lazut
lazut (Objektif)
Sinop / Amatör

Kaç Tane Sanat Vardır?

İyice kafam karıştı yaw..Önüne çıkan sanat diyo yaptığı işe..Şöyle bir tv ye ve çevreme baktım ve bakın neler gördüm..
1_Hırsızlık ta bir sanattır..Kolay mı öyle ustaca çalıp çırpmak..Hapse girmek çıkmak ve yine çalıp yine yakalanmak..-İçeri kaç kez girip çıktığını bile bilmeyen bir hırsız-
2-Abi bak ben yılların şöförüyüm..Yolların kralıyım..Şöförlük bir sanattır, hem de ne sanat ha..-5.Kazasını yapan şoför-
3-Gazeteceilik bir sanattır..Kolay mı o kadar resmi yan yana dizmek ve altlarına bir sürü hikaye uydurmak.. -Ünlü bir gazeteci-
4-İnsan öldürmek de bir sanattır..İnceliklerini benden iyi kimse bilemez..-Seri Katil-
5-Konuşma sanatına politika denir..-Bir siyaset adamı-
6-Mankenim, yani ben bir sanatçıyım.-Ünlü bir manken-
7-Çok iyi fayans dizerim..Bir oturdum dört beş masa harcarım abi..Bak şiir gibi oynarım okeyi..Bir santçı gibi tek geçerim herkesi..-Kahve ahalisinden biri-

Üff yeter..Sanat sanat sanat..Sanat aşağı sanat yukarı..Ne yahu bu sanat..İyice gıcık almaya başladım ona ben..Varın gerisini de siz getirin arkadaşlar..Buyurun Sanat nedir? Bana bunu birileri açıklayabilir mi?

Tarih: 12 Nisan 2006, 16:09 - İp: yok
thalassa
thalassa (üye)
İstanbul / Amatör

Selamlar tekrar,
Ne olur kızmayın ama , yalnış bir yolda ilerleniyor konuda. Erotizim konusu yeni bir olgu değil dünya için arkadaşlar. Osmanlı minyatürleri dahil olmak üzere Erotizim dünyanın bir gerçeği. Erotizim dahası insanın gerçeği. Dünyada birileri sorsa, en masumane ne olabilir diye ilk başta cinsellik gelir.Mahremiyet duygusu özellikle Türk ve batı için, çok da uzun zamandır varolan bir olgu değildir. Türklerin Şaman olduğu zamanların anlatımlarına bir göz atın, bakın neler göreceksiniz.Saf ve temiz düşüncenin özünü.Batının geçmişi de böyledir.''Roma öncesi''.Mahremiyet duygusunun gelişmesi inanların travmatik derecede sapkın sekse itiyor. Mahremiyet artıkça aslında cinsel suçlar da artıyor.Mahremiyetin azaldığı ülkelerde bu nedenle doğurganlık düşüyor.İnsanlar daha çok seks yapsınlar diye her türlü yayın ve propaganda araçları ile sekse itiliyor. Daha az ilgi çekiyor kadın ve erkek ilişkisi.Bu konuda yüzlerce bilimsel araştırma var. Biraz dalarsanız hayretler içinde kalırsınız. Sanatta erotizim özellikle batıda yüzyıllardır var, çıplak bedenin resimlenmesi hele.. Yukarıda yazdığım gibi , bugunun standdartlarına göre bile ciddi sert kaçacak ağır cinsel betimlemeler içerien Osmanlı gravürleri var ki öreneği yoktur dünyada böylesinin.Osmanlı gravürleri önemlidir çünkü içinde halifeliği barındırır.Bu gravürlerin yayınlandığı bir de Osmanlı gravürleri adında kitap olması gerekiyor. Bir göz atın isterseniz.

