ozkant
ozkant (üye)
İstanbul / Firma

Fotoğrafçılığı İkiye Ayırmalı Mı?

arkadaşlar gelişen teknoloji sonucu fotoğraf çekimi ve paylaşımı daha fazla insana ulaştı, bu sevindirici bir olay.
biraz ps bilgisi olan fotoğraf üzerinde istediği gibi değişiklik yapabiliyor ve bunu ben çektim diyor.
birde bu işe gönül vermiş insanlar agrandizör, dia,asa-diyafram bilen arkadaşlar, banyo kokusunu almış insanlar(tabiri yerinde ise:yalamış yutmuş insanlar.)fotoğrafı eskiden olduğu gibi sunuyorlar, photoshopa sokmadan.
Bende bu noktada ikiye ayırıyorum fotoğrafçılığı.
1-fotoğrafçı
2-fotoğraf sanatçısı
hadi buyrun konuşalım,paylaşalım.

Tarih: 15 Ocak 2006, 02:28 - İp: yok
ozkant
ozkant (üye)
İstanbul / Firma

tebrikler dunesea.

 

Tarih: 16 Ocak 2006, 00:18 - İp: 85.***.**3.36
thalassa
thalassa (üye)
İstanbul / Amatör

Selamlar dostlar,
Forum sayfalarının bir kaçında bir çok kez yazdım , fotoğraf eleştirisi dünyanın en zor işlerinden biridir diye.Fotoğraf ile biraz uğraşan biri bir diğer fotoğrafla uğraşanın işini çok iyi de olsa mutlaka kusur bulur.Çünkü herkes kendi gözleri ile bakar durur dunyaya.Bu konuyu İlker ile günlerce tartışmıştık.Öyle midir böyle midir diye.
Hatta bir de kapışmıştık.

İnsanlar araba satın almak için yola çıkarlar, herkes ceb gücü kadar araba satın alacağından iyice arastırır ve sonun da bir araba satıcısının gider.

