volkanyasa
volkanyasa (üye)
İstanbul / Doğa Fotoğrafçısı

Tüm Cumhuriyetin,tüm Türkiyemizin.

tüm cumhuriyet ve tüm türkiyemizin başı sağolsun..O gitti ama yerini doldurabilecek hiç kimse gelmedi.biz onun evlatları sayılırız hiç bir koşulda benliğimizi kişiliğimizi özümüzü kaybetmeden bu cumhuriyetin bu ülkenin bekçisiyiz...BAŞIMIZ SAĞOLSUN...

Tarih: 10 Kasım 2006, 11:42 - İp: 85.***.**5.130
hdm
hdm (üye)
Yozgat / Amatör

 

Tarih: 10 Kasım 2006, 11:50 - İp: 85.***.**5.207
atakan
atakan (Objektif)
Bursa / Amatör

 

Tarih: 10 Kasım 2006, 12:35 - İp: 81.***.**3.185
nedimy
nedimy (üye)
Bursa / Meraklı

 

Tarih: 10 Kasım 2006, 14:09 - İp: 193.***.**8.116
cemone
cemone (üye)
İçel / Amatör

Ulusumuzun basi saolsun. video icin linke tiklayin.

ATATURK

#cemone' tarafından 10.11.2006 16:24:50 tarihinde düzenlendi.

 

Tarih: 10 Kasım 2006, 16:21 - İp: 196.***.**5.195
volkanyasa
volkanyasa (üye)
İstanbul / Doğa Fotoğrafçısı

yarattığı boşluğu kimse dolduramadı...sürekli bu ülke için bişeyler yapmaya çalışan insanlar gidiyor bu dünyadan ve yerlerine kimse gelemiyor.hele biri var ki...ATAM hasrettin içimde,içimizde seni hep aradık hep arıyoruz...

 

Tarih: 10 Kasım 2006, 16:26 - İp: 85.***.**5.130
deepsea
deepsea (üye)
Adana / Meraklı

konuyla ilgili olan diğer topice de koydum linki.belki görmeyen vardır..görülmeye değer bir kare..

http://img372.imageshack.us/img372/1184/ataturkbv6.jpg

aradaki farkı görün arkadaşlar..çok gururlandım bir kez daha.. [>:D

 

Tarih: 10 Kasım 2006, 19:58 - İp: 88.***.**5.215
volkanyasa
volkanyasa (üye)
İstanbul / Doğa Fotoğrafçısı

link için teşekkür ederim gerçekten çok etkileyici

 

Tarih: 10 Kasım 2006, 20:23 - İp: 85.***.**5.130
deepsea
deepsea (üye)
Adana / Meraklı

Etkilenmemek mümkün mü..asaleti ve karizması imrendirecek ölçüde eşsiz ve kendine has..masadaki kendinden emin duruşu ve keskin bakışlarıyla derin anlam yaratan yüz ifadesi tüm fotografta sarsıcı bir etki bırakıyor.

Ve O diyor ki..

« Tam bağımsızlık, ancak ekonomik bağımsızlıkla mümkündür.»(1922)

« Biz barış istiyoruz dediğimiz zaman, tam bağımsızlık istediğimizi herkesin anlaması gerekir.»(1923)

« Zafer «Zafer benimdir» diyebilenindir; başarı «başarılı olacağım» diye başlayanın ve «başarılı oldum» diyebilenindir.»11. 01. 1925, Konya’da Bir Konuşma.

«30 Ağustosta sevk ve idare ettiğim muharebe, Türk milletinin yanımda bulunduğu halde, idare ettiğim ilk ve son muharebedir. Bir insan kendini, milletle beraber hissettiği zaman, ne kadar kuvvetli buluyor bilir misiniz? Bunu tarif zordur. Eğer ben, açıklamakta zayıf kalırsam beni hoş görünüz.»30. 08. 1928, Basın Mümessillerine Demeç.

« …Memleketimiz şu iki şeyin memleketidir : biri çiftçi, diğeri asker. Biz çok iyi çiftçi ve çok iyi asker yetiştiren bir milletiz. İyi çiftçi yetiştirdik : çünkü topraklarımız çoktur, iyi asker yetiştirdik : Çünkü o topraklara kasteden düşmanlar fazladır. O toprakları sürenler, o toprakları koruyanlar hep sizlersiniz… »18. 03. 1923, Tarsus’ta Çiftçilerle Konuşma.


« Ben diktatör değilim. Benim kuvvetim olduğunu söylüyorlar ; evet bu doğrudur. Benim arzu edip de yapamayacağım hiçbir şey yoktur. Çünkü, ben zoraki ve insafsızca hareket etmek bilmem. Bence diktatör, diğerlerini iradesine boyun eğdirendir. Ben, kalpleri kırarak değil, kalpleri kazanarak hükmetmek isterim. »21. 06. 1935, Gladys Baker’e Verilen Demeç.

« Türkiye, esir olarak mahvolmaktansa, son nefesine kadar mücadele ve savaş vermeye azmetmiştir… »25. 12. 1922, Le Journal Muhabiri Paul Herriot’ya Çankaya’da Verilen Beyanat.

« …Sizler, yani yeni Türkiye’nin genç evlâtları, yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz. Dinlenmemek üzere, yürümeye karar verenler asla ve asla yorulmazlar. Türk gençliği gayeye, bizim yükselme idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir. Biz de bunu görmekle bahtiyar olacağız… »

26.03.1937, Ankara’da Tahsilde Bulunan Bursalı Gençlerin Tertib Ettikleri Uludağ Gecesinde Söylenmiştir.


