chestnut
chestnut (üye)
Bursa / Meraklı

"mustafa" Bir Atatürk Filmi




Yönetmen : Can Dündar
Senaryo : Can Dündar
Filmin Türü : Belgesel
Orijinal Adı : Mustafa
Yapımcı Firma : Ntv, Ko'medya
Yapım Yılı : 2008
Yapım Ülkesi : Türkiye
Orijinal Dili : Türkçe
Resmi Sitesi : mustafa.com.tr
Dağıtıcı Firma : Warner Bros
Vizyon Tarihi : 29.10.2008

http://www.mustafa.com.tr/






Can Dündar’ın yazıp yönettiği “Mustafa”da anlatılanlar resmi şablonlarla sınırlı değil. Film için, Atatürk’ün daha önce görülmemiş fotoğraflarına, not defterlerine ulaşıldı. Sevdiği müzikler, söylediği sözler derlendi.

NTV ve Ko’Medya seyirciyi Atatürk’le yeniden tanıştırmaya hazırlanıyor. “Mustafa”, Atatürk’ü askeri, siyasi ve insani yönleriyle anlatıyor. Onu benzerlerinden ayıran, anlatılanların resmi dilin dışına çıkması...

Can Dündar ve ekibinin hazırladığı film için, Atatürk’ün ayak bastığı her coğrafyanın izinden gidildi. Selanik’ten Şam’a, Berlin’den Sofya’ya... Doğduğu odadan, hayatını kaybettiği odaya kadar Mustafa Kemal’in hayatının her karesi için kilometrelerce yol kat edildi.

Atatürk’ü şablonlardan kurtarmaya çalıştık
Cumhurbaşkanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı arşivleri başta olmak üzere, yerli ve yabancı pek çok arşiv özel izinle açıldı. Atatürk’ün daha önce görülmemiş fotoğraflarına, hatıralarını yazdığı not defterlerine, yakınlarına yolladığı çok özel mektuplarına, günlüğüne, elyazmalarına ulaşıldı. Onu anlatan kitaplar, yerli yabancı basın, diplomatik yazışmalar tek tek tarandı. Geride bıraktığı eşyalar, anılar, belgeler, çalıştığı karargahlar, yaşadığı evler, sevdiği müzikler, söylediği sözler derlendi.

Filmde eski siyah beyaz görüntüler ve resmi şablon yerine, modern animasyon teknikleri ve samimi bir dil kullanıldı.

MÜZİKLERİ GORAN BREGOVIC YAPTI
Filmin müziklerini, Atatürk gibi Balkanlardan yetişmiş ünlü müzisyen Goran Bregovic besteledi. 29 Ekim’de vizyona girecek “Mustafa”, seyirciyi, özellikle de yeni nesli Atatürk’ü yeniden keşfe davet ediyor.

Farklı bir Atatürk portresi sunmayı amaçlayan, Atatürk’ün askeri, siyasi ve insani yönlerini resmi dilin dışına çıkarak anlatan ‘Mustafa’yı yazan, yöneten Can Dündar ve müziklerini yapan Goran Bregoviç anlattı.

Can Dündar’ın yazıp yönettiği ‘Mustafa’ eksik yansıtılan ‘Atatürk’ü anlatmayı amaçlıyor. Çok önemli belgelere, fotoğraflara, mektuplara, Atatürk’ün kendi sesinden çok önemli kimi konuşmalara yer verilen filmi Dündar’la beraber filmin müziklerini hazırlayan Goran Bregoviç anlattı.

Biz resmi tarihin bize bellettiği Atatürk’ün dışında bir Atatürk’e bakmaya çok da cesaret edemedik galiba, Mustafa buna cesaret eden bir film mi?
Can Dündar: En azından bunu deneyecek bir film. Ben yıllardır bunun eksikliğini en çok hissedenlerden biriyim. Atatürk’ü doğru öğrenmediğimiz kanısındayım. Bize yanlış demeyim ama eksik yansıttıkları kanısındayım. Bu eksikliği gidermeyi amaçlayan bir film. Bir de bir nebze daha ona dokunmaya çalışan bir film. Bir nebze daha onu bir rozet olmaktan çıkarmaya çalışan bir film, bir nebze daha onu bir heykel olmaktan uzaklaştırmaya çalışan bir film, onu içerden anlamaya çalışan bir film olsun istedik. Ve olabildiğimiz kadar ona yakın durmaya onu anlamaya çalıştık. İstedik ki biz susalım o anlatsın amacıyla biraz da daha çok kendi yazdıklarına kendi tuttuğu notlara yazılarına kendi mektuplarına dayalı bir içerden anlatma yöntemi denedik