Sanat için her şey mübah mıdır gibi soru temelinde yalnışa sürüklüyor ve aklı karıştırıyor.Ben o nedenle bir evelki yazıyı yazdım.Sanat göreceli bir kavramdırın ardından işte bu sorunlarla boğuşmak zorunda bırakılıyor insan. Ama pek de göreceli değil.Bu uzun bir konudur ve sanat tarihini yutmak da gerekiyor, tam bir cevabı burada yazabilmek için. Sanat yapmak için kurallara ihtiyacınız yoktur, herkes sanat yapmak için yola çıkabilir , uğraşabilir. Fakat her üretim sanat değildir.Bu tartışma da bir sanat ürününün toplumu kötü yönde etkileyeceğini düşünerek sanatı tartışıyoruz. Ama bu çok da iyi bir fikir değil doğrusu. Çünkü sanat toplumu ileri taşır, düşünülmeyeni düşündürür,onun varolma nedenin altında sadece hoşluk aramak bana çok da gerçekçi gelmiyor.Çünkü hoş bir anlatımı olan sanatsal faliyet hiç de yapılması zor bir iş değildir. Burada bile yüzlerce hoş fotoğraf var insanın içini gülümseten.Ama onları sanat ürünü saymak, sanatın kendine ayıp olur.Bu ayrımlar biliyorum bir çok kimsenin hoşuna gitmiyor ama, varolan sanat dallarının içinden sanat üretmiş kişilikler bir deha ile eş değerdir.Bir dehayı eleştiriken nasıl çekinceler taşıyorsak , sanatçı için de aynı çekinceleri taşımalıyız.O bizden daha zeki ve daha öngörülüdür.İşte bu bu bir ipucudur, sanatçıyı olmayandan ayırmanın.Onun gerçek ve gerçek üstü dünyasını anlatma becerisi vardır ve bu beceri ile bizi kendi dünyasına davet/ misafir eder o da yetmezmiş gibi çağırdığı yer vardır.O bunu yaparken çağırdığı yeri size sanatsal bir çaba ile anlattıktan sonra farkına varırısınız.Yani ben de yaparım bunu yahu diyemezsiniz.Size şimdi bir soru, kaç kişi tanıdınız ömrünüzde size böyle bir davette bulunan?
Eğer çok derseniz bir daha düşünün derim , göreceksiniz ki bir çoğumuz yüzyüze gelmedik bile.Çünkü azlar hakkatten.Sanatla uğraşanların tümüne sanatçı demek zirarat müzhendisliği okumuş bilim adamı olmuş kişi ile tarımla uğraşan adamla bir keyefeye koymaya benzer.Zaten bu nedenle, her sanatsal faliyetle uğraşana sanatçı denmesi en azından bana yalnış geliyor.Çünkü konu sadece insanların begeneceği üretimleri üretmekle bitmiyor.Bu anlayış değişeli yüzyıllar oldu.Bunun çok ipucu vardır.
Anlatmam şu ki, her tartışmada bazı kavramlar çok karışıyor. İndirgeniyor ama böyle değil dostlar.Haklısınız önüne gelen sanatçı lanse ediliyor, bunun altında yatan gerçek, medyatik üretimlere sanki çok değerli ürünnlermiş hissi verdirm

 

Tarih: 14 Nisan 2006, 09:48 - İp: 81.***.**2.16
eastwood
eastwood (üye)
İzmir / Amatör

Sanatın Sınıflandırılması

Biçim verilen malzeme değiştikçe, sanatın değişik adlara ayrılması mümkün olabiliyor. Ancak, sanatı sınıflandırırken sadece malzeme yönüyle sınıflandırma yapmak mümkün değildir. Malzemenin yanı sıra, ifade ediş biçimi veya daha kapsamlı bir ifadeyle yaratıcılık, bu sınıflandırmada önemli bir etkendir. Sözgelimi, bir heykeltıraş da ağaca biçim verebilir, bir marangoz da... Fakat heykeltıraşın ağaca biçim verişteki ifade tarzı ile, marangozun biçimlendirmesindeki ifade tarzı aynı değildir. Heykeltıraş biçimlendirmesini alışılmışın dışında, yeni ve özgün bir biçimde yaparken, marangoz ise alışılmış, bilinen veya tekrar edilen bir biçimlendirme yapar. Bu bakımdan sanat genel olarak önce iki gruba ayrılır: a) Pratik sanatlar / endüstriyel sanatlar (zanaat), b) Güzel sanatlar.
Güzel sanatlar deyince aklımıza, insan yaratıcılığı, insanın ilk çağlardan bu yana kendini ifade ettiği, tam yetkinleşemediği dönemlerde, çizgi, boya, kil yoluyla içini döktüğü biçimler, desenler, çeşitli oluşumlar geliyor. Yetkinleştiği dönemlerde ise, örnekler çok çeşitli. Sözgelimi, ünlü Rönesans sanatçıları, yapılar, anıtlar, köprüler, müzeleri dolduran resimler, sonra şiirler ya da Mimar Sinan'ın camileri, çeşmeleri, köprüleri .. Derken günümüzün sanat eserleri, insan aklıyla duygularının estetik beğenisiyle yaratıcı gücünün ortaya koyduğu, bilim ve teknolojinin de en üst seviyelerindeki çağımız sanatçılarının sanat ürünleri : Çağdaş resim, heykel, roman, tiyatro, sinema, çelik ve cam yapılar, incecik kullanım eşyaları, sesin, ışığın, rengin, oyun gücünün birleştiği büyük sahne olayları, türlü tasarımlar.
Acaba güzel sanatları nasıl sınıflandırabiliriz?
Geleneksel ve çağdaş olmak üzere iki biçimde sınıflamak, bize bazı kolaylıklar getirebilir.
Geleneksel sınıflama, güzel sanatları, hitap ettiği duyu organlarına göre sınıflar. Sözgelimi "görsel sanatlar" (plâstik sanatlar), göze ve görmeye dayanan sanatları, resim, heykel, mimari gibi dalları bir grupta topluyor. Fonetik sanatlar, müzik ve türleri ile edebiyatı; ritmik sanatlar ise, hem görme ve hem de hareketle ilgili olan sinema, opera gibi sanatları kapsamaktadır.
Ancak, bu sınıflandırmanın ister istemez dışında kalabilen bazı türler de olabiliyordu. Sözgelimi, karikatür veya seramik gibi. Bu sebeple, daha çağdaş bir sınıflandırmaya gerek duyulmuştur. Bu sınıflama, söz konusu edilen sanat dalının niteliği ve tekniği gözönünde bulundurulmaktadır. Buna göre, şöyle bir sınıflandırma yapılabilir :
Yüzey Sanatları : Tüm iki boyutlu sanat çalışmaları, yani bir eni ve bir boyu olan kâğıt veya tuval üzerine, bir duvar ya da kumaş üzerine uygulanan sanatlardır: Resim ve türleri ( yağlı boya, sulu boya, baskı sanatları, afiş, grafik çizimler ), duvar resmi, minyatür, karikatür, fotoğraf, batik, süsleme vb.
Hacim Sanatları : Üç boyutlu sanat çalışmalarıdır. Sözgelimi heykel, seramik, anıtlar gibi.
Mekân Sanatları : İç ya da dış mekânı içine alan ya da düzenleyen sanat dallarıdır. En başta mimarî olmak üzere (bahçe mimarîsi, peyzaj mimarîsi), çevre düzenlemesi gibi mekâna ilişkin tüm tasarım çalışmaları.
Dil Sanatları : Edebiyat ve yazı türlerini kapsayan sanatlardır: Roman, hikâye, şiir, deneme, tiyatro metni, film senaryosu vb. gibi.
Ses Sanatları : Müzik ve bütün türlerini kapsayan sanatlardır : Halk müzikleri, klâsik müzikler gibi.
Hareket Sanatları : İnsanın, bedeniyle anlatım gücü kazandırdığı sanatlardır: Bale, dans türleri, halk dansları, pandomim vb.
Dramatik Sanatlar : İnsanın, eyleme dönüşmüş ifadelerle kendini veya bir olayı, bir olguyu anlattığı sanatlardır: Tiyatro, opera, müzikal oyun, kukla gibi sahne sanatları, sinema, gölge oyunu gibi türleri buna örnek olarak gösterebiliriz.
Böylece, bütün sanat dallarını içine alan bir sınıflandırma yapmış olduğumuzu söyleyebiliriz.

