eal251
eal251 (üye)
İstanbul / Amatör

Dijital Makinalarda Ayna Faktörü

Merhaba

DSLR makinalarda ayna mekanizmasının gereksiz olduğunu hatta fotoğraf üzerinde olumsuz etkiler yarattığını düşünüyorum. Elektronik, bilgisayar ve orta seviseyinde fotoğrafçılık bilgilerim ile analog ve digital makinalar arasındaki farkları çok teknik detaya girmeden aşağıda analiz etmeye çalıştım.

Bildiğimiz gibi analog makinalarda ışık, ışığa duyarlı film üzerine düşer ve görüntü film üzerinde oluşur. Digital makinalarda ise film yerine CMOS yada CCD algılayıcı vardır. Matrix şeklinde dizilmiş olan photovoltaic algılayıcılarının (pixel) üzerine düşen ışık, ışık miktarına göre algılayıcı üzerinde belirli bir voltaj değeri olşturur ve analog-digital dönüştürücü ile herbir pixel değeri sayısallaştırılarak görüntü oluşur.

Analog filmlerde ışığa duyarlılığının ölçüsü ASA olarak tanımlanırdı ve bugün kullandığımız ISO ya karşılık gelen bir değerdir. ASA ne kadar yüksek değerde ise film kimyasal olarak ışığa o oranda hızlı tepki verir ve perde hızı kombine edilerek istenen görüntü film üzerinde oluşur. ISO yu ise her pixelin analog-digital dönüşümden önceki amplification factor (yükseltme faktörü) olarak düşünebiliriz. Az ışıklı otamlarda pixel üzerinde oluşan voltaj düşük olacağından, bu yukseltilerek ortalama bir değere getirilir. Fazla ışıklı bir ortamda yüksek ISO değeri kullanırsak A/D donüşümde pixel voltajı sature olur (tavan yapar), yani ışık patmalaması dediğimiz olay oluşur.

Analog filmlerde görüntünün oluşması kimyasal bir olaydır ve ışığın film üzerine düştüğü süre boyunca film üzerinde kimsayal etkileşim devam eder. Ancak dijitalde durum bundan farklıdır. Işık pixel algılayıcı üzerine düştüğü anda votaj değeri oluşur ve süreden bağımsız olarak (ışık miktarı değişmediği sürece) sabit kalır. Görüntü ise mikrosaniyeler yada milisaniyeler içerisinde A/D dönüşüm ile sayısallaştırılabilir. Bu durumda perde hızının sayısal görüntü üzerinde bir etkisi olmayacaktır, hatta mekanik haraketten dolayı oluşacak sarsıntının olumsuz etkisi olacaktır. Blur etkisi yaratmak için uzun perde hızlarında defalarca örnekleme yapıp, bunların ağırlıklı ortalamasının alınması ile görüntü effektlerinin oluşturulması gibi konuları ayrı tutuyorum.

Tüm digital makinalar aslında live-view çalışabilir, deklanşöre basıldığı andaki görüntüyü saklayabilir, hatta hepsi movie çekimi yapabilir. Yani fotoğraf makinalarını video kameralardan ayıran fark nedir? Bu konudaki görüşlerinizi paylaşabilirseniz sevinirim.

Ercan AKYAZI



#eal251' tarafından 23.11.2010 13:10:17 tarihinde düzenlendi.

Tarih: 23 Kasım 2010, 13:08 - İp: 83.***.**3.118
antika
antika (üye)
İstanbul / Meraklı

Yazdıklarınızdan anladığım kadarıyla "elektronik" temelli bir eğitiminiz var. Bu durumda "kapasite" nedir biliyorsunuzdur. Ben de tam olarak bilmiyorum ama sizin bahsini ettiğiniz fotodiod vs. tipi ışığa duyarlı aktif bileşenleri kapasiteyle eşliyorlardır muhtemelen. Malumunuz günümüzde bilgisayarlarda kullanılan neredeyse bütün hafıza çipleri aynı prensiple çalışıyor. Beri taraftan yarı iletken malzemesi hakkında çok bilgim yok, belki son zamanlarda kapasitif özellik sergileyen bir malzeme üretmiş olabilirler, bilmiyorum.

Buffer demişsiniz. Ben "hafıza" demedim "trafik" dedim. Yani datayı nereye koyarsınız demedim, o hızla nasıl işlersiniz dedim. Parlak günışığında çekilen pozlar 1/500sn. perde hızıyla çekilir, geniş diafram veya azıcık yüksek ISO ile 1/4000 hatta abartırsanız 1/8000 neredeyse bütün modern DSLRların desteklediği perde hızları. Anlayacağınız ardarda ölçüm sözkonusu olsaydı, saniyede 8000 kere örnek alınabilmesi lazımdı. 12bit = 1.5 byte, buna göre 14MPlik bir sensör için :

8000 x 1.5 x 14 = 168 Gb/sn.

Bu datayı hangi veriyolundan geçirirdiniz artık varın siz düşünün.

Neyseki sensörler kümülatif çalışıyor. Dolayısı perde ışığı açıp kapatıyor, bu süre içinde piksellerde biriken ytükü işlemek için resim LCDde görünene kadar geçen süre fazla fazla yeterli oluyor.

Video çekim modundayken işler biraz farklı. Bir kere en delikanlı videonun çözünürlüğü 2MP, dolayısıyla 10-15MPlik sensörün görüntü kalitesinden bolca feragat edebiliyorsunuz. ADC işlemi sürekli devrede, habire pikselleri tarıyor ama bunu 24 fps hızla yapıyor. Ortamda 1/24 sn. pozlamanın kaldırabileceğinden daha fazla ışık varsa, reset döngüsü, ADC döngüsünü belli bir faz farkıyla izliyordur. Ortamdaki ışık 1/24sn'lik pozlama için yetersiz, işte o zaman problem başlıyor, ISO yükseliyor, hatta ISO aşırı yükselirse chroma (renk) gürültüsü o kadar artıyorki çekim siyahbeyaza dönüyor vs.

 

Tarih: 25 Kasım 2010, 03:59 - İp: 88.***.**1.173