glorfindel
glorfindel (üye)
İstanbul / Amatör

Vivian Maier - Bir Gizem Hikayesi

Epey zamandır sitede “o makine mi, bu makine mi?”, “5x mi 250x mi?”, “şu lens mi, bu lens mi, yoksa hepsi birden mi?” şeklindeki tartışmalardan çok sıkıldım. Biraz internette gezinirken bana çok ilginç gelen bir hikaye ile karşılaştım. Hikayenin kendisi garip bir hayat öyküsü ama, devamında yaşananlar ise ibretlik.. Ama bence en önemlisi, yabancı bir forum sitesinde aynı hikayenin tartışmaları sürerken yorumculardan birinin bir yazısıydı. Bizim tartışmalarımıza ışık tutan bir yorumdu. O da aşağılarda bir yerlerde...

Vivian Meyer

İlginç bir fotoğrafçı hikayesi..

Vivian Meyer Fransa 20’li yıllar doğumlu, Birleşik Devletler’e yerleşen bir bayan. Tam tarihi biliniyor. İngilizceyi tiyatro izleyerek öğreniyor. Önce bir tatlıcıda çalışıyor. Uzun yıllar bakıcılık yapıyor. Feminist olduğu düşünülüyor. Genellikle erkek pantolonu ve ceketi giyerek dolaşıyor. Büyükçe bir şapkası da var. Büyük ihtimalle hayatında başkası yok. Ne akraba, ne arkadaş. Son yıllarının bir döneminde evsiz kalıyor. Zamanında baktığı, artık büyümüş olan çocuklar ona bir daire alıyor ve ona maddi yardımda bulunuyorlar. 2009 yılında ölmeden once, hastayken, borçlarını ödeyemediği için bazı eşyaları açık arttırma ile satışa çıkarılıyor. Bu eşyalar arasında Vivian’ın fotoğraf çalışmaları var.

Genç bir çocuk –John Maloof- 400$ ödeyerek, yaklaşık 100.000 adetlik negatif arşivine ve az sayıdaki basılı fotoğrafa sahip oluyor. Bu parayı kendisinin üzerinde çalıştığı bir proje için bazı görsel materyaller bulmak amacıyla yatırıyor. Ancak projesinde işine yarayacak hiç bir şey bulamıyor. Tek bulduğu daha once hiç kimsenin görmediği, pek çoğu daha banyo edilmemiş halde duran filmler oluyor. Biraz incelediğinde Chicago ve New York’un yakın tarihine tanıklık eden muhteşem bir fotoğraf arşivini aldığını anlıyor. Bu andan itibaren kendisini bu kadının çalışmalarını dünyaya kazandırmaya adıyor. Negatifleri banyo etmeye başlıyor. Banyo edilmiş ve basılmış olanları da bir yandan taramaya devam ediyor. Vivian için bir blog sayfası oluşturarak fotoğrafları yayınlamaya başlıyor.

http://vivianmaier.blogspot.com/

Ardından pek çok yerden sergi, röportaj ve kitap teklifleri geliyor. Amerika ve Avrupa’da sergiler düzenleniyor. 2011 yılında hikaye kitap haline gelmiş olacak. 2012 yılı için de belgesel çalışması sürüyor. Fotoğrafların çok büyük bir kısmı hala banyo edilip taranmayı bekliyor ve John Maloof hala bu işle uğraşıyor.

Fotoğrafçısının bile hiç görmediği bu fotoğrafları dünyaya kazandırmak için…


http://acikdiyafram.com/2010/12/vivian-maier/

http://momografik.wordpress.com/2010/07/11/vivian-maier/

http://www.rangefinderforum.com/forums/showthread.php?t=80962

http://rangefinderforum.com/forums/showthread.php?threadid=99248

http://www.wttw.com/main.taf?p=42,8,80&player=Chicago-Tonight&pid=A1hO97qcWo7ViDL_rWniVH2LakYxNa7J

http://www.flickr.com/groups/onthestreet/discuss/72157622552378986/


Forumlarda yazarlardan birisi aşağıdaki yorumu yapmış. Dediği gibi hepimiz için aslında önemli bir ders…

“Bence burada hepimiz için bir ya da iki (ya da üç) ders var. Bu kadın bunu –muhtemelen- bir Rolleiflex marka ikiz lensli bir TLR makine ile başardı. Sadece tek bir lens kullandı ve kare formatla harika kompozisyonlar meydana getirdi. Konularından korkmadı, konuları da ondan. Çoğunlukla hepsi onun orada olduğunun farkındaydı.

