zeiss-ikon
zeiss-ikon (üye)
Manisa / Meraklı

Yorumsuz




ALıntıdır.....................

Ara Güler… Büyük usta… Fotoğraf sanatçısı… Pardon sanatçısı değil. Foto muhabiri… Kendisine sanatçı denmesine kızıyor. Daha doğrusu herşeye kızıyor… Fotoğraf sanat değildir diyor. Etrafına küfür ediyor… Restoranda yanına gelen gençleri tersliyor ve heveslerini kırıyor…

Sürekli aynı yorumları yapıyor. İnsanları hep hayal kırıklığına uğratıyor. Ama bütün bu özellikleri O’nun süper resimler, pardon fotoğraflar çektiği gerçegini değiştirmez.

Bir tarafta fotoğrafçı Ara Güler vardır (ki bence Dünya’nın sayılı fotoğrafçıları arasındadır), bir tarafta da her an sizi sinir eden bir yorum yapabilecek kapasitede olan aksi ve huysuz bir Ara Güler vardır.
Ben konuya fotoğrafçı gözüyle baktığım için Ara Güler’i severim ve çok saygı duyarım.

Bugün 40 Haramilerin Ali Babası sevgili Muammer Yanmaz’ın Mağara’sında Ara Güler ile Şakir Eczacıbaşı’nın birlikte söyleşisi vardı. Ben de oraya gittim. Selçuk Metin’in hazırladığı Ara Güler ve Şakir Eczacıbaşı’nın fotoğraflarından oluşan gösteri çok hoş olmuştu. Sıra sorulara geldi… Ben de hemen sorumu sordum. “Siz bir röportajınızda fotoğraf sanat değildir demişsiniz. Sizce fotoğraf nedir?”
Ara Güler her zamanki alaycı sizi sinir edebilecek ve huysuz tavrıyla bir yanıt verdi. Ama Şakir Eczacıbaşı hemen araya girdi.

“Sanat bir mesaj verir, fotoğraf sanat değildir” diyor Ara Güler.
Ben sanatçı değilim, ben sadece gördüğümü çekiyorum da diyor Ara Güler…
Henri Cartier Bresson da sadece gördüğünü çekerdi, tam olarak tarihe tanıklık eden bir fotojournalist idi o da. Fakat göğsünü gere gere “ben bir sanatçıyım ve yaptığım şeyi de sanat olarak görüyorum” demişti.

Bresson’u sadece çektiği fotoğraflara bakıp sevmek ona haksızlık olur. Fotoğraflarını okuduğunuz gibi kitaplarını, ropörtajlarını okumanız gerekir. Çünkü onları okuduğunuzda anlarsınız Bresson’un neden Bresson olduğunu ve neden bu kadar sevildiğini.

Henri Cartier Bresson’un “Fotoğraf hiçbirşeydir, beni ilgilendiren hayat !” cümlesi geldi aklıma bir an için. Zannedersem, aşmış kişiler bunlar. Hayatın kendisinin, herşeyin üzerinde olduğunu ima edici cümleler bunlar.

Tarihe geçmiş büyük şahsiyetler, derin cümleler kuruyor. Yoksa, tabiki onları var eden fotoğrafa bu denli haksızlık etmezler bence.

Adam huysuz. Ama büyük… Yaptığım iş sanat değil diyor. Sanat ne? Boşver sanatı. Sen eğer bir Ara Güler fotoğrafına 300. kez baktığında hala etkileniyorsan bu önemlidir. Adı sanat olsun olmasın. Sahibi ne derse desin. Fikir adamı değil ki. Dali yaşasa neler derdi kim bilir.

Kendini beğenir bu adamlar. Ben kendimi beğenirsem kendimden büyük laf edebilirim. Eğer dünya beni beğenirse sapıtabilirim.

Ara Güler’in fotoğrafın salt belgelediği, tarihi kaydettiği görüşüne de katılmıyorum. Zira fotoğraf sınırları olan bir karedir, fotoğrafçı o karenin içine dahil ettikleri ve dışarıda bıraktıklarıyla tarihi olduğundan farklı bir biçimde yansıtabilir.

Fotoğrafçı gerçeğin istediği kısmını kadrajına alır.

Belgesel fotoğraf, Ara Güler’in söylediğinin tam aksine- öyle karanlık oda numaralarına, hatta çoğu kez kurgulamaya da gerek kalmadan – yalan da söyleyebildiği için en büyük propaganda araçlarından biri olmuştur. Ama aynı zamanda bir duyguyu, insana dair olanı da yansıtabilmesiyle bir sanattır.