satıcı hemen sorar; efendim hangi modelimizi beğendiniz diye. Siz de x model deyip fiyat soorarsınız. Fakat o ne! Satıcı başlar: efendim bu modelden de su alternatiflerimiz
vardır diye; otomatkinden tutun da canyastıklısının adetinden, aynanın bilememnesinden , jantının değişiğinden , motor gücünden vs vs. herkes en iyisini almak ister de ama cepgücü müsait olmadığından alamaz.
Bir alt model ile yetinmek zorunda kalır.
Fotoğraf da biraz bu duruma benzer.Gözünüün gördüğü ve algılıyabildiği en baba fotoğraf kadar fotoğrafı değerlendirebiliyorsunuz sonuçta.Kim ne derse desin fotoğraf
makinasının arabadan pek de farkı yoktur özellikle teknik anlamda , standart bir kullanıcı makinesinin varlığı kadar kendini gösterecektir, teknik anlamda tabii.Fotoğrafa başlayıp da bırakan insanlar tanıyorum ilk başladıklarında hiç bir şey blmezlerken şimdilerde kendi aile fertleri ile çıktıkları seyahatleri pozladıklarında yüzüne bakılacak fotoğraflar çıkarmaktalar. El elden üstündür, seyirci içinde geçerlidir bu.Seyircisi bilinçlı olan fotoğraf meraklıları bu işte bizde varız diyenleri oldukları yerlerden daha ileri taşımazlar zaten.
sanat deyince ise işler bir anda karışıyor, her iyi teknik nitelikli fotoğraf sanat değildir , olamayacaktır da.Buna asıl neden sanatçının sizin önünüze koyduğu son derece flu son derece , sıradan , hatta sizin gözünüzü bakarken bile acıtan fotoğrafları sanat üretimi olarak koyabilme gibi bir durumu da yaşatabileceğidir.işte o an kendinizden , bildiklerinizden , o güne kadar tanıştıklarınızdan şüphe dahi duyabilirsiniz.Bu durumu kabullenmek cok zordur, bu sitede olanların çok küçük bir azınlığı bu durumu kabullenebilir diye düşünüyorum ama bu hiç de olasılık dışı değildir.Mutlaka sanat tarihi okuyan aklını sanatla bozmuş biri bunu daha açıklayıcı anlatabilir. Yoksa ben derim ki işin içine sanat kavramı giriyorsa daha bir geniş perspektif ile dünyaya bakmak gerekir.1980 li yıllarda Refo nun Fotoğraf sanatı dergisinde Ara güler Ustanın bir fotoğrafının yeni baştan kadrajladığı için elli kişi ile kapıştığını hatırlıyorum da
, geçen yıl ki THYnin dergisinde yine sn Ara Güler'in yayınlanmış son derece flu , ilk bakışta herkesin ''yahu bunu ben de pozlarım diyeceği cinsten fotoğrafının yayınlandığını, İzzet Kehribar ustanın Fas'taki portre fotoğraflarından bir çoğunu parayla adam tutmasını, yine fotoğraflarının deli güzel renklerinin çogunu filtreler ve ve diğer materyallerle sağladığını,Yusuf Tuvi ustanın da içinde fotoğrafları bulunan 1989 baskı yıllı Birikimler adlı kitabın 96 . sayfasındaki fotoğrafı da burada yayınlasa , emin olun Yusuv Tuvi ustayı tanımayanlar fotoğrafa bakar ve es gecer hatta birileri bir de fırça atar . Fotoğraf ve fotoğrafcı eleştirisi zordur dostlar çok zordur.Kuyuya bir taş atmak yeterlidir fotoğraf dünyasında..Vizörün ardındaki göz genelde alıngandır, bildiği kadar da varlığını korur ama her geçen gün bir evelkinden daha iyi olurlar genelde..
Bir de her inanın en üstün olduğu en çok bildiği ile varlığını ve yerini korumaya çalıştığını da unutmamak gerekir.

herkeslere sevgiler


#thalassa' tarafyndan 16.01.2006 10:07:29 tarihinde düzenlendi.

 

Tarih: 16 Ocak 2006, 09:54 - İp: 85.***.**1.112
dadanagast
dadanagast (muhtar)
Yurtdışı / Amatör

cem acikcasi su anda senden farkli dusunmuyorum.. yani can cikar huy cikmaz gibi degil..
...
ozkant'in da uzerinde durdugu guzel bir konu var aslinda.. ama iste, slr ile cekim yapana fotograf sanatcisi derim ben deyince yanlis anlasiliyor..
fotografcilardan etkilenme denen bir hadise var.. bunun adina, onlarin yolundan gitme mi diyecegiz yoksa gelisme sureci midir bu?
sanirim, seninle bu konuda da konusmustuk cem.. sen yine usenmeden, cekinmeden anlatmistin bana..

cok komikti aslinda.. bana ben kucukken (hos lisedeyken falan.. ) sorduklarinda, siir kitabi okumayi sevmem derdim..
cunku ben de siir yazardim.. ve yazdigim siirlerin hicbirinin, bir sairin siirine benzemesini istemezdim..
cunku siir okuyunca, o kisinin duygu ve hisleri paylasilir.. ve ardindan siir yazilacaksa, benzeri bir ruh haliyle baslanilir ve bitirilir.. gibi dusunurdum ben..

peki fotograf cekenlerin cektiklerini gormemek mi gerekir? cunku gorunce etkileniliyor.. bu kacinilmaz..
adam kalkip, bir dereyi uzun pozluyor, su, bugulu cikiyor.. harika bir goruntu..

neyse.. sonuca geleyim..
evet etkileniliyor.. ama eminim, bazilari, o turde bir fotografi cekerken, baska fotograflar da cekiyor..
ama iste, fotografa isinma doneminde, yol gosterici fotograflarin olmasi onemli.. teknik manada kendini gelistirebilmek icin..

