paperman
paperman (üye)
Yurtdışı / Amatör

"house" Dizisi Finali - Canon 5d Mıı

Geçenlerde başka bir topikte ( Kral Çıplak mı ) digital bu kadar iyiyse neden Holywood'un analog/filmli çekimleri bırakıp digitale geçmediği sorulmuştu . Ben de geçildiğine, yeni bir çok filmin kısmen digital makinalarla çekildiğini dair örnekler vermiştim.

Bu da son haber . "House" dizisinin sezon finali TAMAMEN Canon 5D Mark II'ler ile çekilmiş . Üstelik final bölümü olması önemli ; büyük reklam gelirlerinin olduğu,izleyici oranının maximuma çıktığı bölümler bunlar. 2 hafta içinde yayınlanacak,merakla bekliyorum .


TIKLAYIN

DSLR'lerdeki FF sensör boyu ile , $75,000 dolardan başlayan profosyonel digital video kameralardaki sensörler aynı boyda . Öyle olunca, $2000 DSLR ile aynı görüntü kalitesi elde etmek mümkün oluyor .

DSLR'lere eklenen video özelliği fotoğrafçılara çok bir şey ifade etmese de , tersinden bakıldığında bu fotoğraf makinaları , işi video çekimi olanlara büyük imkanlar sağlıyor.

Tarih: 3 Mayıs 2010, 01:00 - İp: 96.***.**4.180
paperman
paperman (üye)
Yurtdışı / Amatör

Antika,

Bir ampulü içinde flamentler gözükecek şekilde pozlaman için en az 4-5 stop filan eksiye gitmen lazım . O durumda da çevredeki objelerin gözükmesi mümkün değil .

Bahsettiğin , hem ampul filamentinin görülebildiği , hem de mekanın düzgün pozlandığı fotoğrafları sanırım ben de gördüm. Bir reosta sayesinde voltaj düşürülerek yapıldığını düşünmüştüm - başka şekilde mümkün olacağını sanmam.

edit: Bir de aklıma geldi - dekoratif amaçlı , zaten sadece flamenti gözükecek şekilde yanan,artistik ampüller de var ...

#paperman' tarafından 12.05.2010 01:08:19 tarihinde düzenlendi.

 

Tarih: 12 Mayıs 2010, 00:56 - İp: 96.***.**4.180
antika
antika (üye)
İstanbul / Meraklı

Paperman,

Zacuto'nun videosunu iyi seyretmemişsin anlaşılan, hem o filamentin hem de hem ampulun cidarının hem de uzakdoğulu hanımkızın yüzünün gayet güzel pozlandığı sahneyi atlamış olmalısın. Üzerinde "Kodak" ve "Fuji" ibaresi olan deneme çekimlerine iyi bak, sonra bunu 5D, D3 vs. gibi şeylerin çekimleriyle karşılaştır, onlarda ampulun kocaman bir leke gibi göründüğüne şahit olacaksın.

Aynı durumu birinci videoda hanımkızımız banyo yaparken de gözlemleyebilirsin. Arkadaki şeffaf tuğlaların "Kodak" ve "Fuji"de pörtlemediğini göreceksin.

Biz buna geniş dinamik aralık diyoruz. İşte bunun için dijitalde ışığa daha çok dikkat etmek gerekiyor.


#antika' tarafından 12.05.2010 13:41:20 tarihinde düzenlendi.

 

Tarih: 12 Mayıs 2010, 11:06 - İp: 88.***.**3.107
ozansan
ozansan (üye)
Yurtdışı / Reklam Fotoğrafçısı