Öte yandan tüm bunlar benim Ara Güler’e duyduğum saygıyı değiştirmez. Evet, Ara Güler huysuz bir ihtiyardır. Oturduğu restoranda yanına yaklaşan gençleri tersler, heveslerini kırar, ünlü bir Avrupalı yönetmenin bir film sahnesinin kendi fotoğraflarından birini andırdığını söylediğinizde “benden araklamıştır pezevenk” diyecek kadar, sevgili Muammer Yanmaz’a da laf sokacak kadar ileri gider.

Ancak Ara Güler gibi çok işler başarmış ve işinin en iyisi olmuş kişilerin yaşlanınca böyle muzipçe bir terslik tavrı takındığına sıkça tanık oluyorum. Artık yaşamlarının son deminde, bu kadar görmüş geçirmişlikle istedikleri tersliği yapma lüksünü kendilerinde görüyorlar.

Nihayet kimseye hesap vermemek zorunda olmadıklarını farkederek özgürleşiyorlar. Belki de “60 yıl çalıştım, ortaya koyduklarımdan bir şey anlamadın da şimdi ağzımdan çıkacak iki laftan mı icazet alacaksın” demeye getiriyorlar.

Onların bu hallerinden, kabalıklarının altında mutlaka göz kırpan muziplikten hoşlanıyorum. Ve onların bu tercihine saygı duyuyorum. Elbette aynı nedenle bugün söyledikleri sözler benim fotoğrafa bakış açımı etkilemiyor.

Ancak bugüne bıraktıkları işler mutlaka etkiliyor. Bu tarihi yaratanların işlerini öğrenmeden ve bu işlerden dolayı – sözlerinden dolayı değil – onlara saygı göstermeden “ben oldum” denilemeyeceğini düşünüyorum.

Aynı şey tüm sanatçılar – ressamlar, yazarlar, şairler – için de geçerli. Baktığınızda mükemmel insan bulamazsınız, hepsinin kusurları olmuştur. “Bu kadar büyük insanlar” gerçekten “bu kadar içi boş laflar” edebilmiştir.

Fotoğraf bir sanattır bana göre… Ama bazı fotoğraflar sanat değeri taşır, bazıları taşımaz. Önemli olan o fotoğrafa yorum katabilmektir… Fotoğraf çekmek perspektifle, ışıkla, kadrajlarla, objektifle, kompozisyonla, açılarla ve estetiğiyle bir emektir ve makinenin arkasındaki kişinin yaşam tarzını, felsefesini, dil ve kültürünü yansıtır… Dünyaya fotoğrafı çekenin gözüyle bakarız.

Eskiden ressamlar portre yaparak kişilerin yüzlerini ölümsüzleştiriyorlardı. Bazı önemli ressamların önemli kişiler için yaptıklarının haricinde kalan büyük bir kısım resim nasıl sanat olmuyorsa (ya da öyle adlandırmıyorsak da) Bugün çekilen her fotoğraf sanat olmuyor.

Fotoğrafın aynı zamanda tarihsel belge olma özelliğide var ve sırf bu amaç doğrultusunda çekilen fotoğraflar da sanat olmuyor.

Sanat olması için vizörün arkasında kadrajı belirleyen ve denklanşöre basan kişinin çok derin bir gözlem yeteneği ve bilgisine sahip olması aynı zamanda da estetikten haberdar olması gerekir. Gerektiğinde çekilen kompozisyonu kurgulaması da fotoğrafı çeken kişinin görevi.

Kısacası Ara Güler’in sözlerinin üzerinde pek durmuyorum, fotoğraflarını ise onun kişiliğinden bağımsız olarak seviyorum. Bence kendisi ne kadar da aksini belirtirse belirtsin Ara Güler bir sanatçıdır.


BENİM YORUMUM DEĞİL AŞŞAĞIDAKİ SİTEDEN ALINTIDIR ÜSTAD OLDUGU İÇİN KOYDUM .
http://hakansezer.wordpress.com/ Alıntıdır


#zeiss-ikon' tarafından 14.06.2009 17:00:03 tarihinde düzenlendi.

Tarih: 11 Haziran 2009, 20:07 - İp: 78.***.**7.76
kumköy34
kumköy34 (Objektif)
İstanbul / Meraklı

Demir tavında dövülür ,, Lazut emmi..

 

Tarih: 12 Haziran 2009, 16:51 - İp: 88.***.**0.130
lazut
lazut (Objektif)
Sinop / Amatör

Sanırım öyle atakan..varsın büyüklük onlarda kallsın..Biz küçüklerle idare ederiz..

kumköy abim de dedi ya ..bizim tavımız daha iyidir..başka dtvlara gerek yok..

 

Tarih: 12 Haziran 2009, 17:12 - İp: 88.***.**3.203