teknik ise bitmiyor acikcasi..
ben her ay, bu sefer dergide hangi konuyu isleyecekler diye dusunur dururum.. tamam, populer konulara da girerler.. ama her seferinde, hepsinde, farkli konular vardir..

eger ki ufuk cizgisini 2/3'e getirilmesi gerekiyorsa, bunu ya birilerinin soylemesiyle ya okuyarak ya da gorerek ogrenirsiniz..
bu sekilde daha duzgun fotograflar cikartilir.. ama tabii ki ille de ufuk cizgisi surada olmalidir diye birsey yoktur da.. kisiye kalmis birseydir bu..
..................


dunesea, photoshop'la fotografcilik icice kavramlar bence.. yani birini yap, digerini sonra yap gibi birsey soylenemez..
cunku birini yaparken, digerini yapmak zorunda kalirsin..

profesyonel bir fotografci, video kasetinde, fotograf cekerken sadece raw formati kullandigini ve ayarlarla ugrasmadigini soylemisti.. onemli olan kompozisyondur.. raw formatinda cekildikten sonra da ayarlarla, photoshop'da istenilenin bulunmasi kolaylasiyor..
peki o adam, bilmiyor mu hangi ayari kullanmasi gerektigini?
Andy rouse'dan bahsediyorum.. (www.andyrouse.co.uk)
...teknik kismini makineler de yapiyorlar bir yere kadar.. hatta artik mukemmel yapiyorlar..
o halde bizler aslinda, ayarlar arasinda kaybolup hangi ayarlarda cekecegimizi mi dusunmeliyiz yoksa asil amacimiz, kompozisyon ve fotografin son halinin photoshop'da alacagi durumu hayallemek mi olmali?
alin size bir tartisma konusu daha..

bu arada yanlis anlasilmasin, teknik tarafinin ogrenilmesinin gerekliligini ben de savunmaktayim.. hatta ne kadar teknik tarafina battigima inanamazsiniz.. ben, teknik bilgilerle degil fotograf cekmekle ugrasmak istiyorum..

 

Tarih: 16 Ocak 2006, 10:34 - İp: 62.***.**2.10
thalassa
thalassa (üye)
İstanbul / Amatör