Elbette bölye bir film müziklerinin Goran Bregoviç’e teslim edildiğini duyunca biz de biraz şaşırdık. Neden bir Türk besteci değil diye sorduk?
Goran Bregoviç: Ben kendimi bir besteci olarak hep biraz uzakta hissediyorum ama yine de İstanbul’a bağlı bir bölgeydi yüzyıllar boyunca. Böyle önemli bir proje içerisinde yer alıyor olmak benim için çok önemli. Çünkü her zaman filmler yapabilirsiniz ama böyle şeylere sık sık rastlayamazsınız. Besteci olarak yer alamazsınız. Ben de böyle bir şeyi yapmayı istiyorum tabi ki. Ben mesela düğünler ve cenazelerde çalınan müzikler yaptım ama şimdi burada kalıcı olacak birşey yaptım. Sanırım ben de arkamda bir şey bırakmak istedim. Böyle önemli bir ana tanıklık etmek istedim.

Can Dündar: Sonuçta Atatürk Rumelili, bir Balkan çocuğu ve Balkan kanını taşıyan bir müzisyenin ona çok daha yakın olacağını hissettim. Onun duygularını çok daha iyi dile getirebileceğini düşündüm. Onun dışında uluslararrası bir müzisyen yani Atatürk’ü dünyaya açmakta da yardımcı olacağını düşündüm böyle bir müzisyen seçiminin. Ve tabi biraz önce kendisinin de söylediği gibi genlerinde Osmanlı izlerini taşıyan bir müzisyen. Bugün birlikte ‘Dağ Başını Duman Almış’ marşını birlikte çalarken onu çok daha iyi hissettim. Yani bir mehter sesi geldi kulağımıza.

ATATÜRK’ÜN GİTTİĞİ YOLU BİR DAHA GİDELİM...
Yıllardır bu konuyu çalışan bir ekibimiz var o anlamda çok hazırlıklıydık çok iyi bir arşivimiz olduğunu düşünüyorum. O arşiv ve ekip aşağı yukarı ne yapacağını bilerek yola çıktı ama Atatürk’ün gittiği yolu biz bir daha gidelim diye biz yola çıktık. Aslında bu biraz da bir yol filmi. Çünkü Atatürk’ün hayatı bir yol. Ve Selanik’ten başladık Manastır’a gittik, Sofya’ya gittik, Ankara’ya gittik, Erzurum’a gittik. Onun gittiği bütün o yolu kat ettik ve bıraktığı izleri görüntülemeye çalıştık. O yolu kat ettikten sonra metin oluştu.

ATATÜRK’ÜN NOT DEFTERLERİ
Çok azımızın bildiğini zannettiğim Atatürk’ün not defterleri var. Cebinden hiç ayırmadığı yani günlük tutan bir insan. Ve o günlükler gün be gün kaydettiği şeyler, duygularını izlenimlerini aldığı dersleri not ettiği not defterleri. Zannediyorum ilk kez perdeye yansımış olacak. Onun dışında özel yazdığı mektuplar, işte aldığı notlar, okutulsun diye kaleme aldığı birtakım notlar. Bütün onlardan Atatürk’ün kendisin anlattığı bir filme ulaşmaya çalıştık.

İZLEDİĞİ SAHNE GORAN’A İLHAM VERİYOR
Sonuçta izlediği sahne Goran’a bir ilham veriyor ve oraya bir beste yapıyor. Hani sordunuz neden yabancı besteci diye. Onun Atatürk yorumunu görmek ve dinlemek çok daha ilginç geliyor insana bir anda bizim hiç alışkın olmadığımız bambaşka bir yorumla çıkabiliyor. Hani Atatürk’ün Türkiye’yi batılaştırma, Türk Müziğini çağdaşlaştırma çabalarına aslında biraz da gönderme de var bunun içnde.

ALIŞKIN OLMADIĞIMIZ BESTELER
İlk fragmanın müziğini yaptı bizim çok alışkın olmadığımız mesela akordeonla bestelenmiş birşey yaylılar ve akordeon, belki ilk anda bir Türk müzisyenin kulağına gelmeyecek birşey. İlk anda çok yadırgadık koyduk üstüne baktık oluyor mu diye. Sonra hakikaten cok begendik ve gelen tepkiler de herkes çok beğendi diye tahmin ediyorum. Sonrasında gene o şaşırmalar devam etti. Bazen hiç beklemmedik bir arya çıkabiliyor, bazen balkna havaları, bazen marşlar... Bizim çok tanıdık marşları başka bir şekle soktu.

