izlemiştim. bu adam bir gün bile hapis yatmamış. bir iki kez göz altına alınmış. kısa süre içinde salıverilmişler. 12 eylülde o kadar adam işkence gördü, hapis yattı. sonrasında da bir sürü insan işkence gördü. manisalı gençler buna örnek. ama hiç birisi ahmet kaya gibi gündemde kalamadı. ya da orhan pamuk , ahmet altan gibi.
dış ülkelerde kamuoyu orhan pamuk u nasıl tanıyor sizce;
-baskı gören, hapisle tehdit edilen, ölüm tehlikesi içinde yaşayan büyük yazar.
aslında nasıl peki;
-dünyanın hiçbir yerinde yaşayamayacağı kadar lüks içinde yaşayan, baskı görmeyen, bırakın 1 günü 1 saniye bile tutuklu kalmayan bir adam.
peki ahmet altan;
o da aynı şekilde görülüyor dışarda.
peki burada nasıl yaşıyor.
-abartmıyorum, o bar senin bu bar benim dolaşıyor, genç sevgilileriyle....


zaman gazetesi ayrıca ilgimi çeker. hoca efendinin bu gazete biliyorsunuz. yazarları arasında devlete küfür eden etyen mahçupyan, elif şafak ve bir sürü devlet düşmanı var.

gazetede çalışmak için devlete küfür etmelisiniz.
bu gazete ücretsiz dağıtılıyor çok yerde. kimse aksini iddia etmesin, çalıştığım işyerine günde 15 tane ücretsiz geliyor, bizzat tanık oluyorum hergün.

o kadar kaliteli ofset baskı nasıl bedava? kaynak nereden? hoca efendi nerede şimdi?


***
bu arada bu tip davaları anlamsız buluyorum bir hukukçu olarak. bu tip maddeler aslında her ülke kanununda var. ama bizde torba madde olarak uygulanır. hiçbir şeye sokamadığın suçu bunlara sokarsın. uygulama biraz yanlış işler. açılan davalar genelde beraatle biter. ceza alan da 3-4 ay hapis alır ve ceza ertelenir.

ama dışarda kıyamet kopar, nerede insan hakları, düşünce özgürlüğü gibi...

neyse, bilgi ve yorum için teşekkürler okyanus.

 

Tarih: 22 Eylül 2006, 12:20 - İp: 85.***.**1.16
okyanus.
okyanus. (üye)
İstanbul / Profesyonel Fotoğrafçı

Kitap tan eklemeyi unuttuklarım varmış ;

Ayaşta sağ kalan (ermeni) olmamış, Çankırı’ya götürülenler de peyderpey öldürülmüşler. Sopalarla balta saplarıyla dövülmüşler, bazıları açlıktan ölmüş bazıları da öldürülmüş. (S-170)

Toprağımızdan kovulduk eşyalarımızdan olduk hayvan muamelesi gördük, koyun gibi kesildik. Doğru düzgün haysiyetli bir ölüm bile esirgendi bizden. (S-192)

Bütün akrabalarını 1915 de kasap Türklerin ellerinde kaybetmiş soykırımzede bir sülalenin torunuyum. ( Sayfa 63 )

#okyanus' tarafyndan 22.09.2006 19:37:34 tarihinde düzenlendi.

 

Tarih: 22 Eylül 2006, 12:49 - İp: 88.***.**3.96
tugrax
tugrax (üye)
Kütahya / Doğa Fotoğrafçısı

Bunlar provakatif yaklaşımlar... Acaba ümidiyle atılan eksik adımlar... Kısa bir zaman önce ülkeyi karıştıran SAĞ-SOL kavgalarının tek sevdiğim yanı bu: ARTIK BİRÇOK KONUYA DAHA TEMKİNLİ VE ŞÜPHECİ YAKLAŞIYORUZ... MEDYANIN ABARTTIĞI KONULARDA ACABA YİNE NE OYUNLAR OYNANIYOR DİYE SORABİLİYORUZ.

Her sene nobel edebiyat ödülünü kendi ülkesine onu değerlerine hakaret edenlere veriyorlar.

Buffalo kullanıcı adlı abimin fikirlerine tüm benliğimle katılmakla birlikte.. Aydınlattığı konularda, okyanus kullanıcı adlı şahsiyetede bu güzel mevzuuyu tepki olarak buraya taşıdığı için çok teşekkür ediyorum.

 

Tarih: 22 Eylül 2006, 14:32 - İp: 88.***.**4.79
mht2000
mht2000 (üye)
Bursa / Amatör

Belki de kendi köklerinden nefret etmek Türklerin sık sık yaşadığı bir derttir, sonucuna vardı.” (Baba ve Piç, Sy. 184)
işte bu romanı yazanın kişiliğini anlatan en güzel cümle.aşağılık kompleksi olan biri olduğu belli.bir insan nasıl kendine ihanet edebilir anlayamıyorum.Başbakanada helal olsun belki AB'ye alırlar kendimize ecdadımıza sövmeyi marifet sayarsak.bizde bunlarda Allah korkusu var diye oy vermiştik.

