Şincan

One minute demek lazım ama yakın zamandada bir seçim yokki..

Aslında ben 1997 de İstanbul'a geldiğimde Doğu Türkistan Derneklerinin birkaç konferansını dinlemiştim, o zamanlar faaliyetleri var bu derneklerin ancak bildiğim kadarıyla daha sonra (yanılmıyorsam 1999 gibi herhalde) bu derneklerin Türkiye deki faaliyetleri yasaklandı. Çin'de iki çocuktan fazlası yasakken Sincan bölgesinde 1 çocuktan fazlası yasaktı, ayrıca hergün psikolojik baskı altındaydılar anlattıklarına göre.
-----------------------------------------------------------------------------------------
Banu Avar diye bir bayan vardı TRT de "Sınırlar Arasında" diye bir program yapardı. Bu bayan Avrupa ülkelerine gider, oradaki yöneticilerle ropörtaj yapar ve yaptıkları pislikleri suratlarına çarpardı, çok severdim kendisini. Hatta Nobelle ilgili yaptığı bir program nedeniyle resmen linç girişiminde bulundular (fiili değil de mesleki). Neyse buBanu Avar Çin'e de gitti. Hah dedim Doğu Türkistan meselesini kesin açar bu orada. Bir de ne duyayım, Banu Avar da o bölgeden "Burada herşey yolunda, herkes mutlu" benzeri bir ifadeyle sözetmez mi. Şok olmuştum. Orada anladım ki bu Doğu Türkistanla ilgili olarak enteresan bir umursamazlık politikamız var sanki. Anlamıyorum.

ben at gözlüğü sipariş ettim onlardan takcam..bulunmuyo meret, cok satılıyomus ankarada...

İlk akla gelen Çin mallarını boykot ama;
Çok büyük organizasyon olmazsa bunun bir yaptırımı olmuyor..
Galiba en iyisi ve kolayı yapılan kınama gösterilerine katılmak;
(Kırmadan ,Dökmeden, Çin halkını rencide etmeden Örneğin bayrak yakmadan)

Doğal olarak atılacak sloganda
"Hepimiz Türküz" olmalı

biz her zaman Türküz. hırant ölünce ermeni olmuyoruz veya bilmem başkası ölünce de başkası olmuyoruz.

Bizim Çin'i boykot etmemiz birşeyi değiştirmez, tabi mallarını yine de kullanmayalım ayrı mesele. Putin "Bu Çin'in içişleridir" gibi bir açıklamayla Çin'e hiç de sürpriz olmayacak desteğini gösterdi. ABD ise olayı kaygıyla izlediğini ve anlamaya çalıştığını belirtti. Avrupa her zamanki Avrupa, hepsi olaya Fransız.

Peki Türkiye resmi olarak ne gibi bir tavır sergiledi? Üstelik bütün bu olaylar Cumhurbaşkanımızın bölgeyi ziyaretinden birkaç gün sonra patlak vermesine rağmen, yani Türkiye bölgeye önem verdiğini göstermesinin akabinde olan bu olaylara neden bu kadar kayıtsız? İsrail konusunda cesaret gösteren sayın başbakanımız bu konuda neden pasif?

Anlamadığım diğer bir olay, alakalı alakasız herşeyi AKP ye havale edenler nedense bunun gibi, GDO nun önü açılması gibi direkt AKP ile alakalı sorumsuzlukları neden dile getirmezler? Medyaya bakıyorum, her iki konuda da hükümete eleştiri yok gibi birşey.

t_yaman'ın her iki yazısına da katılıyorum...

Doğal olarak atılacak sloganda
"Hepimiz Türküz" olmalı

Karamanın koyunu, sonra çıkar oyunu


cinascinasa katılıyorum