Herkes cok seylerden bahsetmis ve konuya nerden gireyim diye sasirdim acikcasi.Ben sadece SONY nin alfa lenslerini takabilecegi bir HD kamera uzerinde calistigini ve sanirim buyuk sensorden yardim alarak yuksek ISO lardaki bu performansi arttirmak ve alan derinliklerinde 5DMII daki gibi sonuca gitmek istedigini kestiriyorum.Yani var da olabilir Pro amacli biyerlerde ancak paperman inda bahsettigi gibi bi yerlerde, onemli olan bize ulasmasi.Bakalim neler olacak...Degisik olan hersey hos birde fazla kafa patlatmayin bu adam napmis napmamis,neyle yapmis,niye yapmis diye.Canon demis kullansana benim makinayi para vericem sana,adamda demis olur kullanayim.bakmis aa original sonuclar var cekimde,neden olmasin diye yapmis bi enteresanlik ve hosluk.Daha nesinde bu kadar tartisma anlamadim.bosverin seyredin sadece,keyfinize bakin derim ben...

 

Tarih: 12 Mayıs 2010, 17:41 - İp: 221.***.**6.23
paperman
paperman (üye)
Yurtdışı / Amatör

Film ile çekilende ampul çok daha detaylı gözüküyor ,diyecek bir şey yok - filmin dinamik range'i her iki yönde de 2 stop filan daha fazla . ( Gerçi benim kastettiğim o değil , filamentin zikzaklarının-telin kıvrımlarına kadar tüm detaylarıyla- çok sönük turuncu gözüktüğü durum . Bulursam örneğini eklerim.)

Yalnız bu 3 belki 4 stop dinamik range fazlalığına çok fazla takılmış durumdasınız . Digitalin tüm çekim ve işleme kolaylıklarını,hızını,ISO kabiliyetini,ekonomisini,enstantaneyi ve istenen kareyi doğru yakalama yüzdesini v.s. ne varsa unutup bir dinamik range tutturmuşsunuz gidiyor .( Ondan başka kale kalmadı ). Ama o dinamik range'e sıra gelene kadar analogda bariz gözüken kusurları çözebilmeniz için dünyanın zamanı ve eforu gerekiyor- diğer topikte eklediğiniz fotoğraflarda kendi sözlerinizden anlaşıldığı gibi.

İlla her fotoğrafta dinamik range'in tavanına dayanacaksın diye bir kural yok. O sebeple digital çekerken filmde yaptıklarımızı bir kenara bırakıyoruz, Highlights'ımız devamlı açık tutup, ışığı patlatmamaya çalışıyoruz. Daha dikkatliyiz veya pozlama kısmını yeni bir metod ve limitlerle yapıyoruz .Kendin de diyorsun zaten ışık konusunda daha dikkatli olmak lazım diye. Getirdiği bunca sürat,kolaylık ve kalitenin yanında tahammül edilebilecek bir durum bence. Öyle düşünülmese , NG'yi ve reklam/moda/mimari fotoğrafçıları hala filmli makinalarla cebelleşirken görürdük.

Kaldı ki gelişen sensörlerle şimdilik 8.5-9 stop olduğu söylenen dinamik range'in ( bazı makinalar artık 11 filan deniyor ama bilmem) en kısa zamanda filmi yakalayacağını tahmin etmek zor değil - artık filmleri geliştirmeye hiç bir firmanın milyonlarca dolar harcamayacağını da göz önünde bulundurursak .

Ortada üretilen filmli /SLR makina kalmamışken bu işin artık savunulacak yanı yok - olsa filmli makinalar hala satılıyor/geliştiriliyor olurdu

Adam ISO 100,000 'de gece doğal ışıkta hareketli görüntü alacak makina yapmış , diyoruz ama fotoğrafta ampul filan olursa çok parlar . Eh buyrun çekin o zaman filmli makinayla aynı ışıkta - bakalım kaç ASA'ya çıkabiliyorsunuz ...

İnsanlar antika araba da alır,kullanır - yavaş gitsin,yolda kalsın farketmez -müthiş de zevk alırlar . Verdiği his yeter... Ama onu gidip günümüzün herhangi bir otomobili ile yarıştırmak söz konusu olmaz


#paperman' tarafından 13.05.2010 00:18:46 tarihinde düzenlendi.