Bir dahaki sefere hangi kamera(lar)ı, hangi lensleri yanınıza alacağınız; yabancıların fotoğrafını çekmeye nasıl cüret edeceğiniz konusunda can çekişirken bunu düşünün. Aman Tanrım! Ya seni görürlerse? O muhtemelen makaradaki 12 pozun her birinde bundan daha fazlasını yapıyordu.”


#glorfindel' tarafından 27.12.2010 23:50:45 tarihinde düzenlendi.

Tarih: 27 Aralık 2010, 23:49 - İp: 217.***.**7.194
kerempekin
kerempekin (üye)
İstanbul / Amatör

Keşke forumda bu konudan sonra hiç bir şey eskisi gibi olmayacak diyebilsek.

Bu yazıyı makina seçimi yapmak isteyen tüm yeni başlayanlar okumalı. Ama onlardan önce bir markanın bir modelini emme basma tulumba gibi tavsiye eden birkaç eski modele işe yaramaz çağdışı alet muamelesi yapan forumdaşlar daha dikkatli okumalı.

Fotoğrafı ekipmanın değil bilgi ve tecrübenin çektiğine en güzel ispat bu kareler.

Çok etkileyici bir hikaye ve tam anlamıyla zamana tanıklık eden fotoğraflar.

Ben kendi adıma bir çok şey çıkardım bu hikayeden.

Paylaşım için teşekkürler.

 

Tarih: 28 Aralık 2010, 00:29 - İp: 78.***.**5.232
kurab_canavari
kurab_canavari (üye)
Aydın / Amatör

hikayeyi okudum. gayet hoş. teşekkürler.

bu hikayeden çıkarılacak ders hususunda bir noktada sizlerden ayrı düşüyorum. oda şu;

fotoğrafçılık zaman içinde gelişti. dijitale geçişle birlikte fotoğraf makineleriyle yapabilecekleriniz de artarak çeşitlendi.

bu çeşitlilik fotoğraflarda boy gösterdi. fotoğraf kategorilerinde değişikliğe neden oldu. ve ardından bazı grup/sınıf oluştu. bu sınıflarda uzmanlaşma da oldu.

stüdyo fotoğrafçısı
amatör
kuş fotoğrafçısı
portre fotoğrafçısı

diye artarak gidiyor. her tür için ayrı ekipmanlar gerekiyor. belki eskiden olsa çok şeye gerek yok derdik ama şimdilik malesef durum bu. o yüzden makina alımlarındaki bu kafa karışıklığı artarak devam edecek.

firmalar peşpeşe makina çıkaracak, farklı modeller çıkacak, farklı sınıflar olacak, farklı ihtiyaçlar olacak, farklı maliyetler olacak ve kafa karışıklığı olmayacak..
şaka gibi


ben sizin yayınladığınız hikayenize bakarak eskiden olsa bu hikaye uygun örnek verilebilirdi. ama malesef şimdi her sınıf için iyi bir ders alma örneği olamaz. ama illaki ders çıkaracağımız kesin. fakat o zamanların devri şimdiki devir neden şartlar ve ekipmanlar eskidenki gibi..

birkaç sağlam temel taşı hariç diğer tüm unsurlar zaman aşımına uğramış.

 

Tarih: 28 Aralık 2010, 01:04 - İp: 88.***.**4.99
gaijin
gaijin (Objektif)
İstanbul / Meraklı

şimdi soyleyeceklerim cok kişiyi bozabilir,kızdırabilir

biz, (ben bizin parçasıyım)

*sıfır bilgiyle milyarlık makineleri "acaba bana yeter mi?" düşüncesiyle küçük gören biz...
*boynunda cantasında evinde orada burada milyarlarca liralık kaliteli çöp taşıyan/saklayan biz...
*o mu daha iyi bu mu daha iyi diye kendini bilgisayar basına hapseden,cıkıp iki fotograf cekmekten aciz biz...
*aldığı milyarlık malzemeleri acaba surasında ölü piksel var mı, acaba 375000 isoda gren yapıyor mu diye test etmekten fotoğraf cekemeyen biz...
*farklı bir kompozisyon oluşturmayı enazından denemektense elimdeki gövde magnezyum mu yoksa alaşım mı diye (cok anlarız ya madenden) uykuları kaçan biz...
*galeriye 200 fotograf yukleyince 3-5 alkış alınca kendini buyuk fotografcı, hatta bırak büyüğü fotografcı sanmaya baslayan biz...
*kayda deger, hikayesi olan, milyonlarcasından en ufak farkı olmayan, hatırlanacak, hatırlayacagımız tek kare cekememiş biz...

