Aihm Kararı

okyanus kanunları hukuk fakultesi mezunlarının degilde meclistekilerin yaptıgını biliyorum, demek istedigim: bizim ulkede nedense bir sey yapılacagı zaman, o dalın uzmanlarına degilde ilkokul mezunu bır adamın fıkrıne basvurulur..
berberimiz herseyı bilir taksicimiz herseyı bilir...
hıncal uluc diye bir adam ve onlarcası cıkar her konuda yazı yazabilir..

hukukla kanunla ilgili birşeyde hukukculardan olusan bir ekip kurarsın,
toplumsal bir konuda sosyologlar psikologlar girer devreye,
sporla ilgili bir durum varsa spor adamlarıdır laf sahıbı,
turizmle ilgili bir sey varsa turizmciler..
savunmayla ilgili bir durumda oto yıkamacıdan degil savunma bakanlıgından genelkurmaydan bilgi istersin..

ama bizde kanunu ilkokul mezunu adamların oylamasıyla gecirip,
toplumsal olayları sabah programlarıyla cozup,
sporu manava,
politikayı otobus soforune
turizmi bufeciye
ekonomiyi mobilyacıya soruyoruz..

sonrada o onu buraya sikayet etmiş bu bunu buraya..
eder tabi, adam hukuk istiyor..
hukukta hukukun oldugu yerde aranır.
manav dukkanında degil.

''Şimdiki cumhurbaşkanının karısı da Türkiye yi aihm e şikayet etmişti. Kaybedeceğini anlayınca da geri çekmişti davayı. Neymiş okumak istiyormuş. Be kadın madem okumak istiyordun da, 14 yaşında tutup da 30 yaşındaki adamla evleneceğine okuluna devam etseydin ya. Veya şöyle diyelim be adam, 30 yaşında tutup 14 yaşındaki öğrenciyle evlenip okuldan alıp eve kapatacağına zamanında okutsaydın ya. Aradan otuz sene geçtikten sonra tekrar okumak istediği aklına gelip devleti aihm e şikayet edersin. ''

Türkiyede kanun yapcek seviyede hukukçu yoktur.
Olanında kedilerini zehirledi Alemdaroğlu.

okullardaki kalite artsın
o zaman öss kalksın
okumuş insanlara güven artırılsın
alan ve uzmanlık işleri kararları bu insanlara bırakılsın.




hukukta hukukun oldugu yerde aranır.
manav dukkanında degil.


saçmalıklar askerde bile vardı. Adam bilmem kaç yıllık astsubay, yeni yetme astekten emir alıyor.
varmı böyle bişey ya

Bence muz cumhuriyeti daha hukuki bir cumhuriyetttir..

Senin onu bildiğinin bende farkındayım da. Haricen belirtmek maksadıyla söyledim.

Hukuk öncelikle benimsenen ekonomik sistemden, toplumun sosyolojik yapısından vs.den bağımsız birşey değildir. Hakim olan yönetici ideolojinin toplumsal ilişkilere tatbikinin aracıdır. Sokakta insanlar birbirini öldürüyormuş vs. onları çok ilgilendirdiğini sanmıyorum. Sokaktaki şiddet ancak onların korunaklı sitelerinin duvarını aşıp da onları rahatsız etmeye başlarsa gerçek manada kendi sorunları olarak görürler. Onun haricinde oy kaygısıdır bunlar. Neyse döndük dolaştık yeniden site devletine geliyoruz. Tarih tekerrürden ibaret.

Halkın gerçek sorunlarının hukuk sistemine yansıması için halk içinden yöneticilerin çıkması gerekir.Daha doğrusu çıkmaması gerekir. Yönetici kişinin de halk içinde kalması gerekir. Trafiğe çıkınca bütün yollar kapatılıp kendisine tahsis edilen bir yöneticinin trafik sorununu senin benim kadar dert etmesi mümkün değildir. Ancak bütün ayrıcalıklardan arındırılıp senin benim gibi yaşamaya başladıkları zaman halkın sorunları onların da sorunu haline gelir.

Ekonomi işsizlik vs. alanlarda da aynı şey geçerli. Hukuksal düzenleme ülkenin ekonomik sosyal yapısını da belirler. Daha doğrusu arzu ettikleri ekonomik sistem ve toplumsal yapı neyse ona göre hukuk oluşturulur.

Hukuk soyut tarafsız insanüstü birşey değil sonuçta. Belli bir sınıfın diğer sınıflar üzerindeki tahakküm araçlarından birisi. Bu sene 58 milyar dolar iç borcu faizi ödeyecekmişiz. 58 milyar dolar ile 5 milyon işsizi ayda 1.000 tl maaş ile istihdam etmek mümkünmüş. 58 Milyar doların veya liranın bir senede beş on yerli ve yabancı tekelin cebinemi gireceğini yoksa 5 milyon vatan evladı yararınamı kullanılacağını düzenleyen şey de hukuktur.