 

Tarih: 13 Mayıs 2010, 00:12 - İp: 96.***.**4.180
antika
antika (üye)
İstanbul / Meraklı

Antika arabaların bugünkü arabalardan "duygusal olmayan" bir tanecik özelliğini söyleyebilir misin ?

Ben filmin dijitalden bariz daha iyi birkaç özelliğini yazayım :
1. Yüksek dinamik aralık
2. Yüksek çözünürlük
3. Daha güzel tonlama, pürüzsüz ton ve renk geçişleri
4. Renkler çok daha kolay tutturuluyor.

Ayrıca birkaç teknik hatayı düzeltelim:

"...8.5-9 stop..." :

8 stop = 8 bit - nokta.
8 bit ile ifade edebileceğiniz ışık şiddeti seviyesi 2 üzeri 8'dir yani 0 ile 255 tam sayı aralığındaki değerlerden birisi, o kadar.

"RAW çekerim, artık makinalar 100-bitlik prosesörle çalışıyor vs." martavalları da traş, bunlara ADClerin Sinyal/Gürültü oranını sormak gerekiyor, evet fazladan bitler var orada ama o bitlerde fazladan sinyal yok, orada fazladan gürültü var.

ADC (analog-dijital-converter) denen meret daima lineer çalışır, asla film gibi logaritmik bir özellik sergilemez. Bir ADC'yi dinamik aralığın tamamını kapsayacak şekilde ayarlarsanız, yani aynen Paperman'ın dediği gibi, bu sefer de 4-5 stop az pozlamış olursunuz, diğer bütün detayı kaybedersiniz.



"...enstantaneyi ve istenen kareyi doğru yakalama yüzdesini..." :
Dijitalin bahsi geçen ampul örneğini doğru yakalama yüzdesini açıklıyorum : % 0 (yazıyla, yüzde sıfır) Aslında sonradan yolladığım linkteki Kodak sitesindeki "Prison Break"in yapımcısının röportajını dinleseydiniz, dijitalin bu açıdan daha riskli olduğunu duyardınız. Dijitalde bir kere doğru çektiniz çektiniz, sonradan yapacak hiçbirşey yok.

ISO 100bin:

"Impressive" Tek sorun arada birisi fizik kanunlarını değiştirmezse eğer, FF DSLRın ISO 3200'deki performasını yakalamak için 30 kere daha büyük alana sahip sensör kullanılması gerektiği.


"Bugün hiçkimse filmli SLR üretmiyor" :
Hiçkimsenin 35mm filmli AF SLR üretmediği doğrudur. Ama hepimizin malumu lüks bir marka bunu üretiyor :
http://www.hasselblad.com/products/h-system/filmmagazines_productpages/hm-16-32.aspx
Neden ? Çünkü ciddi işlerde filmin muadili yok. Bu sebeple ciddi işler yapanların rağbet ettiği bu firma ciddi müşterileri için hala film kartuşu üretiyort. İş daha ciddileşince yani format daha da büyünce, mesela 5x4inç gibi, filmden daha iyisi yok.



Bu arada birşey daha ilave etmek istiyorum : O ampul kocaman bir lekeye dönüşmesinin yanında rengi de bozuluyor, artık sarı değil, beyaz. Neden ? Çünkü sarı renkte ağırlıklı ana renk olan kırmızı satürasyona giriyor, yani 8-bitlik skalada 255'e dayanıyor, kırmızının yeşil ve maviye göre olması gereken oranı düşüyor, akabinde sarıyı oluşturan ikinci ana renk yeşil satürasyona giriyor, sonuçta mavi de 255'e çok yaklaşınca ortaya bu beyaz çıkıyor. Dijitalde gökyüzünü fotograflayanların bir hayli dikkatli olması gereken bir durum, eğer çıplak gözle gördüğünüz olması gereken gökyüzü mavisi, resimdekiyle tutmuyorsa, bilinki sebebi budur, R-G-B için ayrı ayrı histograma bakın bakalım mavi satürasyona girmiş mi diye.


#antika' tarafından 13.05.2010 12:15:09 tarihinde düzenlendi.

