Neden Sony Makine Alınmaz Veya Alınır ?

Paperman,

Dikkat ettiysen aslında bilgisayarla karşılaştırdım ve bir DSLRın muadili fiyatı ve içerdiği teknoloji itibarıyla bilgisayardır. Benim otomobil örneğiyle esas kafaya aldığım bir tüketici-satıcı davranış kalıbıydı. Alakasız gibi görünüyor ama mesele aynı, DSLRdan aynı arabadan bahsedilirmiş gibi bahsediyorsunuz. Bu eni konu komik bir vaziyet.

Gerçekte ortadaki araba örneğinden daha vahim bir tablo. Sık modeli değişsen arabanın parça sıkıntısı ortaya çıkar. Bir DSLR kullanım ömrü boyunca kaç kere servisin eline düşüp parça ihtiyacı doğururki, en fazla 2 kere servise 3.de çöpe gider.

Mesela X markası 4 yılda bir model çıkarıyor olsun ve biz o modelin piyasaya sürülüşünün 3.yılında satın alalım, şimdi bu en son model en yeni model midir ? 3 yıllık, DSLR standardıyla eski bir teknolojidir o kadar. Üzerine 60 model de çıkmış olsa da 3 yıllık olacaktı, hiç çıkmasa da. Ortada bu kadar açık bir gerçek varken neyi nerden nereye çekiştirmişim anlamadım.

 

O.korkmaz ; daha alet eline geçmemiş,hele bir gelsin aç bak kullan ayarları oturt, resim çek..paylaş..

 

"15 ayda , 12 giriş seviyesi modelden bahsediyoruz Antika"

antika yukarıdaki 12 makinayı teknolojinin gelişmesi olarakmı algılamamız lazım.
Bu 12 makina arasında yeni ürün çıkartmaya değecek teknolojik farkları yazarsan memnun olurum. Çünkü gerçekten bilmiyorum. Benim bildiğim bir 16mp. lik sensör, birde yarı saydam ayna yenilikleri var.

Arka arkaya birbirinin benzeri bu kadar ürün çıkartmak ticari kaygılar gereği Sony nin lehine bir durum olabilir, ancak tüketicinin lehine olmadığı kesin. İlk yazımda yazdığım gibi 9 ay önce alınmış bir makina bugün yarı fiyatına satılamıyor. Çünkü üzerine herhalde 7-8 yeni model çıkmıştır...

Bir de Sony de teknoloji sanırım sadece giriş seviyesi makinalarda bu kadar gelişiyor, semi-pro ve pro sınıfında neredeyse 2 yıldır hiç gelişme yok. Bu da çok ilginç.





#turk' tarafından 20.12.2010 03:30:23 tarihinde düzenlendi.

 

Daha ne istiyorsunuz ?

Teknoloji her modelle daha iyiye gitmiyorsa (ki her zaman ileri gitmiyor gerçekten) bu sizin kafanızla iyi birşey, elinizdeki demode olmuyor.

Esas alınması gereken üstüne kaç model çıktığı değil, üstüne ne kadar zaman geçtiği, üstüne ne kadar "anahtar" teknoloji çıktığıdır. Kime ne yahu kaç model çıkmışsa çıkmış, sonuçta senin elindeki geçen senenin modeli. Siz bu kafayla bilgisayarı nasıl alıyorsunuz anlamadım, her sene maazallah 150 model falan çıkıyor herhalde.

 

"Daha ne istiyorsunuz ?"


Ben demişim ki " Sony kullanıcıları aldıkları yeni makinaları kısa sürede bir sürü model çıkmasından dolayı 9 ay sonra yarı fiyatına satamıyor" ,

Sen demişsin ki" Daha ne istiyorsunuz bu iyi bir şey. Teknoloji geliştikçe yeni model çıkıyor "

Ben demişim ki "Sony de teknoloji sanırım sadece giriş seviyesi makinalarda bu kadar gelişiyor, semi-pro ve pro sınıfında neredeyse 2 yıldır hiç gelişme yok. "

Sen demişsin ki "Teknoloji her modelle daha iyiye gitmiyorsa (ki her zaman ileri gitmiyor gerçekten) bu sizin kafanızla iyi birşey, elinizdeki demode olmuyor.
Esas alınması gereken üstüne kaç model çıktığı değil, üstüne ne kadar zaman geçtiği, üstüne ne kadar "anahtar" teknoloji çıktığıdır. Kime ne yahu kaç model çıkmışsa çıkmış, sonuçta senin elindeki geçen senenin modeli"


Konu çok modelin çıktığı giriş seviyesi ise Sony nin 15 ayda 12 model çıkarması iyi bir şey, konu semi pro ve pro gövde ise anahtar teknolojik bir gelişme yoksa yeni gövde çıkarmaya gerek yok...