HERKESİN BİR ATATÜRK’Ü VAR
Geçen yıllar içinde asker ocağında bir Atatürk anlatılıyor, okullarda bir Atatürk anlatılıyor ve bunlar müthiş bir şablona soktu Atatürkü ve değişmez bir hale soktu, katılaştırdı diye düşünüyorum. Bütün bu heykeller büstlerle de tamamlanınca... Ve herkesin bir Atatürk’ü var herkes başka anlatıyor. Ben de bir Atatürk anlattım. Bu da benim Atatürküm. O şablondan kurtarmaya çalıştık.

Yeni yetişen kuşağın artık her bayramda gösterilen filmlerden sıkılmış gına gelmiş aynı şeyleri izlemekten bıkmış bir kuşağın onu yeniden izlemesi için bu filmin önem taşıyacağını düşünüyorum.

BİRAZ DA HERKES GİBİ BİR İNSAN
Filmin ismi neden Atatürk değil de Mustafa diye sorarsanız; bunun için yani en derinine, aslında hiçbir takı almamış haline en saf haline ulaşmaya çalıştık. Ona sadece annesinin hitap ettiği isimle hitap ettik. Onu arzu ettik, onu yapmaya çalıştık. Bunu ne kadar yapabildiğimizi seyirci görecek ama hakikaten onu espri yapan, içkisini içen zeybek oynayan, zaman zaman hüzünlenen, zaman zaman çok öfkelenen biraz da herkes gibi bir insan ama onları da aşan liderlik özelliklerini de ortaya koyarak gerçek anlamda Mustafa’ya ulaşmaya çalıştık.

ÇOK ÖNEMLİ BELGELER, FOTOĞRAFLAR, MEKTUPLAR...
Atatürk’ün kendi sesinden çok önemli kimi konuşmalarına tanıklık edeceğiz burda. Defterler önemli, bunlar Genelkurmay’ın çok titiz bir çalışmasıyla derlenmiş defterler, onlara tanık olmak ufuk açıcı olacak. Kimi mektuplarını kullandık, o mektuplardan kişilik ozelliklerinin çok net göründüğünü farkededecksiniz. Artı, onun okunsun diye yazdığı birtakım eserler var. Onları da pek ortalıkta görmüyoruz. Bu vesileyle onları da zannediyorum gün ışığına çıkarmış olacağız. Sadece belgeler de değil çok özel fotograflar ve filmler de görecek seyirci. Atatürk’ün zannediyorum en kapsamlı fotoğraf arşivine, Atatürk’ün kendi fotoğrafçılarının fotoğraf arsivlerine de ulaştık. Bir de küçük sürpriz var. Atatürk’ün şu ana kadar bildiğimiz en eski fotoğrafını seyirci ilk defa görecek.

Not: Bilgiler internetten alıntıdır.

#Chestnut' tarafından 27.09.2008 22:39:05 tarihinde düzenlendi.


#Chestnut' tarafından 28.09.2008 13:06:42 tarihinde düzenlendi.

Tarih: 27 Eylül 2008, 22:37 - İp: 78.***.**2.174
harmanci
harmanci (üye)
İzmir / Amatör

Bu şerefsizin yalpalayarak önden koşturanının yazılarından biri de burada.



#harmanci' tarafından 02.11.2008 17:27:10 tarihinde düzenlendi.

 

Tarih: 2 Kasım 2008, 17:23 - İp: 78.***.**1.244
okyanus.
okyanus. (üye)
İstanbul / Profesyonel Fotoğrafçı

Harmanci size öğretmen değil de muallim deniyor olsaymış bilgi okyanuslarında yüzüp ilim hazinemizi tıka basa doldurmuş olacakmışız.

Elin Allah'sız çinlisi bile uzaya çıktı buna ne diyeceğiz bilmem.

 

Tarih: 2 Kasım 2008, 17:44 - İp: 85.***.**3.97
harmanci
harmanci (üye)
İzmir / Amatör

M.E.B başöğretmenlik diye de bir şey çıkardı okyanus.
Ne tesadüf değil mi?

