Deli Topiği

havalar sıcak buralarda nehir sadece akşamları serin oluyor biraz...

pazar sabahı saat 09,17 de
tatoyla birlikte ankara beştepe/aşıklar tepesinde iftar kahvaltısı yiyeceğiz..
tüm siirtli ve normandiyalıları bekleriz..

kenyalılar da gelebilir mi

yaktın yıktın kül ettin, erittin beni
mecnuna döndürdün yavrum mahvettin beni..

Kutup ayilarini derileri icin avlarlarmis. Ama bu is kolay olmazmis. Derilerinin altindaki ortalama 10 cm'lik yag tabakasi ayilarin buzlu sularda donmasini engeller; hem de onlari bir zirh gibi korurmus. Kucuk atesli silahlarla ayilarda oldurucu yaralar acmak mumkun olmazmis. Buyuk silahlar da derileri paramparca edip kullanilmaz hale sokarmis. Kutup ayisini avlamak icin alnindaki ozel bir noktaya yakindan ve tek el ates edilmeliymis.

Kutup ayilarinin koklama ve isitme duyulari da gucluymus. 2 metre yukseklikte karin altindaki fok baliginin kokusunu veya 30 km uzakliktaki yarali hayvanin kan kokusunu hissedebilirlermis. Bununla birlikte en ufak bir citirtiyi bile duyabildiklerinden kimseyi yanlarina yaklastirmazlarmis. Avcilar kutup ayilarini avlamak icin ilginc bir teknik kullanirlarmis.

Bir baltanin agzi iyice, ama iyice keskinlestirilirmis. Sonra bu balta bir yere sabitlenirmis. Uzerine sapini ve demirini tamamen kaplayacak sekilde fok baligi kani sivanirmis. Ve olay yerinden uzaklasilirmis.

Kan kokusunu alan kutup ayisi baltayi kolayca bulur ve yalamaya baslarmis. Yalarken farkinda olmadan dilini baltanin keskin agzina da surtermis. Hafif hafif kesilen dilden sizan kanlarla balta, yalamasi daha da keyifli hale gelirmis. Zavalli ayi, yaladikca kanayan, kanadikca yalayan diliyle bir sure sonra iyice kendinden gecermis. Hem zevklenirmis, hem bitkinlesirmis.

Avci ise surekli ayiyi gozlermis. Kan kaybindan iyice halsiz dusup bayilmasini beklermis. Bayilinca ayinin yanina gidermis, elindeki silahi alnina yaklastirirmis. Tek el atesle ayiyi oldururmus. Boylece deriye zarar vermeden avlama islemini tamamlarmis.

vahşice çin usulü heralde..

polar denilen kumaş veya giyecek türüde zaten kutup ayılarının tüylerinden derilerinden esinlenerek üretilmiş.. oturup incelemedim ama
kutup ayısının tüyü daha doğrusu bi kılı derisinden kalınca çıkıyormuş.. o kalın kılın içinden bi tanede ayrı bir ince kılcık, tüycük çıkıyormuş..

güzel bir tasarım..

şimdi yeni ve çok katlı bir iş merkezi olan şehir çarşısı vardı ulusta.. Heykelin karşısında/Sümerbankın üstünde..
orda bi börekçi vardı.. bi su böreği bi karaköy böreği yapardı of ki ne of... çorbacı vardı az üstünde.. hele arka çıkışta bir büfe vardı sosislisi harikaydı.. ağlamak istiyorum..

Bi de Çanakkalede Arabalı iskelesinin oradaki büfelerin arkasında ara sokakta Ercan simit ve poğaça sarayı vardı. Ufacık bi yerdi 2 sene önce gittiğimde biraz yukarı taşınmış ve modernleşmiş...

İddia ediyorum yeryüzünde daha lezzetli poğaça yiyemezsiniz...

o derece yani...

birde Ankara da rokonun iftar çadırı var
böyle bi iftar yemeği görülmedi daha

evet iddia ediyorum kimse ne görmüş ne de yemiştir bu yemeği

günaydın [>