Stabilizasyon çok eski bir buluş, özellikle asker uygulamalarda. Dalgalı denizlerde seyreden gemilerin hem radarları ve optik sistemleri stabilizasyonludur. Mesela 200km menzili olan bir radarın dalga yüzünden 1 derece saptığını düşünün, ki hava yaptığında durum çok daha vahim, 200km ötede hiçbirşey göremez. Aynı şekilde ngebeli arazide seyreden tankların durmadan hedeflerini vurabilmeleri için de stabilizasyon gerekli, dahası atış kontrol sistemlerinin kısa süreliğinede olsa kule motorunun hareketlerini de telafi etmesi gerekebiliyor. Bir sürü icat var, patent istemeyen, amatisör, teker, dişli vs. sanırım stabilizasyon da onlardan biri.
Esas olay tarihte yatıyor. Canon ve Nikon stabilizasyonu filmli makinalar zamanında çıkardılar, dolayısıyla lense koymaktan başka şansları yoktu, o zamanlar milleti iyi yoldular. Dijital cıkınca mertlik bozuldu, küçük hafif bir parça olan sensörü sallayarak stabilizasyon yapmak mümkün oldu. (ilk gövdeden stabilizasyonlu DSLR KonicaMinolta 7D vd 5D, Pentax'tan neredeyse 2 sene önce)
Canon ve Nikon gövdeye stabilizasyon koysalar, vaktiyle eşşek yükü para ödeyip VR/IS lens almış müşterilerinin düşeceği keriz durumunu bir düşünün hele. Beri taraftan pazarı da kaptıramayacakları için 2 şey yaptılar :
1. Optik stabilizasyonun diğerinden daha iyi olduğu balonunu uçurdular, bu onlara 2-3 sene zaman kazandırdı. (gerçekte her iki sistemin de kendine göre avantajları var)
2. Ucuz IS/VR kit lensleri piyasaya sürdüler. Sorun şuki kit lensten biraz daha iyi bir IS/VR lens dünya kadar para, üstelik eski lensler hala stabilizasyonsuz.
|