İki dediğin şey arasındaki çelişkiyi sanırım sen de yazılarını tekrar okuduğunda göreceksin.

Burada sadece bir arkadaşımın başına gelen bir şeyi yazdım, makinasını 9 ay sonra satmaya çalıştığında teklif edilen fiyatlardan sonra ne kadar üzüldüğünü ifade ettim. Ancak bir markayı savunmak adına, burada giriş seviyesi makinalar için düşündüğünüz şeyin , daha üst sınıf gövdeler için tam tersinisi söylüyor olmanızdan anladığım, marka fanatikliği yaptığınızdır.

Lütfen burada Sony adına değil, tüketici adına konuşun.

Yazılar marka fanatikliğine kaydığı için bu konuya bir daha görüşümü yazmayacağım.
Çünkü insanlar fanatiklik yapacağım diye yazdıklarında çelişkiye düşüp saçmalıyor.

Buyrun Sony nin adına işinize nasıl geliyorsa öyle yazmaya devam edin.





#turk' tarafından 20.12.2010 13:45:54 tarihinde düzenlendi.

 

İyi okuduysanız satıcı-tüketici davranış kalıbından bahsetmiştim. Bu saçma sapan, dünyada eşi benzeri olmayan kalıba göre haklısınız, tüketici alırken üstüne kaç model çıktığına bakıyor, satıcı satarken modelin kaç senelik olduğunu, hangi teknolojileri ıskaladığını değil, üstüne ne kadar az model çıktığını pompalıyor.

Bu saçmalığı ben almayayım müsaadenizle. Bana, tüketici olarak 1 yaşında kullanılmış Canon da getirseniz Nikon da ve dahi Sony, yarı fiyatından bir kuruş fazla vermem. Gördüğünüz gibi esas marka fanatikliği yapan sizsiniz çünkü yazdıklarınızdan anladığım kadarıyla 1 senelik kullanılmış Nikon ve Canon'a sıfır fiyatını vermeye hazırmışsınız gibi tavır sergiliyorsunuz.

Zaten ekonomik ömrü 3-4 sene olan DSLRı 1 sene sonra okutma düşüncesiyle alanın vay haline...

Ben gerçekten merak ediyorum, bilgisayar alırken nasıl olup da gözünüzü kırpmıyorsunuz, DSLR alırken elleriniz titriyor, sanki hayatınızın yatırımını yapıyormuş gibi davranıyorsunuz. Öz itibarıyla ikisi de benzer pazar özellikleri arzeden ürünler. Bu tip ürünleri alırsınız, maksimum fayda elde edecek şekilde tepe tepe kullanırsınız, sonra da çöpe atarsınız.

Eskiden fotograf dünyası başkaydı, sadece fotograf çekmeye meraklı insanlar takip ederdi bu işleri. O güvenli ortamda bir model çıktı mı 10 sene üretimde kalırdı. İş ne zaman dijitale döndü, internet minternet forumları falan bir anda ilgi odağı oldu. Tabii bunca karmaşa ve kan kokusu Sony gibi köpekbalıklarını da bu sulara çekti. Sony vaktiyle TVleri, Notebookları, PSleri nasıl domine ettiyse, bu işi de öyle domine edecek. Minolta model yenilemekte geç kaldığı için topu attı, Sony tam tersini yapacak, habire model sürecek ve gördüğünüz üzere sürüyor. Sony sıkletinde bir köpekbalığıysanız bu oyunu böyle oynarsınız. Kapitalizm böyle birşey işte, yeterince büyükseniz kuralları siz koyarsınız. Önümüzdeki 5-10 senede önce Pentax'ın sonra da Nikon'un yutulduğunu görürseniz hiç şaşırmayın, zaten ondan sonra senede 20 modele hazır olun.

 

-"...optik vizörün olmaması gibi ciddi bir sıkıntısı var"

-ben DSLR'lerde optik vizörün çoktan tarihe karışması ve yerini -tabiiki kaliteli- bir LED vizöre bırakması gerektiğini düşünürken, "optik vizörün olmaması"ndaki "ciddi bir sıkıntı"yı merak ettim doğrusu...ciddi sıkıntı nedir?...