 

Tarih: 2 Kasım 2008, 17:51 - İp: 78.***.**1.244
pazarbey
pazarbey (Avukat)
Kütahya / Amatör

Yalanmış okaynus abi. Çİnlilerin uzaya çıkış görüntülerinde hava kabarcığı çıkıyormuş mekiğin içinden. Çİn mali nolcek. Bu koministlerden herşey beklenir zati. Harmancı sözüm meclisten dışarı ha.
Ayrıca ben Amirikaların aya çıptığınada inanmıyorum.
Bu imkansız. Aya inacek sonrada kalkacak bir araç yapmak bu günün teknolojisi ile bile imkansız.
Niyemi. Ayda yer çekimi dünyanın 1/6 sı kadar. Uzaya çıkması gereken araçların minumum 40.000 Km/saat hıza ulaşabilmesi gerekiyor. Aydan çıkmak için ne gerek. yaklaşık 6500 km /saat. Bu çok yüksek mitarda yakıt ve güç demek. Aya inen sözde inen o aracın bu hiza ulaşacak kadar yakıt taşıması ve hızlanabilmesi imkansız. Hemde yanlarında araba getirecekler. oh ne ala. Nereye soktun o arabayı.
Yalan ki ne yalan.

 

Tarih: 2 Kasım 2008, 19:00 - İp: 88.***.**6.74
oldman
oldman (üye)
Yurtdışı / Amatör

Ya..Pazarbey ben size demedim, yanlis anlasilma olmasin...

 

Tarih: 2 Kasım 2008, 20:41 - İp: 89.***.**3.180
pazarbey
pazarbey (Avukat)
Kütahya / Amatör

 

Tarih: 2 Kasım 2008, 20:42 - İp: 88.***.**6.74
harmanci
harmanci (üye)
İzmir / Amatör

Şimdi geldim filmden.
Dinci teşkilatın neden beğenmediğini anladık da CHP'nin neden beğenmediğini anlayamadım.
Atatürk büyük bir devrimciydi.
Hilafet yanlılarına attığı kazığın etkisinden hala kurtulamayanlar var memlekette.

 

Tarih: 2 Kasım 2008, 21:32 - İp: 88.***.**8.165
mgirgin
mgirgin (üye)
Muğla / Amatör

Harmancı, filmde görmedin mi Atatürk'ün halini? Özellikle ikinci bölümde çaktırmadan vurmuşlar yerden yere.Tam dincilerin işine gelecek bir belgesel olmuş.Onların gözündeki Atatürk imajı yansıtılmış.Halktan kopuk,dinsiz, dostlarını kesmiş, hasta ve yalnız bir diktatör.Tam bir sipariş film yani..

Belgeselde Atatürkün ''Ülkenin gökten inen kitaplarla değil de hayatın gerçeklerini baz alarak yönetilecektir'' söylemi anlatılarak dinsiz gibi gösterilmiş ama Atatürk'ün Türk milleti için KUR'AN-I KERİM'i türkçeye çevirttiğini ve halkın gerçek islam'ı bizatihi kaynağından öğrenmesi arzusunu hiç anlatmamış?? Kusura bakma ama o belgeseldeki Mustafa bizim Mustafamız değil

 

Tarih: 2 Kasım 2008, 21:51 - İp: 85.***.**4.121
harmanci
harmanci (üye)
İzmir / Amatör

Ben Atatürk'ün söylediği o sözün altına imzamı atarım,dini şahsa indirgemiştir ve de doğrudur.

O günkü konjüktürde hilafet yanlılarını oyalama taktiği olarak senin dediğin o cümleleri sarfetmiştir ki öyle olmak zorundaydı.

Böylesini büyük ve köklü devrimler ancak dikta edilerek olur.
O yüzdendir ki şu anki AKP zihniyetinin karşı devrim hevesleri kursağında kalacaktır.
Yavaş yavaş alıştırmaya çalışmaktadırlar ama ufak akıl kırıntıları bir devrimin böyle olamayacağını kavrayamamaktadır.
İyi ki başlarında Atatürk gibi bir deha yok.

 

Tarih: 2 Kasım 2008, 22:02 - İp: 88.***.**8.165
chestnut
chestnut (üye)
Bursa / Meraklı

....


#Chestnut' tarafından 08.11.2008 13:47:21 tarihinde düzenlendi.

 

Tarih: 2 Kasım 2008, 22:03 - İp: 88.***.**2.217