 

Tarih: 13 Mayıs 2010, 11:49 - İp: 88.***.**3.107
malkocy
malkocy (üye)
Yurtdışı / Amatör

Canon firması bir de böyle bir film çekmiş..

Canon full-hd film

 

Tarih: 13 Mayıs 2010, 16:37 - İp: 58.***.**1.129
paperman
paperman (üye)
Yurtdışı / Amatör

"Ayrıca birkaç teknik hatayı düzeltelim:"...8.5-9 stop..."

8 stop = 8 bit - nokta.
8 bit ile ifade edebileceğiniz ışık şiddeti seviyesi 2 üzeri 8'dir yani 0 ile 255 tam sayı aralığındaki değerlerden birisi, o kadar"

-----------------

Niye 8.5 diyemediğimi anlamadım zira her yerde karşıma çıkan bir rakam - dinamik range ile ilgili . Lineer gittiği için tam sayı kullanman lazım diyorsan peki bu aşağıdaki ne ?? Gerçekten merak ettim,anlatırsan sevinirim .

edit : Resim küçük açarsa tam okunmuyor - yazı şöyle gidiyor :
"The total dynamic range of the EOS-10D is 8.5 f-stops. Dynamic range improves .... "

[/IMG]



#paperman' tarafından 14.05.2010 04:30:35 tarihinde düzenlendi.

 

Tarih: 14 Mayıs 2010, 04:24 - İp: 96.***.**4.180
antika
antika (üye)
İstanbul / Meraklı

RAW data'dan bahsedıyor.

İnsan algısı logaritmiktir.

Biz insanlar (*) büyük sayıları logaritmiktir algılarız, sadece ilk 3 basamağa bakarız, gerisinin bin mi, milyon mu, milyar mı, trilyon mu olduğunu çıkarmaya çalışırız. 3 basamaktan sonrası bizim için sadece küsürattır. Kafamızda 4 (3 basamak + binler,milyonlar,milyarlar basamağı) basamak tutmak yeterlidir. Bizim algımıza kapsayabilecek lineer bir sayacın 33 basamak olması gerekirdi. Siz hiç 33 basamaklı hesap makinası gördünüz mü ? Olsa bile son 30 basamağına kim bakar.



Dijital makinalarda kullanılan sensör sanıldığının aksine analog bir bileşendir. Zaten analog bir bileşen olduğu için "Hot piksel" veya "Dead piksel" gibi şeyler var.

Sensör üzerine düşen ışığın şiddetine paralel olarak analog elektrik sinyali oluşturur. Sensörün ışığa tepkisi "lineer"dir, yani sensörün girişi ile çıkışını bir sinyal/ışık grafiği ile ifade edecek olsak merkez yakınından başlayan (grafikte 0,0 noktası ) sürekli artan "düz" bir çizgi göreceğiz. Belli bir ışık değerine ulaşınca bu çizgi bir anda kırılıp yatay bir pozisyon alacaktır, yani satürasyona (doyuma) geçecektir, sensörün üzerine ne kadar ışık düşerse düşsün sensörün çıkış sinyali aynı kalır.

Sensörün çıkışı belli bir katsayı (**) ile yükseltilerek yani amplifiye edilerek ADC'ye verilir. Şimdilerde bu ADC sensör 14 bit veya 16 bit falan oluyor, sanırım ilk makinalarda bile bu bit sayısı 12 falandı. Sonuçta herşey 8-bitlik JPG'ye çevriliyor. Yolladığın snapshotta görüldüğü RAW yada Tiff olarak resimleri kaydetmek çözümmüş gibi görünebilir ama değil aslında.