belki bir yol haritası olur bize saygılar

 

Tarih: 14 Nisan 2006, 10:40 - İp: 88.***.**7.119
mete007
mete007 (üye)
Kocaeli / Doğa Fotoğrafçısı

Hiç uzun yazmaya gerek yok....

dejenere olmayı, ve bunu etrafına saçmayı, sanat haline getirmişlere bakınca... lazut61'in verdiği örnekler, zayıf kalıyor..

 

Tarih: 14 Nisan 2006, 16:12 - İp: 85.***.**3.145
lazut
lazut (Objektif)
Sinop / Amatör

Üç yıl önce bunları tartışıyorduk..

Biraz nostalji yapmak istedim..

 

Tarih: 16 Aralık 2008, 20:50 - İp: 88.***.**6.33
eraycanli
eraycanli (üye)
Ankara / Amatör

3 tane sanat vardır: fotoğraf ve diğerleri... -ünlü bir matematikçi

 

Tarih: 17 Aralık 2008, 12:37 - İp: 144.***.**1.202
potera
potera (üye)
İstanbul / Meraklı

Ne kadar güzel bir konuymuş iyiki çıkarmışsnız raflardan daha geçenler de arkadaşımla bunu tartışıyorum.

bence bir insan kendisine sanatçi dememeli, çünkü onun yaptığı kendine göre sanat, bir başkasına saçmalık gelebilir. ben sanatçıyım diye böbürlenmek çok saçma kalıyor.

Örneğin ne işle uğraşıyorsun dediklerinde sanatçı demek yerine ; fotoğrafçı, ressam, müzisyen, helkeltraş vb. denilebilir. Bence daha doğrudur.

 

Tarih: 17 Aralık 2008, 13:48 - İp: 78.***.**8.169
tatarbey
tatarbey (üye)
Ankara / Meraklı

fotoğraf çekilir, fotoğrafçı çekilmez

 

Tarih: 17 Aralık 2008, 14:42 - İp: 212.***.**8.38
makara
makara (üye)
İstanbul / Özel Gün Fotoğrafçısı

niye. bazan fotoğrafçıları da çekiyoz

 

Tarih: 17 Aralık 2008, 14:45 - İp: 78.***.**7.108
tatarbey
tatarbey (üye)
Ankara / Meraklı

yanlış yapıyosunuz işte !

yıllarca köşemde yazdım, tv de anlattım panellerde konferanslarda öğrettim ama halkımızı bilinçlendiremedim.

fotoğrafçıyı fotoğraflamak, boyacıyı boyamak gibi saçma birşey...

yapmayın, yapanları uyarın.

 

Tarih: 17 Aralık 2008, 14:53 - İp: 212.***.**8.38
eraycanli
eraycanli (üye)
Ankara / Amatör

boyacıyı boyamak ha
çok uzar gider bu, terziyi dikmek, kaportacıyı çekiçlemek, mobilyacıyı zımbalamak, vs.vs.vs.

 

Tarih: 17 Aralık 2008, 15:25 - İp: 144.***.**9.177