 

Bu tartışmalara başka yönden bakalım diyorum

Sony evet hızlı modeller çıkardı ama bu bir pazarlama politikası ve çok kısa sürede ürün çıkardı diyoruz zaten Sony çok kısa süredir bu piyasada. Herhalde adamların bir bildiği vardır (Belkide yoktur )

BU çıkan modellere bakarsak bir bölümü CCD bir bölümü CMOS. Biz kendi tercihlerimize göre bakıyoruz ama şimdi Sonyde şunu sorabilir almak isteyen kişi CCD de CMOS ta istese var,Video istese veya istemese var, Aynasız sistem var, Yarı Saydam Ayna Teknolojisi var, FF var. Alınır alınmaz, kullanılır kullanılmaz bilemem ama var..

Fiyat düşüyor zaten bugün aldığınız bir ürünün fiyatı yarın düşmüş demektir. Belki Nikonlar bu konuda biraz daha iyi piyasada. Ama fiyat düşüyor dendiğinde bugün A700 ikinci elde 1.300 TL civarına satılıyor Canon 40D 900-1000 TL 50D 1.150 -1.250 TL civarına gidiyor. Mesela ben dikkat ediyorum.. Canonların piyasa fiyatları, ikinci elleri müthiş bir düşüş yaşıyor. Bir ürünün ikinci elinin oluşması birçok faktöre ve kullanıcı profiline bağlı. O yüzden subjektif bir konu. Ben iki makinemi de satarken hiç sorun yaşamadım. Belki ben yaşamadım ama sürekli ikinci ellere bakan birisi olarak bu bölüm biraz göreceli bir kavram gibi geliyor.

Sonuçta bu piyasa çok hızlı gelişen, çok rekabetin olduğu bir piyasa özellikle pazar kavgası Giriş ve giriş üstü seviyede gözüküyor.

 

elcezeri,

1. Electronic ViewFinder(EVF)'de gördüğün görüntü zaman olarak gerçek hayatın gerisindedir. Optik vizörde görüntü ışık hızıyla ulaşırken, EVFde bir sürü işlemden geçerek insanın algılayabileceği bir gecikmeyle (en delikanlısı 0.2 sn. falan) ulaşır. EVFden bakarken elini makinanın önünde şöyle bir sallarsan ne demek istediğimi anlarsın.

2. EVF insan gözü kadar hızlı ve iyi adapte olabilen birşey değil. Özellikle karanlık loş ortamlarda görüntü yok olur, ışıklandırma renginin aşırıya kaçtığı durumlarda EVF ne yapacağını bilemez. Optik vizör insan gözünün çalıştığı her ortamda çalışmaya devam eder. Ortamdaki ışık neyse, aynen onu gösterir.

3. Bir DSLR, vizörden bakarken değil, denklaşöre basarken elektrik harcar. EVF sistemi ise habire enerji tüketir, pilin şarjı tez elden suyunu çekiverir.

Fakat öncelik fotograf değil de video ise o zaman tabiiki EVFden başka alternatif yok.

 

Antika dostum bilmiyorum Sony nin EVF sini inceledin mi ama o bildiğimiz EVF lerden değil...

Benim Nex-5 de en şaşırdığım nokta oldu. Bu yüzden özellikle Like makineleri pek sevmedim daha önce kullandığım halde. Ama bu yeniler (Sony ninki için yorum yapabilirim) acaip birşey..

Işığa çok duyarlı bütün Makine ayarlarını Alan derinliği, pozlama vs. anında görüyorsun ve gece bir yere makineyi çevir gözünle görmediğin detaylar ekranda oluşuyor... Nasıl yapmışlar bilmiyorum ama çok ilginç...

Bu söylediklerim Nex, A55, A33 için geçerli.. Yeni nesil makinelerde LCD böylemi bilmiyorum.

Ben aldığımda çok zorlanacağımı zannetmiştim daha önceki tecrübelerime karşılık ama şaşırdım.

Örnek bir fotoğraf koyayım (tabi bir özellği yok, deneme amaçlı bir fotoğraf.. Karanlıkta ne oluyor diye masa altını çektik... Şöyle söyleyeyim o çanta ve ayakları gözle biz çok zor görüyorduk ve flaş yok tabiki )

Bu görüntüyü önce LCD (Nex-5) gördük sonra fotoğrafta... Belki bir örnek olur fikir verir.

Çok gelişmiş gördüm Sony serisindeki EVF yi , optik vizörün tadı başka o başka bir konu