Çünkü....
ADC de lineer bir bileşendir. Doğası gereği sensörden maksimum sinyal değeri için yani satürasyon değeri için elindeki bitlerle oluşturabileceği maksimum sayıyı üretir , 8 bit için 255, 12 bit için 4095 , 16 bit için 65535. Ve üretilen sayılar birebirdir yani lineerdir. Bit eklemek hassasiyeti bir yerden sonra arttırmaz, çünkü sondaki bitler anlamsızlaşır, çoğunlukla gürültü ihtiva ederler. İlk baştaki satürasyon skalasını arttırmak gerekir yani sensörden gelen sinyali yükseltmek ki bu durum da düşük ışık seviyelerinde yani resmin karanlık bölgelerinde gürültü oluşur. (***)


İnsan gözünün algısı da logaritmiktir. Film de logaritmik davranış sergiler.

(*) Japonlar sayıları 3lü değil 4lü gruplar
(**) Makinanızda ISO değerini değiştirdiğinizde yaptığınız iş bu amplifikasyon katsayısını değiştirmektir.
(***) Yüksek ISOda karanlık bölgelerin sapıtma sebebi

 

Tarih: 14 Mayıs 2010, 11:08 - İp: 88.***.**3.107
paperman
paperman (üye)
Yurtdışı / Amatör

Bütün yazdıkların tamam .

Ben sensörler 8.5-9 stopluk dinamik range'de demişim - yani eklediğim yazı nasıl Canon sensoru 8.5 stopluk dinamik rangededir demişse aynısı . Sen dersin ki , RAW'daki değer geçerli değil zira eninde sonunda her şey JPEG'e dönüşüyor - o da 8 bit .

- RAW çekimin bu durumda dinamik range olarak bir farkı yok mu JPEG'den ?? - genişlik açısından , ara tonlar /geçişler değil ...

- Sen film çekip taratıp PC'ne atınca sonuçta sen de JPEG'e dönmüyor musun ?? Yani bu durumda 8 stopluk dinamik range'e ?? ( Yine aradaki tonların geçişlerinden bahsetmiyorum )

Doğru mu ifade ediyorum bilmiyorum ama bu durumda senin film ile digitalin dinamik range'i aynı ama sende sadece aradaki tonlar/geçişler logaritmik diye daha yumuşak ...Fark da bu ( Haliyle aradaki scan/PC fasıllarını atlasan belki 12-14 stop dinamik range'in olacak ama JPEG'e döndüğün için 8'e düşüyorsun )

 

Tarih: 14 Mayıs 2010, 11:48 - İp: 96.***.**4.180
antika
antika (üye)
İstanbul / Meraklı

Sonuçta 8-bitlik JPG'e çevrilmiş olsa bile film+taramadan gelen görüntünün dinamik aralığı daha yüksektir.

2 sebeple :

1. Burada tarayıcı, dijital makinalardaki ADC'nin görevini yapar ve aynen onun gibi lineerdir. Tarayıcıya gelen sinyal asla satürasyona uğramamış logaritmik davranış sergileyen bir sensörden yani filmden geliyor. Görüntünün parlak yerlerindeki tonlar dar bir aralığa sıkışmış olsa bile asla düz değildir.

2. Tarayıcı zaten sabitlenmiş görüntü işlediği için 2 pass yapma hakkına sahiptir, birinci passta maximum ve minimum değerleri tespit eder, ikici passta amplifikasyon katsayısını kendi lineer skalasını en optimum kullanacak şekilde ayarlayarak esas çevirimi yapar.

Aslında bunları anlatıyorum ama hayret etmekten de kendimi alamıyorum, insan neden önce kendi gözüne inanmaz da bir sürü matematiksel-fiziksel edebiyat parçalanmasına mahal verir.

Bahsini ettiğimiz ampul örneğine geri dönersek, internetten download ettiğin Zacuto'nun filmi (movie anlamında ) de 8-bitten dijitize edilmiş. Orada hem Canon 5Dnin hem de Fuji/Kodak'ın sonuçlarını görüyoruz, aradaki bariz "dynamic range" farkına da bizzat gözümüzle şahit oluyoruz, daha başka ispata gerek var mı ?


#antika' tarafından 14.05.2010 13:32:18 tarihinde düzenlendi.

 

Tarih: 14 Mayıs 2010, 12:58 - İp: 88.***.**3.107