Sinema Filmi İzlemek Ve Bakış Açısı

mesela Nuri Bilge Ceylan'a (eski bir fotografçıdır) ait "bir zamanlar anadoluda" filimini seyrederseniz her sahne bir fotograf karesi gibidir.

iyi bir fotograf karesi gibidir yazacaktım

Nuri Bilge Ceylan keske fotografci kalsaymis...

Evet..






kısa cevap bu, fakat sadece sinema filmlerini izlememek değil, bazı yazarlar ve eserleri var ki; o kitapları okumamakda fotoğrafçı olarak çok şeyi kaçırmış oluruz.. Örneğin Steinbeck'in Gazap Üzümleri..

Ice age gibi bir animasyondan bile öğrenilecek çok şey olduğunu düşünüyorum...






#mete007' tarafından 04.08.2012 19:40:19 tarihinde düzenlendi.

bir işi iyi yapabilmek için önce onu sevmelisiniz.

ayrıca bir işi çok farklı yollardan ve çok farklı metotlarla yapabilirsiniz. İlla şu veya bu yollarla yapılmalı diye şartlandırılmamalı.

sinema ve fotoğraf denilince şu yazıyı buraya eklemek doğru olacaktır diye düşünüyorum;


Fotoğraf disiplini ile video çekilir mi?
Prof. Sabit Kalfagil, Fotoğraf Dergisi’ndeki köşesinde kendisine gelen “Fotoğraf disiplini içerisinde video çekebilir miyim? Sizce neler yapabilirim?” sorusunu şöyle yanıtlıyor.

Fotoğraf ve sinema farklı anlatım dilleridir. Sinema, bir süreç anlatır. Zaman boyutu kullanır. Fotoğrafın zaman boyutu yoktur. Bir durum anlatır. Daha simgeseldir. Fotoğrafta eğer belli bir eylemi simgeleyen görüntü elde edilmişse fotoğrafı izleyen o süreçle ilgili bir hayal kurabilir. Ama fotoğrafın kendisi süreç anlatmaz. Bu iki dilden hangisi ile konuşmak istiyorsanız konuşun, kimse engelleyemez. Her iki dile de hakim olup ikisi ile de konuşabilirsiniz. Çok dil konuşan insanlar gibi… Ama Almancayı Almanlar gibi, Fransızcayı da Fransızlar gibi konuşun.

Sinema gibi fotoğraf, fotoğraf gibi sinema yapmaya çalışmayın. Ben bir vakitler sinemaya heves ettim. İyi bir makine alıp bir sürü film çektikten sonra gördüm ki ben sinema makinesi ile fotoğraf çekiyorum. Sinema makinesini bıraktım.

-------------
film izlemek, sinemaya gitmek, kavga etmek, kedilere mama vermek, fatmagülün suçu neyi izlemek vs. hepsi insan ruhunda iz bırakır. ama az ama çok..
fotoğrafı çeken kişide mutlaka ve bir şekilde az veya çok ruhundan bişeyler katar fotoğrafa.
işte bu olayların (filmin) fotoğrafa bir açıdan etki edişidir.

diğer kişi direkmen filmdeki sahnelere bakar ve bişeyler yakalayabilir veya film ona ilham verebilir. ve buda fotoğrafa yansır. olay bu bence. herşey herşeye az yada çok etki eder.. insan ruhu bizim elimizeki yegane malzememizdir, sermayemizdir de diyebiliriz.

Böyle bir tezi ilk defa duyuyorum.

Öyle sinema filmleri varki her karesi Altın oranda ve adeta birer kompozisyon cenneti. (bir zamanlar anadolu da)
Ara GÜLER fotoğraftaki keskin bakış açısını çocukken ilgilendiği sinema filmine borçludur. Keza Sırrı Süreyya ÖNDER de çocukken fotoğrafçılık yaptığı için sinema filmlerinde kadraja daha fazla hakim olduğunu belirtmiştir. Yani fotoğrafçılık ile sinemacılık birbirine bağlantılıdır. Öyle sinema filmleri görüyoruzki hepsi birbirinden güzel karelere sahip. Sİnema izleyicisi olmadığım halde bu konunun fotoğrafçılığa faydası olacağını düşünüyorum.