afrikalı
afrikalı (üye)
Yurtdışı / Amatör

Film Ve Sensörler Hangisi?

Pazarbeyin açtığı Sigma sd10 başlığı altında Film ve sensör konusu tartışılıyor. Ben de buraya taşımakta fayda gördüm. Çünkü önemli bir konu. Ceko "film derinliğini, ve doygunluğunu sensörler yakalayamadı." mealinde bir açıklama yaptı. Buna inanıyorum. Kodak her bölge için özel film üretti. Mesela ortadoğu için ayrı, Avrupa için ayrı emülasyon içeren filmlerdi bunlar. Fuji yeşil tona önem verdi. Kodak ve Agfa sıcak tonlara, hatta kodak asa toleranslı film üretti. Şimdi soru şu? Elektronik algılayıcılar, filmi geçti mi? En kaliteli objektif 90 çizgi ayrıştırıyormuş.Filmde olan bu kayıp, sensörler için de geçerli mi? Saygı ve sevgilerimle...

Tarih: 16 Kasım 2005, 18:07 - İp: yok
rokomet
rokomet (üye)
Ankara / Amatör

Ben bu konuda iki farklı "imaj" üretiminin bu farklılılardan kaynaklanan avantaj-dezavantaj yada üstünlük-zaafiyetleri olduğunu düşünüyorum.
Bahsettiğiniz gibi filmlerdeki hadise (kimyasal-fiziksel oluşum) bize, dijital sensöre kıyasla çok yüksek çözünürlük olarak yansıyor. Fakat bu hadise dezavantajda olabiliyor. Filmli imaj üretiminde (fotoğraf demek istemiyorum çünkü dijitalin verdiğini başka şekilde adlandırdığınız için iki ayrı dalı tek bir isimle bahsetmek istedim) nihayi amaca kadar araya (dijital üretime göre) çok fazla faktör unsur girmekte. Sn Metenin daha iyi bileceği üzere "banyo" diye özetlenen safhada bile çok fazla faktör rol oynamakta nihayi kalite açısından. Kaldıki tab ve tarama gibi koşullarda içlerinde kaliteye etki eden çok fazla faktörü sıralamak bu mesajı çok uzatır.
Aynı sahneyi konvansiyonel makine ile ve dijital makina ile çekip neticeye aynı platformda yanyana koyup kıyaslamak yönünü düşündüğümüzde
Dijital.. (en uygun ışık ve perde hızı şartlarıyla)
-Deklanjöre basıp çektik (örn: en kaliteli raw formatında)
-bilgisayara kopyaladık
-en uygun programda açtık
Filmli üretimde (yine en uygun ışık perde hızı vs..)
-Deklanşör (en kaliteli film düşünelim)
- Banyo (Banyonun kalitesini etkilyen çok fazla faktör hepsi en iyi olacak zor ama şu an sadece teoriyi düşünüp neticeyi beyin deneyine tabi tutuyoruz)
- Tab Yada filmden tarama (her ikiside çok fazla değişken içermekte)
-Tabtan sonra tarama (buyrun bir o kadar daha değişken)
-- ve netice yine dijitaldeki deneyde kullanılan uygulama ile açılıp ekranda bakılıyor..

Bu kadar değişken içeren filmli üretimin renk sadakati ve tonlamalar olarak dijitalden üstün olabileceğini söylemek zor ama dijitalin teknolojisininde film kadar olmadığını biliyoruz..
Tabi burda dijitalde varlık nedeni olan "hız" unsuru için ne kadar kayıp verdiğinide hesaba katmak gerekir..
yani mesajın başında söylediğimi tekrarlıyorum.
üstünlükler dezavantaj... zaafiyetler ise avantaj durumunda..

 

Tarih: 19 Ağustos 2006, 14:12 - İp: 81.***.**9.247
ousahin
ousahin (üye)
Yurtdışı / Amatör


Gerçi konu açılalı epey olmuş ama ben de bir şeyler yazayım dedim.