.
.
.
.
(uzar gider)

FOTOĞRAFÇI FALAN DEGİLİZ

bütün dert kendimizi acaip ciddiye almamızda.
fotograf cekmenin zevkinden/tatminindense elimizdeki plastik aletin bizi tatmin etmesini bekliyoruz...
bizimki teknoloji yarıstırmak.
o yuzden daha en basit kompaktla lcd den gordugu halde karsısındaki adamı kadraja yerleştiremeyen adamın gidip 4000 liralık dslr 2000 liralık lens alması.
o yuzden 30.000 liralık ekipmanım var diyen adamın alan derinligi nasıl yapılır bilmemesi.


BİZ FOTOGRAFCI DEGİLİZ ve bunu kendimize itiraf etmeyi bırak,boyle bir şeyin dillendirilmesinden bile rahatsız oluyoruz.

 

Tarih: 28 Aralık 2010, 01:26 - İp: 217.***.**1.174
ocaklilar
ocaklilar (üye)
İstanbul / Amatör

"Nihayet, hayal etitigim makineye kavustum."

"Nihayet, hayal ettiğim gibi güzel fotograflar cekmeye basladim."


Hangi soz ile daha cok karsilasiyoruz veya hangisini daha cok kullaniyoruz?

 

Tarih: 28 Aralık 2010, 12:58 - İp: 208.***.**1.239
glorfindel
glorfindel (üye)
İstanbul / Amatör

remi merhaba,

Yanlış anlaşılmasın diye kendimi düzelteyim istedim. Ben bu hikayeyi paylaşırken derdim insanlara gidin en eskisinden filmli bir makine alın, tek bir lensle de devam edin gibi bir mesaj vermek değil. Dediğin gibi teknoloji gelişti, seçenekler arttı. Elbette ihtiyacımız neyse ona uygun ekipmanı kullanacağız. Ama önemli olanın ekipman değil de fotoğrafın kendisi olduğu fikri giderek kaybolmaya başladı.

Geçen sene, çalıştığım şirkette giriş seviyesi fotoğraf eğitimi düzenlendi. Bir üniversitede öğretim görevlisi olan, sayısız eğitim vermiş, pek çok kitabı yayınlanan hocamız ilk derste "fotoğrafçının çantasında olması gereken ekipmanlar" listesi verdi yeni başlayan arkadaşlara.

Söylüyorum:
Nikon D90 ya da Canon 50D seviyesi bir gövde
10-20 aralığında bir lens
17-50 (55 - 70 - 85) gibi bir lens
70-300 aralığında bir lens
Manfrotto Tripod
Bavul gibi bir çanta
Yedek piller, hafıza kartları, filtreler...

Pek çok arkadaş kuzu kuzu gidip bu seti aldı.

Özetle, herşeyden önemlisi fotoğraf için gözü terbiye etmek lazım. Bunun için de önce kitap okumak lazım. Kültür herşeyin başında geliyor. Ardından estetik terbiyeyi almak lazım (bol bol fotoğraf izlemek, hatta resim izlemek). Sonrasında fotoğraf çekim tekniklerini bilmek lazım. Bütün bunlar kompozisyon becerisini de beraberinde getirecektir. Bu aşamaları geçen insan zaten artık hangi ekipmana ihtiyacı olduğunu bilecektir. İster plastik kamera kullanır, ister full frame dijital kullanır.

Bu aşamanın öncesindeki tüm hevesler de, gayretler de, tavsiyeler de beyhude çabalardır.

 

Tarih: 28 Aralık 2010, 13:53 - İp: 193.***.**7.122
fdemirhan
fdemirhan (üye)
İstanbul / Amatör

Bir analoji ile başlayayım

Yemek çok güzel ... tencerenizin markası ne ?
Yemek çok güzel ... elinize sağlık !

Hangisi daha normal ?

Robert Capa veya Ansel Adams veya Ara Güler fotograflarını hangi mercekle kaç diyaframda çekti... ne önemi var ?

Bugünün en basit DSLR makinesi 20 yıl önce elimde olsaydı....

Daha ne diyeyim !

 

Tarih: 28 Aralık 2010, 16:47 - İp: 85.***.**5.129
elcezeri
elcezeri (üye)
İstanbul / Amatör


Bugünün en basit DSLR makinesi 20 yıl önce elimde olsaydı....

-bu söze özden katılıyorum...90'larda 35-70 zoom vardı...şimdi 30 x zoom var...aman Allahım...20 sene önce bunun hayali bile yoktu...

 

Tarih: 28 Aralık 2010, 17:22 - İp: 78.***.**5.153
cartooncu
cartooncu (üye)
İstanbul / Amatör

çok güzel bir paylaşım glorfindel gerçekten bu tarz sitelerde hep aynı şeyler konuşulup duruyor...bu tazr hikayelerle renklenince ne kadar güzel olabileceğini gösterdin bize

 

Tarih: 11 Mart 2011, 00:52 - İp: 88.***.**5.39
  • 1