selamlar İlker ,
Öncelikle şiirle de içli dışlı olduğuna çok sevindim.. Ve varsa yazdığın çizdiğin mutlaka okumak isterim. Ben de elden geldiğince bişiler yazıp çiziyorum.
Şu etkilenme mevzu aslında yalnış değil , belki çok kişi için komik gelecek ama fotoğraf gelişimi öncelikle diğer yi fotoğrafçıların fotoğraflarını ve nasıl yaptıklarını çözmeye uğraşmakla öğreniliyor. Çünkü inanda ben de yapmalıyım merakı var ya.. Sonradan kendini buluyor insan diye düşünüyorum.. En azından tanıdığım fotoğraf ustadlarının tamamı bunu savunuyor. Diğer bir konu bence fotoğraf meraklısı biraz fazla hırpalanıyor.Öyle midir böylemidir diye.. İster teknik isterse de başka şeyler nedeni ile olsun küçük görmemek lazım.Dünyada milyonlarca fotoğraf makinası her kalitede üretiliyor, üreticiler insan ve para kazanmak istiyorlar, en kolay kullanabilecekleri şekilde eger makinaları üretmezlerse satmayacak, satmayan makina fotoğraf çekemez.Şöyle bir varsayımla yola çıkıyorum,araba kullanmak kolay iş mi dostum?ya da bir mortor yat? bir yelkenli?Bilgi sayar? Biraz fazla büyütülüyor her şey.. Birileri daha iyi arabba kullanacak, birileri daha cok bilgili olacak, birileri az teknik ile olsa da öyle fotoğraflar ortaya koyacak ki çok teknik bilgiye sahip olanınkine nazaran fotoğrafları daha çok ilgi çekecek.Yani aslında su yolunda ve normal akmakta ama birileri nedense yok değil diye bastırıyor gibime geliyor.
Bunun tek suçlusu hep net oldu.. herkesin evindeki fotoğraf dünyaya açılınca işler karıştı, prolar opsss ne olyoruz dediler, sanatçılar allla allla sarsıntısı yasadılar, bu işten evine ekmeğini götüren in de işi kesilince ortalık karıştı.Ama aslında şu çıktı ortaya ülkemizde ki sadece fotoğrafta değil bu aslında... Birileri fotoğrafa merak saldı, birileri saza, birileri flüte, Pyanoya, bateriye, saksafona trompete ve vs.. yahu iyi şeyler oluyor cidden ve daha yeni başladı en azından Türkiye' de..yani iyi fotoğrafın altında yatan gerçek ekonomi yahu. para varsa iyi makina alabiliyor insanlar ve aralarından bazıları iyi işler çıkartacaklar hem de çok iyi.Boynuz kulağı geçmekle kalmayacak canına ot tıkıyacak..
Ben buna yürekten inanıyor ve de seviniyorum.. site de Mustafa ipek diye bir arkadas var , tanıştık, oğlun var Safa elinde iyice bir fotoğraf makinası pozluyor sağı solu, bu kültürle büyüyecek.benim kızım 8 yasında ata biniyor , bir başka dostumun oğlu pyano dersleri alıyor, bir başka dostumun kızı bale yapıyor, yegenim tiyatrocu olmak yolunda, alt komsumun 14 yasındaki kızı okulunda fotoğraf dersi alıyor .. Yani kültürel anlamda her yerden gelişiyor insanımız .Yni fotoğraf kültürel bir faliyettir kültürel olarak beslenmeye başlayan insan aptal olmaz , aptal olmayan da zaten bu işi çözer, geliştirir.Zaten eğer bu olmazsa Firmalar kapatıp iş değiştirsinler çünkü sadece profesyonelller üretim fazlası olan bir çağda fabrikaları ayakta tutamaz. Ben böyle düşünüyrum İlker,sadece bu konuda değil her konuda bunun böyle olduğunu nereye baksam bu şekilde algılıyorum..Kimselere de karşı çıkmak adına değil böyle gördüğüm için..
yani düşünebiliyor musun , sen de ilginç bir örneksin aslında, buradaki uzun yıllardır fotoğrafla ilgilenen insanlardan makine ve ekipmanlar konusunda daha çok bilgi sahibisin.. Benden kesinlikle fazla söyleyeyım.. Ben fotoğraf çekmeyi seviyorum.iyi kötü bildiklerimle tabi..Bilmediklerim yok mu ohhhhhhhhhhooooo tonla . Ama ihtiyacım olmayacaksa neden öğreneyim?Yani hangi akıllı siyah beyaz fotoğraf sevmiyorsa gidip siyah beyaz film stoklar? Beyin çöplük değil ki.. Umarım bir işe yarar anlattıklarım..Bu arada şiirleri cidden merak ediyorum.

sevgiler.

 

Tarih: 16 Ocak 2006, 12:06 - İp: 85.***.**1.112
dadanagast
dadanagast (muhtar)
Yurtdışı / Amatör

cem merhaba..
yine harika bir sekilde ozetlemissin herseyi..
hersey sonucta tabii ki ekonomi'ye kadar uzaniyor.. kesinlikle hemfikirim seninle..
..siirler konusunda uzgunum, cunku artik siir yazmiyorum. en son esime, evlilik yildonumumuzde yazmistim..
lisedeyken, bircok siirler yazmistim.. ama ben yazdiktan sonra siirlerimi verirdim..
hatta bir kiz arkadasimda 50-60 tane siirim vardi, kitap yaptiracagim diyordu.. (yani allah seni inandirsin, o kadar iyilerdi.. )
...
bu arada, esim, amerikada yapilmis bir siir yarismasinda dereceye girmis.. yani biz ailece siirbazlariz..
........................

neyse.. siir konusunu bitireyim.. ben eskiden ayrica tiyatrodaydim..
hatta "reyting hamdi" de 1.5 sene kadar oynamisdim..