Filmli makinelerin gerçek görüntü çektiği, dijitalin sanal görüntü çektiği söylenmiş. Aslında düşünüldüğü zaman doğru ama şunu da unutmayalım ki filmli makine de tek başına baktığınız zaman hiçbir şeye benzemeyen "negatif"lere kaydediyor görüntüyü. Onu yıkayıp yağlayıp kağıda bastırınca güzelce görebiliyorsunuz çektiğiniz fotoğrafı. Dijital makineyle çekilmiş fotoğrafı da kağıda bastırdıktan sonra ikisi arasında fark kalmıyor zaten.

Çözünürlük farkı da doğru olabilir ama ben şahsen 10 megapiksel'lik bir fotoğrafla film fotoğrafı arasındaki çözünürlük farkını insan gözünün farkedebileceğini hiç sanmıyorum. Yani ikisi de çok kaliteli görünüyor olacaktır.

Filmdeki fotoğrafta detayları kaybetmenin fizik kurallarını aşmakla mümkün olması çok ilginç geldi. Elime alırım negatifi, küçük bir çizik yaparım, bir sürü detay kaybolur. Şaka bir yana gerçekten bence görüntüyü filmde saklamak daha zor. Çok titiz bir şekilde korunması gerekiyor. Kopyalanması da çok çok zor olsa gerek (hatta belki imkansızdır). Fazla bilgim yok bu konuda. Halbuki dijital bir görüntü varsa elinizde, ve bu çok önemliyse, kaybolmasını istemiyorsanız, on farklı yere kopyalarsınız, kaybolma riski en aza iner.

Mauhdib'in söylediği gibi belki sanatçılar özel amaçlarla filmli makine kullanabilir ama bence amatörlerin seçimi kesinlikle ve kesinlikle dijital olmalı.

 

Tarih: 21 Ağustos 2006, 20:18 - İp: 212.***.**3.150
rokomet
rokomet (üye)
Ankara / Amatör

ousahin
"Filmli makinelerin gerçek görüntü çektiği, dijitalin sanal görüntü çektiği söylenmiş. Aslında düşünüldüğü zaman doğru ama şunu da unutmayalım ki filmli makine de tek başına baktığınız zaman hiçbir şeye benzemeyen "negatif"lere kaydediyor görüntüyü. Onu yıkayıp yağlayıp kağıda bastırınca güzelce görebiliyorsunuz çektiğiniz fotoğrafı. Dijital makineyle çekilmiş fotoğrafı da kağıda bastırdıktan sonra ikisi arasında fark kalmıyor zaten."

paragrafindaki yorumunu filmi çok detaylı bilmediğinden kaynaklanıyor... pozitif film yada filmin karta basılmasından başka kullanım alanları diye özetleyim

sonra değil 10 megapixel 20 megapixelin bile yetemeyeceği alanlar var.. çok nadir olsada %1000 büyütülerek kullanılan alanlar var. Bunlar tabiki amatör veya anı fotoğrafçılığından öte iş maksadıyla kullanılan alanlar. Fizik kurallarını aşmak konusu ise tamamen farklı bir anlayış yani filmi üstüne bir kimyasal dökmeden ve fiziken bir müdahelede bulunmadan bozulması zor anlamında kullanılmış o bahsi geçen yerde..
Yada şöyle açalım.. Filmli fotoğraf üretiminde ışık gümüş kaplı film üzerinde bir takım fiziksel değişimler yapar bu filme de kimyasal işlemler uygulanarak fotoğraf ortaya çıkar..
ama dijitalde ışığın yarı iletken maddelerin üzerindeki etkisini bir takım matematiksel işlemler olarak bir yere kayıt etmesidir.
anlatmak zor ama umarım anlatabilmişimdir aradaki TEMEL farkı SANAL-GERÇEK farkı

 

Tarih: 26 Ağustos 2006, 17:24 - İp: 81.***.**2.110
iizzeett_t
iizzeett_t (üye)
İstanbul / Profesyonel Fotoğrafçı

Bence sesörlerin en kötü yanı tozlanmaları
bu çok cansıkıcı bir durum. film bu konuda çok
avantajlı.

 

Tarih: 17 Eylül 2006, 16:19 - İp: 85.***.**2.10