« Hakikati konuşmaktan korkmayınız »(1926)


« …Hayat mücadeleden ibaretlir. Bundan dolayı hayatta yalnız iki şey vardır. Galip olmak, mağlup olmak. »18. 03. 1923, Tarsus’da Gençlerle Konuşma.


« Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir milletinde Anadolu köylü kadınının üstünde kadın mesaisi zikretmek imkânı yoktur. » (1923)

« …Bence muhalefet hürmete değerdir. Çünkü o da bir araştırma, bir görüş bileşkesidir. Fakat edilecek itirazlar makul ve anlayışlı ve meşru sebeplere dayanmazsa muhalefet değersiz olur. »

24/25.10.1919, Amasya, Tasvir-i Efkâr muhabiri Ruşen Eşref ile Mülâkat.


« …Ben, Napolyon’u hiç sevmiyorum. Çükü Napolyon her şeye kendi şahsını sokardı. Mücadelesi belli bir dava için değildi; kendi şahsı içindi. İşte bu bakımdan bu gibi adamlar için kaçınılması imkansız olan felâkete uğradı… »

23.01.1923, Morning Post Yazarı Grace Ellison’a Demeç.

« Ben askerliğin herşeyden çok sanatkârlığını severim. » (1912)
« Osmanlı devleti neyazıkki ölmüştür. Babıâli hükûmeti neyazıkki ölmüştür; afedersiniz, hata ettim! Neyazıkki demiyecektim, iyiki ölmüştür. Çünkü onlar ölmeseydi milleti öldüreceklerdi… »

31.01.1923, İzmir’de Halk ile Konuşma.


« Sanatın en basiti, en şereflisidir. Kunduracı, terzi, marangoz, saraç, demirci, nalbant, sosyal hayatımızda, askerî hayatımızda , hürmet ve haysiyet mevkiine en layık sanatkârlardır. »

03.04.1922, Konya, Askeri Nalbant Okulunda.

« Sinema öyle bir keşiftir ki, gün geçecek barutun, elektriğin ve kitapların keşfinden çok dünya medeniyetinin veçhesini değiştireceği görülecektir. Sinema, dünyanın en uzak uçlarında oturan insanların birbirlerini tanımaları

 

Tarih: 10 Kasım 2006, 21:16 - İp: 88.***.**5.215
volkanyasa
volkanyasa (üye)
İstanbul / Doğa Fotoğrafçısı

ya ATATÜRK'Ü biliyorum bide bugünleri biliyorum ve görüyorum ki herkes bişeylerin farkında yemin ederim içim acıyo içim titriyo duruma ya

 

Tarih: 10 Kasım 2006, 22:08 - İp: 85.***.**5.130
okyanus.
okyanus. (üye)
İstanbul / Profesyonel Fotoğrafçı

Melih Aşık'ın bugünkü ( 10 Kasım 2006 ) yazısından :

KİMDİ BU ADAM

7 yaşındayken babasını kaybetti ve yetim kaldı. 8 yaşında okuldan alındı ve köyde yaşadı...

10 yaşında yüzü kanlar içinde kalacak şekilde, yeni okulundaki hocasından dayak yedi. Ailesi onu okuldan aldı.

17 yaşında hayalindeki okulun istediği bölümü için gerekli not ortalamasını tutturamadı.

24 yaşında tutuklandı, günlerce sorguya çekildi ve 2 ay tek başına bir hücrede hapis yattı.

25 yaşında sürgüne gönderildi...

27 yaşında kendisinden bir yaş büyük meslektaşı kendisinin de üyesi bulduğu derneğin çalışmalarıyla kahraman ilan edilirken, kendisi hiç önemsenmiyordu.

30 yaşında kendisi başka şehirleri düşman elinden kurtarmaya çalışırken, doğduğu şehir düşmanların eline geçti.

30 yaşında amiri, onu kendisinden uzaklaştırmak için başka göreve atanmasını sağladı. Yeni görevinde fiilen işsiz bırakıldı. Aylarca boş kaldı.

37 yaşında böbrek hastalığından Viyana'da 2 ay hasta ve yalnız halde yattı.

37 yaşında komutan olarak yeni atandığı ordu, dağıtıldı.

38 yaşında Savunma Bakanı tarafından görevinden atıldı.

38 yaşında bir toplantıda giyebileceği bir tek sivil elbisesi bile yoktu ve başkasından bir redingot ödünç aldı. Ayrıca cebinde sadece 80 lirası vardı. 38 yaşında kendisi için tutuklama kararı çıkarıldı.

39 yaşında idam cezasına çarptırıldı.
Sonra ne mi oldu? 42 yaşında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı oldu!
Bu öykü efsanevi lider Mustafa Kemal Atatürk'e aittir.
Mümin Sekman, bu öyküyü, insanoğlunun azmine örnek olarak yazmış. Diyor ki:
- Başarınızın önündeki engel ne? Paranız mı yok? Atatürk'ün de yoktu! Sağlığınız mı bozuk? Atatürk'ün de bozuktu! Çevrenizde sizi çekemeyenler mi var? Atatürk'ün de vardı! Bazı yakın arkadaşlarınız sizi arkadan mı vurdu? Atatürk'ün de başına geldi! Aileniz çok zengin değil miydi? Atatürk'ünki de değildi! Amirleriniz hakkınızı mı yiyor? Atatürk'ünkini de yemişlerdi! vs..vs...vs..
Özeti: Çaresizlikten yakınmayın.. Çare sizsiniz..

 

Tarih: 10 Kasım 2006, 23:52 - İp: 88.***.**0.211
  • 1