Zaten şu aralar hukuk hallaç pamuğu gibi. Adamlar yapmak istediklerinin önünde hangi yasayı hangi maddeyi engel görürse onu değiştiriveriyorlar. Hukuka uymak yerine hukuku kendilerine uyduruyorlar. Ondan sonra yaptıkları kanun çorbasının içinde ne olduğundan kendilerinin de haberi olmuyor. Zaten bu kasaba eşraflı yönetici zihniyetinden hukuk bekleyende hata esasında.

İstanbul'un Başakşehir ilçesinde küçük yaştaki oğlunun bir kız çocuğuyla kavga ettiğini gören hakimin, oğlunun kavga ettiği 5 yaşındaki Hümeyra ve annesini gözaltına aldırdığı iddia edildi.
Annesiyle birlikte karakola götürülen Hümeyra, gözyaşlarını tutamadı. Olay Başakşehir 2. Etap'ta meydana geldi. Siteye ait parkta oynayan iki çocuk kısa süreli kavga etti. Çocuklardan Hümeyra Erol'un annesi Ayten Erol, kavgayı ayırmak istedi. Evinin balkonundan olayı gören diğer çocuğun hakim olan babası E.D.'nin, Ayten Erol'a bağırmaya başladığı ileri sürüldü.

İddiaya göre hakim, lojmanların kapısında bekleyen görevli polis memuruna seslenerek, minik Hümeyra ve annesini gözaltına almasını emretti. Anne ile kızı, yaklaşık bir saatlik gözetimin ardından iki ekip aracıyla Başakşehir İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü.

İfade vermeleri için saatlerce karakolda bekletilen anne ile çocuğu, yaklaşık 4 saat sonra serbest bırakıldı. Olayı duyduktan sonra karakola gelen minik Hümeyra'nın babası Cuma Erol, yaşanan olayın üzücü olduğunu söyledi. Erol, "Eşim ile kızım saatlerdir ifade vermeyi bekliyor. Çocuğumun psikolojisi bozuldu." diyerek yaşananlara tepki gösterdi.

Miniklerin basit bir kavgasından dolayı saatlerdir karakolda olduklarını ifade eden Ayten Erol ise, "Çocuklar tartışmışlar. Diğer çocuğun babası pencereden polislere seslenerek, 'tutuklayın bunları' dedi." şeklinde konuştu. İfadesinin alınmasının ardından anne ve kızı serbest bırakıldı.

#lazut' tarafından 12.06.2009 01:26:42 tarihinde düzenlendi.

okyağnuş..
iyi güzel diyosunda ben bu seferde sana muhalfim..

först leydimizin davadan cayma sebebi okumaktan vazgeçmesi yada kaybedeceğini anlaması değildir.
vazgeçme sebebi kendi kuyruğunu ıssırmasıdır. (tabiri caizse)
davayı açtığı zaman sadece leydi idi.. davadan vazgeçtiği zaman först müydü yoksa thörti yada kaçıncı bilmiyorum ama eşi ya başbakandı yada başbakan yardımcısı..
belkide cumhurbaşkanıydı.. tarihi ve ünvanını net hatırlamıyorum.

davadan vazgeçmeseydi kendi eşinin yönettiği ülkeyi dava ediyor, suçluyor olacaktı.
AİHM (avrupanın işinegelen hakimlerin mahkemesi) demezmi adama "be kardeşim yamuğun varsa düzelt mühür senin elinde.. kendi kendini niye bana şikayet ediyorsun"...
işten bundan kellidir kuyruğunu ısdırınca refleks ile bırakması.. (mecaz tabiki)

nerdeee o eski papatyalar... onlar rabbine sormazdı kılivlınd mı yoksa los ancılıs lekırs mı ?
allah var.. iyi ekmeklerini yedim papatyaların

Bende okyanusa muhalifim.

Arkadaşlar katıldığınız için teşekkür ediyorum.
Bence aile içi şiddet kadınlarımızın ve çocuklarımızın çektikleri ama hem aile içi olduğundan hem de kültürümüz buna elverdiği için de kimseye söyleyemedikleri ve bence epey yaygın olan şiddet türlerinden biri…
Şiddet uygulayan genellikle baba ya da koca oluyor.
Hal böyle olunca mağdur da kadın ya da çocuk..
Oysa şiddet uygar toplumlarda aile içi değil tam tersi toplumsal bir sorun olarak değerlendiriliyor.
Öyle de olması lazım. Aihm kararı bunun bir örneği..
Tabi gönül ister ki bunu biz yapalım.
Avrupanın("elin gavurunun") zorlamasıyla değil.



#ahmetçiçek' tarafından 14.06.2009 17:44:50 tarihinde düzenlendi.