 

Tarih: 22 Eylül 2006, 15:21 - İp: 88.***.**6.202
mht2000
mht2000 (üye)
Bursa / Amatör

bu arada sn.okyanus konuyu açtığın ve bilgilendirdiğin için teşekkürler.

 

Tarih: 22 Eylül 2006, 15:23 - İp: 88.***.**6.202
cruel.30
cruel.30 (üye)
Bursa / Meraklı

Birazdan özgürlükçü demokrat aydın birisi gelir bu konunun yeri burası değil der konu kapanır.

Elif Şafak denen şahsiyet acaba ermenilerce katledilen masum insanların kitabını yazarmı birgün.

Ödül almak avrupalıya şirin görünmek için kendi özkültürünü kendi değerlerini ayaklar altına alan şahsiyetsiz kişiliklere lanet olsun.

#cruel.30' tarafyndan 22.09.2006 15:42:20 tarihinde düzenlendi.

 

Tarih: 22 Eylül 2006, 15:39 - İp: 88.***.**3.145
lacimert
lacimert (üye)
Aydın / Amatör

Güzel bir konu... Umarım, yararlı çıkarımlar olur.

Buraya kadar yazılan herşeye katılıyorum. (cruel.30'un "Birazdan özgürlükçü demokrat aydın birisi gelir bu konunun yeri burası değil der konu kapanır." sözü HARİÇ).

 

Tarih: 22 Eylül 2006, 16:17 - İp: 88.***.**7.86
buffalo
buffalo (üye)
Ankara / Amatör

ben de aslında kendimi özgürlükçü, demokrat diye tabir ederim. aydın biri miyim, bu sıfatı başkaları vermeli insana. ama soyadım aydın.
ama tasvip etmek imkansız böyle şeyleri.
aydın, özgürlükçü, demokrat insanlar da tasvip etmiyor bu davranışları.

ama boyalı basın, yani medyamız onları bir kenara attı ve kendi aydın kavramını üretti. şimdi ortalıkta ne kadar soytarı varsa aydın deniyor onlara...

 

Tarih: 22 Eylül 2006, 16:26 - İp: 88.***.**4.187
seyyah1981
seyyah1981 (üye)
Batman / Amatör

sanırım beni bekliyordunuz.. bu konunun yeri burası değil..
bağımsız mahkemeler var nitekim adaletin kestiği parmak acımaz.. ve sözü geçen şahıs dün beraat etti.. mahkeme kararına saygı duymak lazım .. demekki yaptığı suç değil

 

Tarih: 22 Eylül 2006, 16:29 - İp: 88.***.**2.88
akdenizli
akdenizli (üye)
Antalya / Amatör

"Durun bakalım bu konunun yeri burası değil"
Replik sahibi Ben'im. Sözü benim söylemem gerekirdi ama çok beklersiniz. Söylemiyorum.

Söyleyeceklerim;
-Mahkemenin tavrı utanç verici.Açıkça baskı altında kaldı. BBC de bunu dünya aleme duyurdu. Mahkemenin kararı saygı duyulacak bir karar falan da değil. Keşke yargılasa da beraat kararı verseydi. Yaralayıcı olan peşin kabul.

-Elif Şafak namlı yazar hanımın acilen psikolojik tedaviye ihtiyacı var. Ruh hastası olduğundan şüpheleniyorum.

-Türkiyede aydın-demokrat ve özgürlükçü geçinenler ve AKP-CHP siyasetçileri sınıfta kaldı. Bu ülke halkını ve milletin ne düşündüğünü takan yok.Bu milletten vergi istenir, asker istenir, kemer sıkması istenir, sabretmesi istenir, kemer sıkması istenir, Lübnana asker göndermesi istenir, Örtünmesi istenir, batılı olması istenir, laik olması istenir. Ama hep istenir.Birşey verilmez. Sonrada topluca aşağılık, katil, soykırımcı, namus ve ırz düşmanı, talancı, işgalci bir halk olarak topluca suçlanır. Bu suçlamaya karşı tepki göstermesine dahi katlanılamaz.

-Muazzez İlmiye Çığ isminde bir Sümerolog Sümerlerde örtünmenin tapınaklardaki Kutsal Fahişelere tanınan bir ayrıcalık olduğuna ilişkin tespiti nedeniyle yargılandığına dair haberler var. Ancak nedense bizim özgürlükçü, aydın, demokrat aydınlarımız bu davadan haberdan değiller.

-Rica ederim birde www.diplomatikgozlem.com sitesindeki 23 Nisan 2020 başlıklı yazıyı okuyun.

-Batı bizim ruhumuzu icat ettiği kavramlarla esir almış. Ruhumuzu özgürleştirmeliyiz. Önce kavramları ret etmekten başlamak lazım. Çünkü batının ürettiği her kavram Batıya hizmet edecektir.

Saygılar....

 

Tarih: 22 Eylül 2006, 16:50 - İp: 88.***.**1.190