 

Tarih: 16 Ocak 2006, 12:50 - İp: 62.***.**2.10
thalassa
thalassa (üye)
İstanbul / Amatör

selamlar tekrar,
Çok sevindim tiyatro ile de uğraştığına, Şiirler için üzüldüm.. Eğer olaki de yazarsan ben de bir bakayım. Fotoğraflar gibi şiirleri de merak ederim insanların yazdıkları.Fotoğrafta olduğu gibi şiiirde enfalsyon yaşanıyor diye burada kıyamet kopmuştu ve hala da kopuyor.İnan fotoğrafın halinden çok da farklı değil durum.

Hatta resimde , müzikte ve her türlü sanat dalında..Yunanistan da ise herkes tiyatro yapmak istiyor. Atina da o kadar çok tiyatro açıldı ki bu nedenle tiyatrolar zarar etmekte. İngiltere nasıldır bilmiyorum ama bir kaç dostum orada da çok farklı olmadığını söylemişti , bilmiyorum doğru mu?

Beni düşündüren geçenlerde de Burkay beye yazdığım gibi bu biraz da ürkütücü aslında.ben dünyanın halini Hazar imparatorluğunun gelişimi ve batışına örnekliyorum. Tüm tarihler boyunca kültürekl gelişmişlik o toplumların gelişmemişler tarafından yenilip yok olmalarına sebp oldu çünkü deyip. Biraz kafa karışrtırayım

sevgiler

 

Tarih: 16 Ocak 2006, 13:30 - İp: 85.***.**1.112
dadanagast
dadanagast (muhtar)
Yurtdışı / Amatör

ben o kadar da gelismemis bir ornek sayilmazdim cem..
evet burada cok fazla tiyatro var.. ozellikle londrada..
...
bu arada gercekten de kafam karisti.. yani fotograf ceken de fazlalasti, en sonunda yiyip bitirecek mi diyorsun herkes?

 

Tarih: 16 Ocak 2006, 13:38 - İp: 62.***.**2.10
thalassa
thalassa (üye)
İstanbul / Amatör

Sanırım yine beni yalnış anladın . Olay şudur: Hazar İmparatorluğu Hazar Türkleri anılan bir kabile tarafından kurulur,göcebe bir toplumdur ve ayrıca da Şamandır dini inancı. Çok da saldırgandır, dünyanın bu bölgesinin hatta Bizans'ın, İran'nın ve çevresindeki tüm diğer toplumların canına ot tıkar. O sırada dine sahip olan bu toplumlar, bunlardan kurtulabilsinler diye kendi taraflarına çekmek üzere kendi dinlerine davet ederler ama bu tipler çok da zeki olduklarından ve tam bu sıralarda bir de musevi haham bunları kendi dinlerine davet edince Hazar Türkleri Musevi oluverirler. Çünkü ancak bu şekilde şavas ve saldırılarda bulunarak müslüman ve hristyan olanları soyabileceklerdir..Fakat hemen hesaba katılmayan bir şey olur , Müseviliği kabul edince yaşam koşulları değişir mecburen. O yıllarda din demek yazı demek , gelişimin iticiliği demek ve Hazar imparatorluğu din sayesinde gelişmeye başlar deli bir hızla her şey değişir ve gelişirler. Bugün hala yüksek kültürleri o topraklarda hayretler içersinde izlenir. Neyse, bu gelişim onların savaşçılığına zarar verdiğinden günün birinde kuzeyden gelen saldırılara karşı koyamaz ve kısacık bir süre içersinde yok olur dağalırlar. Şimdi sıkı dur da gülesin.>> Bu Türk museviler Polonya ve tüm Avrupa'ya dağılırlar, özellikle kuzey avrupaya. Aradan zaman geçer ve 1930 lar gelir. Hitler çıkar ortaya bunları bir güzel asimile eder güneydekilerle birlikte( güneydekiler İsrailoğlu soyundan) yaklaşık 6 milyon musevi kebap edilir sabun edilir ..İşin komik tarafı avrupalı tarihçiler aslında asimile edilenlerin en çoğunun Hazar Türk musevileri olduğunu bilirler ama kimse gıkını çıkarmaz. Yani çok gelişmişliğin de dünya genelinde olmayınca böyle bir tehlikesi oluyor ki dünyanın tarihine baktığında hiç te azımsanmayacak kadar çok yaşanmış bir vakadır.
yani senin gelişmemişliğinle valla bir alakası yok yahu... yazdırdın bana yine bir sürü

