zeze-0
zeze-0 (üye)
İzmir / Amatör

Küçük Prens

bana bakıyordu. elimde çekiç, parmaklarım yağdan simsiyah olmuş, ona çok çirkin gözüken bir nesnenin üzerine eğilmiş olan bana...

- tıpkı büyükler gibi konuşuyorsun!
biraz utandım ama o acımasızca sürdürdü:
- herşeyi birbirine karıştırıyorsun, karmakarışık ediyorsun.
gerçekten çok kızmıştı. altın renkli saçları rüzgârda dalgalanıyordu.
- gezegenlerden birinde yaşayan kırmızı yüzlü bir adam tanıyorum. tek çiçek koklamamış, tek bir kez yıldıza bakmamış, kimseyi sevmemiş. yaşamı boyunca tek yaptığı sey bir takım sayıları toplamak. o da bütün gün kendi kendine aynı şeyleri söylüyor, senin gibi: "çok önemli işlerim var benim!" bunları söylerken gururla kabarıyor göğsü. ama o insan değil ki, mantar!
- ne?
- mantar!
küçük prens şimdi öfkesinden bembeyazdı.
- çiçeklerin milyonlarca yıldır dikenleri var. milyonlarca yıldır koyunlar dikenli çiçekleri de yiyorlar. peki neden bu çiçeklerin hâlâ dikenleri olsun diye çabalamalarının nedenini anlamaya calışmak önemli işlerden sayılmıyor? koyunlarla çiçeklerin arasındaki bu savaş kırmızı yüzlü adamın topladığı rakamlardan daha mı önemsiz? hele benim gezegenimde, yalnız benimkinde yaşayabilen bir çiçeğimin olduğunu, bunu koyunun bir ısırışta yok edebileceğini düşün. bu çok mu önemsiz?
şimdi de yüzü al aldı.
- insan bir çiçeği severse, milyonlarca ve milyonlarca yıldızda yalnız tek bir çiçek açarsa, işte o yıldızlara bakarak mutlu olur. kendi kendine şöyle der: ama koyun çiçeği yerse bütün yıldızlar kararıverir... bu da hiç önemli değil öyle mi?
sözleri hıçkırıklara boğuldu.
gece olmuştu. Âletlerimi olduğu yere bıraktım. şu anda çekicin, cıvatanın, susuzluğumun ne önemi vardi? yıldızlardan, gezegenlerden birinde, benim gezegenim dünya´da bir küçük prens vardı avutulacak. kollarıma aldim onu ve başını okşadım...

#zeze-0' tarafından 03.10.2011 11:01:48 tarihinde düzenlendi.

Tarih: 3 Ekim 2011, 11:00 - İp: 212.***.**6.206