sevgiler

Bu arada unutmadan yine milyon mertebesinde türk musevilerin Kuzey devriminden biraz (önce olacaktı) asimile veya benzeri yasanır. Bunca ölüyü biraz komik bir dille anlattım ama aslında tarihin derinlikerine bu günden bakıldığında en traji komik vakalardan biridir.

#thalassa' tarafyndan 16.01.2006 14:36:00 tarihinde düzenlendi.

Şimdi tekrar okudum da kısa yazınca işte alamkayması oluyor tamamlayayım.

toplumlar geliştikçe sertliklerini , kaybediyorlar , savaş arşıtı oluyorlar. kültürün böyle bir etkkisi oluyor.. İşte böyle bir ortamda savaş gücünde de rehavet oluştuğundan az gelişmiş toplumlar tarafından ilk fırsatta yenilip tarihe gömülüyorları anlatmaktı derdim. .. Moğolların Çini istila etmesinden tut da Mısır, hatta roma hep aynı sebeplerden gümlediler.. Bunun farkında olan Ameirka gibi ülkeler böyle bir durum oluşamasın diye eğitimde nitelik ve nicelik acısından gerekli ayarlamalrı yapıp halkının bir kısmını zengin ama kültürden uzakta tutuyor.Olaki bir terslik olur da ne yaparız diye. Çok uzun mevzu olan bunu sayfalarca tartışma konusu yine..1960 şardan sonra Avrupa da eğitim kalitesini belirli bir oranda yine bu nedenle düşürdüğü de tahmin ediliyor.. Abartılı gibi gelebilir ama düşününce ve tarihe baktığında çok da mantıksız değil aslında .


#thalassa' tarafyndan 16.01.2006 19:00:56 tarihinde düzenlendi.


#thalassa' tarafyndan 16.01.2006 22:26:20 tarihinde düzenlendi.

 

Tarih: 16 Ocak 2006, 14:02 - İp: 85.***.**1.112
dadanagast
dadanagast (muhtar)
Yurtdışı / Amatör

cem, ben espri yapiyordum.. tabii ki benim gelismememisligimle alakali degil..
...
yine bir suru sey ogrendim senden..

............
hayatta en sevmedgim ozelligim, tarihten ve cografyadan nefret ettigimden nefret etmemdir..

 

Tarih: 16 Ocak 2006, 22:09 - İp: 62.***.**2.10
thalassa
thalassa (üye)
İstanbul / Amatör

Yok yahu aslında bunlar bilinen şeyler de insanın farklı açılardan bakmasını sağladığı için tarihi seviyorum. Bir de tarihleri ve adları aklımda tutabilsem aslan kesilicem de hani derler ya geçmiş geleceğin aynasıdır diye ..İşte böyle..


sevgiler

 

Tarih: 16 Ocak 2006, 22:32 - İp: 85.***.**0.247